pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Ömer Emir DOĞAN
Köşe Yazarı
Ömer Emir DOĞAN
 

MEMURA SİYASET YASAĞI KALDIRILMALI (MI?)

MEMURA SİYASET YASAĞI KALDIRILMALI (MI?) Tarihimizin en kritik seçimlerinden birinin üzerinden birkaç ay geçti. Geriye dönüp baktığımda, seçimlerin çoğunun “beka” meselesi mesabesinde tanımlandığına şahit oldum. Seçimler öncesi hep gergin günler yaşıyoruz. Son seçimler öncesine kadar bu gerginlik genellikle gazete sayfalarına, tv ekranlarına yansırdı. Şimdi herkes sosyal medya kullanıcısı ve telefonunu açtığında sadece sevdiği değil, sevmediği hatta tahammül etmekte bile zorlandığı binlerce siyasi görüş, açıklama, görüntü anında ekranına düşüyor. Sosyal medyanın freni, dur diyeni, ahlâkı, değeri, ilmihali olmadığı için bu gerginlik çok daha şedit yaşanıyor. Kimimizin dinine, kimimizin kutsalına, vatanına, birliğine,  pervasızca saldırılınca, ister istemez insanlar kendilerini tutamıyor ve cevap vermek zorunda kalıyor. O sana, sen ona derken iş hakarete kadar varabiliyor. Kızgınlık, küfür, hakaret derken geçmiş olsun. Kendinizi, bir tazminat davasının muhatabı olarak görebilirsiniz. Zaten, sizin adınıza dava açmak için hazır kıta bekleyen ve kazançlarını buradan katlayan hukukçular var. Hele bir de memursanız, büyük geçmiş olsun. Kendinizi müdafaanız bile, “memura siyaset yasağı” kılıfına sokularak, başınıza olmadık işler açılabilir. 2010 yılında, Anayasa değişiklik paketi gündeme geldiğinde, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) tarafından bir rapor hazırlanmış ve rapor içerisinde; kamu çalışanlarına grev, emeklilere sendika hakkı verilmesi, toplu sözleşme hakkı ve memura siyaset yasağının kaldırılması gibi talepler yer almıştı. Aradan geçen zamanda memurlar birçok kazanım elde ettiler. Fakat “Memura siyaset yasağı kalksın” görüşü karşılık bulmadı. Bu durum belki de bu konudaki kafa karışıklığının devam etmesindendir. Memurlar büyük oranda siyaset yasağının kalkmasından yana iken, yasağın devamından yana olanları da var. Memur olmayan vatandaşların ise memurları siyaset sahnesinde pek de görmek istemedikleri yönündeki düşüncelerini genel bir kanı olarak ifade edebiliriz. Devlet memurlarına siyasi faaliyette bulunma yasağının dayanağı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun; 7. maddesindeki; "Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar…" hükümleridir. Bu hükümlere mugayir fiiller oluştuğunda ise; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun; "Disiplin Amiri ve Disiplin Cezaları" başlıklı 124. maddesi 2. fıkrasındaki; "Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125 inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir" hükmüne göre devlet memurlarına soruşturma açılabilir. Dolayısıyla, siyasi partiye üye olmak ve siyasi faaliyetlerde bulunmak ve benzeri faaliyetlerde bulunan devlet memurlarına, 125. maddedeki hükümler nedeniyle; kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilir. Görüldüğü üzere geniş bir tanımlama ve siyasi partilere üye olamamaktan bir partinin veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunmamaya kadar, memuru sınırlandıran bir anlayış. Peki, gerçekçi bir bakış diyebilir miyiz? Kesinlikle, hayır. Aslında siyasetle en çok da memurlar ilgili. Hem patronları devlet-hükümet olduğu için hem de toplumun okumuş kesimini oluşturmaları nedeniyle, uygulanan politikalar hakkında bir görüş sahibi oldukları için. Yani memurun siyasi faaliyette bulunmasının bu kadar ağır müeyyideleri var. Bu hükümler cari iken, hiçbir memurun memuriyeti güvende değildir. İnsanların kişisel fikir beyanı olarak değerlendirilebilecek ve en doğal insan hakkı diyebileceğimiz bazı hususlardan dolayı, sırf siyaseten farklı düşünüyor ve bunu da bir şekilde ifade etti diye gadre uğratılmalarına fırsat verilmemelidir. Siyasi görüşü, fikri olmayan insan olamayacağına göre bu tartışmaları bitirmek yerinde olacaktır. Aksi durumda birileri eline fırsat geçtiğinde memur kıyımı yapabilir, yüzbinlerce memuru işten atmanın kılıfı olarak bu kanunu kullanabilir. Zaten memura yasak olan fiiller işçilere hatta kamu işçisine bile serbesttir. Ayrıca; “partili cumhurbaşkanlığı sisteminde” de “güya tarafsız cumhurbaşkanlığı modelini” aratacak uygulamalara şahit olmadık.             Kanunun memura siyasi yasak getirmesinin mutlaka bazı anlamları vardır. Bu anlamlardan bazıları haklı gerekçelere de dayandırılabilir. İşte bu durumları da içeren, memurun işini yapmasını önceleyen, siyasi faaliyet yapıyorum diyerek yıkıcı ve bölücü faaliyetlere müsaade etmeyen bir düzenleme ile memura siyaset yasağının kaldırılması yerinde olacaktır.        Memur siyaset yapamadığında, siyaset sahasını esnaflar, işçiler, iş insanları, müteahhitler, serbest çalışan avukatlar hatta işsizler doldurmaktadır. Bu kesimlerin büyük çoğunluğu, kamuda çalışmadıkları için devleti ve işleyişi hakkıyla tanımamaktadırlar. Milletvekili olduklarında dahi, beklenen başarılı çalışmaları yapamamaktadırlar. Birçoğunun ticari hayatlarının olması; siyaseti, işlerinin takibi için kullanma aracına dönüşebilme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Partilerin gençlik örgütlenmelerinde önemli bir kesimi de işsiz gençler oluşturmaktadır ve ilk siyasi hedefleri, mensubu oldukları partiler aracılığıyla önce kendilerine bir ikbal tesis etmek, ardından il yönetimlerinde görev alıp vekil seçilebilmektir. Oysa memurlar kamuya uzun yıllar hizmet etmiş, devleti tanımış, ticari hayatları olmayan, memurluğu tercih etmeleri hasebiyle, zenginlik ve mala tamahları pek fazla olmayan insanlardır.       Sadece sosyal medyaya baktığımızda bile muhalefet partilerini ya da iktidar partilerini destekleyen epey memur var. Normal olan, gerçek olan bu. En güzeli insanların ve içlerinde memurların da siyasi tercihlerine saygı duyulmasıdır. Türkiye bu duruma da alışacaktır.             Es-selam.
Ekleme Tarihi: 11 Ağustos 2023 - Cuma

MEMURA SİYASET YASAĞI KALDIRILMALI (MI?)

MEMURA SİYASET YASAĞI KALDIRILMALI (MI?)
Tarihimizin en kritik seçimlerinden birinin üzerinden birkaç ay geçti. Geriye dönüp baktığımda, seçimlerin çoğunun “beka” meselesi mesabesinde tanımlandığına şahit oldum. Seçimler öncesi hep gergin günler yaşıyoruz. Son seçimler öncesine kadar bu gerginlik genellikle gazete sayfalarına, tv ekranlarına yansırdı. Şimdi herkes sosyal medya kullanıcısı ve telefonunu açtığında sadece sevdiği değil, sevmediği hatta tahammül etmekte bile zorlandığı binlerce siyasi görüş, açıklama, görüntü anında ekranına düşüyor. Sosyal medyanın freni, dur diyeni, ahlâkı, değeri, ilmihali olmadığı için bu gerginlik çok daha şedit yaşanıyor. Kimimizin dinine, kimimizin kutsalına, vatanına, birliğine,  pervasızca saldırılınca, ister istemez insanlar kendilerini tutamıyor ve cevap vermek zorunda kalıyor. O sana, sen ona derken iş hakarete kadar varabiliyor. Kızgınlık, küfür, hakaret derken geçmiş olsun. Kendinizi, bir tazminat davasının muhatabı olarak görebilirsiniz. Zaten, sizin adınıza dava açmak için hazır kıta bekleyen ve kazançlarını buradan katlayan hukukçular var. Hele bir de memursanız, büyük geçmiş olsun. Kendinizi müdafaanız bile, “memura siyaset yasağı” kılıfına sokularak, başınıza olmadık işler açılabilir.
2010 yılında, Anayasa değişiklik paketi gündeme geldiğinde, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) tarafından bir rapor hazırlanmış ve rapor içerisinde; kamu çalışanlarına grev, emeklilere sendika hakkı verilmesi, toplu sözleşme hakkı ve memura siyaset yasağının kaldırılması gibi talepler yer almıştı. Aradan geçen zamanda memurlar birçok kazanım elde ettiler. Fakat “Memura siyaset yasağı kalksın” görüşü karşılık bulmadı. Bu durum belki de bu konudaki kafa karışıklığının devam etmesindendir. Memurlar büyük oranda siyaset yasağının kalkmasından yana iken, yasağın devamından yana olanları da var. Memur olmayan vatandaşların ise memurları siyaset sahnesinde pek de görmek istemedikleri yönündeki düşüncelerini genel bir kanı olarak ifade edebiliriz.
Devlet memurlarına siyasi faaliyette bulunma yasağının dayanağı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun; 7. maddesindeki; "Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar…" hükümleridir. Bu hükümlere mugayir fiiller oluştuğunda ise; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun; "Disiplin Amiri ve Disiplin Cezaları" başlıklı 124. maddesi 2. fıkrasındaki; "Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125 inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir" hükmüne göre devlet memurlarına soruşturma açılabilir. Dolayısıyla, siyasi partiye üye olmak ve siyasi faaliyetlerde bulunmak ve benzeri faaliyetlerde bulunan devlet memurlarına, 125. maddedeki hükümler nedeniyle; kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilir.
Görüldüğü üzere geniş bir tanımlama ve siyasi partilere üye olamamaktan bir partinin veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunmamaya kadar, memuru sınırlandıran bir anlayış. Peki, gerçekçi bir bakış diyebilir miyiz? Kesinlikle, hayır. Aslında siyasetle en çok da memurlar ilgili. Hem patronları devlet-hükümet olduğu için hem de toplumun okumuş kesimini oluşturmaları nedeniyle, uygulanan politikalar hakkında bir görüş sahibi oldukları için.
Yani memurun siyasi faaliyette bulunmasının bu kadar ağır müeyyideleri var. Bu hükümler cari iken, hiçbir memurun memuriyeti güvende değildir. İnsanların kişisel fikir beyanı olarak değerlendirilebilecek ve en doğal insan hakkı diyebileceğimiz bazı hususlardan dolayı, sırf siyaseten farklı düşünüyor ve bunu da bir şekilde ifade etti diye gadre uğratılmalarına fırsat verilmemelidir. Siyasi görüşü, fikri olmayan insan olamayacağına göre bu tartışmaları bitirmek yerinde olacaktır. Aksi durumda birileri eline fırsat geçtiğinde memur kıyımı yapabilir, yüzbinlerce memuru işten atmanın kılıfı olarak bu kanunu kullanabilir. Zaten memura yasak olan fiiller işçilere hatta kamu işçisine bile serbesttir. Ayrıca; “partili cumhurbaşkanlığı sisteminde” de “güya tarafsız cumhurbaşkanlığı modelini” aratacak uygulamalara şahit olmadık.
            Kanunun memura siyasi yasak getirmesinin mutlaka bazı anlamları vardır. Bu anlamlardan bazıları haklı gerekçelere de dayandırılabilir. İşte bu durumları da içeren, memurun işini yapmasını önceleyen, siyasi faaliyet yapıyorum diyerek yıkıcı ve bölücü faaliyetlere müsaade etmeyen bir düzenleme ile memura siyaset yasağının kaldırılması yerinde olacaktır. 
      Memur siyaset yapamadığında, siyaset sahasını esnaflar, işçiler, iş insanları, müteahhitler, serbest çalışan avukatlar hatta işsizler doldurmaktadır. Bu kesimlerin büyük çoğunluğu, kamuda çalışmadıkları için devleti ve işleyişi hakkıyla tanımamaktadırlar. Milletvekili olduklarında dahi, beklenen başarılı çalışmaları yapamamaktadırlar. Birçoğunun ticari hayatlarının olması; siyaseti, işlerinin takibi için kullanma aracına dönüşebilme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Partilerin gençlik örgütlenmelerinde önemli bir kesimi de işsiz gençler oluşturmaktadır ve ilk siyasi hedefleri, mensubu oldukları partiler aracılığıyla önce kendilerine bir ikbal tesis etmek, ardından il yönetimlerinde görev alıp vekil seçilebilmektir. Oysa memurlar kamuya uzun yıllar hizmet etmiş, devleti tanımış, ticari hayatları olmayan, memurluğu tercih etmeleri hasebiyle, zenginlik ve mala tamahları pek fazla olmayan insanlardır.
      Sadece sosyal medyaya baktığımızda bile muhalefet partilerini ya da iktidar partilerini destekleyen epey memur var. Normal olan, gerçek olan bu. En güzeli insanların ve içlerinde memurların da siyasi tercihlerine saygı duyulmasıdır. Türkiye bu duruma da alışacaktır.
            Es-selam.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.