SPOR MEDYASININ SORUMLULUĞU
Spor sadece futbol değildir. Ancak Ülke gündeminin en fazla meşgul eden spor dallarının başında FUTBOL gelmektedir. Diğer spor dallarında elde edilen başarılar göz ardı edilmektedir. Örneğin şu günlerde Avrupa Güreş Şampiyonası vardır. Ancak bu organize spor gazetelerinde bile minnacık yer bulur. Bu kabul edilecek bir gerçek değildir. İşte o zaman bu spor gazetelerine verilecek ad, spor gazetesi anlamından çıkar. Futbol haberleri gazetesi diye adlandırmak gerekir. Evet, öyle bir yayın anlayışı bar ki; spor sadece futboldur...
Bence Futbol olayının bu kadar gündeme taşıyan ülkemizdeki spor basınının öncüleridir. Üzücü tarafı bu kadar yatırıma rağmen bir türlü elde edilemeyen üstün başarıların peşinden koşmaktır. Oysa taraftar desteği milyonlarla ifade edilir. Onun için bu kulüplere başkan olmak çok önemli bir ayrıcalıktır. Hatta o başkanlar bunun farkında olduğu için, o makamın bazen ağırlığını da kullanmak isterler. Spor yorumcuları ise, sanki taraftar gibi yorum yapmaktadırlar. Tarafsız kalan pek azdır. Hakem değerlendirmelerini yapan insanların hakemlik günlerindeki halleri aklıma geliyor. Bu iş bu kadar basit mi? Bir pozisyonu defalarca seyredip karar veriyorlar. Üstelik kararları da tuttukları takım lehine oluyor. O nedenle ortak bir noktada buluşamıyorlar. Farklı, farklı yorumlar çıkıyor. Sonuçta benim yorumum böyle diyorlar... İşin içinden çıkılmaz hale getiriyorlar... Hele bir de yorum yapan eski teknik çalıştırıcılar... Evlere şenlik...
Bakın şimdi bir örnek sunayım. Transfer mevsiminde onlarca insan gündeme gelir, gider. Amaç reyting oluşturmaktır. Şu spor kamuoyuna yazıklar olsun... Ülkemdeki bir yabanci topcunun kalıp, kalmayacağı günlerdir tartışılıyor... Ne olacaksa olsun... Ülkenin bu kadar gündeminde, bir çalıştırıcının, şimarık bu saygısız topçuların, gündem oluşturmasından nefret ediyorum. Gerekirse ligler iptal edilsin kimin umurunda, diyemiyorum. Stadlara bakın benim ne kadar doğru söyleyip, söylemediğimi görürsünüz... Sade vatandaşın gündeminde olmayan bu konuları spor medyası taze ve sıcak konu olarak hep gündemde tutuyor... Sonuç bir kaç bin kişi ile oynanan maçlar ve her maçta arbede... Sonrada seyirci neden stada gelmiyor? Sorularına cevap arıyorlar. Cevap belli; Sizin eseriniz... Övünebilirsiniz...
Oysa sade vatandaş evine ekmek alacak parasını sırf düzgün bir maç seyretmek için, harcamaya karar veriyor. Maç seyretmeye stada gelen vatandaş geldiğine geleceğine pişman oluyor. Ne kadar olumsuzluk var ise, sahada görmek mümkün... O halde o vatandaş neden cebinden fadakarlık ederek maça gelsin? Zaten Anadolu takımları ayrı bir kategoride değerlendiriliyor. Varsa, yoksa büyük takımlar. Hoş, Anadolu takımlarının şehirlerinde yaşayan insanlar bile, büyük takım dedikleri takım taraftarı olma özelliklerini öne çıkarıyorlar.
Yeter artık yabancı hayranlığı zirve yapmış sunumlarınız yerin dibine batsın... Şımarık topçularınız da; öyle bir havanın olduğunu anlayarak pozisyon alıyorlar.... Siz de artık kendinize gelin... Gereksiz tartışmalarla yok Hatem hatası falan diyerek basarisızliklara kılıf bulmayın... Topçularının eksikliklerini görmeyen yöneticiler farklı bahanelere sığınıyorlar. Oysa olay basit topçu dediğin sahada görevini yapmak üzere sözleşme imzalamaktadır. Çıkıp görevini yapacak. Amma öyle olmuyor. Üstelik kendi hatasını ve başarısılığını gizlemek için ya rakip oyuncu ile didişiyor, yahut hakemle... Sonrasında olmadı taraftarı tahrik ediyor.
Bakın GS maçında hakem Nelson'un hareketine hemen kırmızı kart verdi. Oysa bizim maçlarımızda bunun onlarcası yaşanmaktadır. Sene başında büyük umutlarla alınan topçuların bazılarından verim alınamamaktadır. BJK' ya bir adam getiridler. Adam bir maç bile oynamadı. Gitti, Gittiği takımda sürekli oynuyor.
Bu yapıaln işlerde bir terslik var. Amma Ülkenin milyon dolarları gidiyor. Sonra Takımların borcu durmadan yükseliyor. Sonrasında Devlete olan borçlarının affını istiyorlar. Oysa Avrupa ülkelerine göre, en az vergi alan ülkelerden biriyiz. Yanlış ve eksik yapılan sözleşmelerden dolayı milyon dolarlar heba oluyor.
Ülkenin gündemine zoraki bu konuları taşımayın gidecek adam defolsun, gitsin o kadar... Benim canlarım VATAN için, can verirken bu haber karmaşası kabul edilebilir değildir... Doğru, dürüst yorumsuz habercilik yapın, yalandan, uzak durun...