SİVASLICA (ÇEVRE KÖYLER)
-Nörüyon Döne Gelin?
-Nörüyüm, sen norüyon?
-Nörak işte.
-Gız Döne Bacı, aha o adı batasıca oğlan varya, burnumdan fitil fitil getiriyor gıı. Gız, bunun mala davara heç faydası yoh anam. Yağmır yağmış, yol yolah kalmamış, şu yolu bir kürü ne var ben de asbap yuyacağam didim. Oğlum İreşit, sen söyle sen eşit, heç duymadı sağar soyha…
-Döndü Bacı, o da koyulaşır öyle mi kalacak, ergen anam ergen. Hele üç-beş sene soğna, o pallanpoş, seyip sıpa gibi gezen, onun bunun çöplüğünde dinelen, erkak culuh gibi gubaran, pinniklerden yımırta aşıran oğlan, bah nasıl deliğanlı olacah.
-Vay babam vay. Gole su gelenece, gurbağanın gözü patlıyor. Bu kemçük, dirliksiz uşah, puhari dumanı gibi tüttüre tüttüre babalanıp, ayağı yanmış it gibi dolanıp duruyor. Öteğa get desem, sohrana sohrana çemkürüyor anam.
-Gız Döne, sen anandan böyle mi doğduydun acep, vah kelee. Aha şu horuzlar da üç ay ode cücük daal miydi gı? Neyse misavurların ne vakıt gelecak?
-Boğun yârin, eli kulağanda, aşama zabaha.
-Ne bişirip taşıracağan?
-Böyük bir kazan pilo bişiriyim, yanına iki de tavuh kesdirir, yolar ütüklerim. Yavan olmaz, eyce bir yağlar tandırda gızartırım. Bolca pelverinen soharıç eder bir de kuru yapıp yanına da kelle soğan doğradım mı, aşı daal; barmaklarını yirler. Giliğim de teze, bolca da çalhama ederim, çördük turşum, dal turşum da var daha ne olsun gıı.
-Eyi eyi. Mehel almadı dimesınler.
-Gavum görüm her gün kapımızda daallerya. Zöhüre de artanları korum sufruya. Yanına da hoşaf eder, ekmeği de guzunede ısıdırım. Dıvrah bir ilağan de küfte sıkarım. Kömbe yaparım. Eççik de yağarnım ağrımasaydı, daha neler bişirirdim ya…
-Ötağan tohtura getmedin miydi?
-ALLAH ırazı olsun, güvaam götürdüydü. Tohtur ba, nereni beğenmiyon didi. Ben de yağarnımın ağrısından duramıyom bi de kafam gicişip duruyor Tohtur Ba didim. Goca goca helkilerinen pınardan su çekme didi. Haydi gelde su çekme, o nader asbabı kim yuyacak, uşağı devşeği kim çimdirecek, sıracalı oğlanın yumuşlarını kim tutacak?
-Hepisi olur anam. Sonunda hayvah dime de hepisi olur biter. Bayahtan Kel Ehmet tarlaya gidiyordu. Üreluğun on uruplalık yeri bir günde biçmiş, bitirmiş. Siz onun gaderde mi yohsunuz. Babasına di, oğlan yola gelmezse duluklarına bir iki çahsın. Tarla da tumpta malamat olmayın. Ellerin bir garışçaları, tarlaya azıh gotürüyor. Evini barkını ehmal etmesin. Yarın bir gün, çoluğa çocuğa garışınca; avrat, gaz ister, duz ister. Erinceğin uşağı olmazmış, aklını başına devşirsin. Elinden heç bir iş gelmeyeni bile, sırtına haralı alıp hamallıh yapıyor anam. Neyse ben guzuları emiştireceğem.
-Ağleş hele, guzular gaçmıyor ya.
-Herif, gapıyı mudara bağlamış, ağıldan çıkar da Kör Osman’ın akinini yayılırlar.
-Ne eviyon anam, daha mal vaktı olmadı, hele olerine bir goşam arpa at da gel. Gelürken de bizim gejgereyi getir, mal altı çalacağım.
-Hemi yağarnım ağrıyor diyon hemi de mal altı çalacağım diyon sende.
-Norüyüm burda dikiliyim de çepük mü çalıyım.
-Ben varıyım da bir kaygana kızartıyım, eçcuk de omaç ediyim. Sen de piloyu mantiz de bişirmeyi ehmal etme. Olmazsa bibimi çağar. Onun eli eyidir.
-Onun eli eyi de bizimkisi çolah mı? Bıldır, Topal Hasan’ın oğlunun düğününde keyvene ben daal miydim anam. Benim işim de aşım da lalettayn olmaz.
-He he, işin eyidir de partalın da boldur eksüetek.
-Töbee, ALLAH canını almaya sıracalı kişifci. Partal benim nemârek.
-Ovahhh…