Bir yazımızda “Mankurtlaştırılmamışlardan mısınız?” diye sormuştuk. İşte mankurtlaştığımızın en açık delili olan günlerden biri de “mübarek sevgililer günü.”
Her toplumun, mensubu olduğu dininden, örfünden, kültüründen kaynağını alan birçok özel gün ve gecesi vardır. Aslında örf, adet, gelenek, görenek, ahlak, etik kavramlarının çoğunun membasında da yine din vardır. Bahsedilen din, İlahi olabileceği gibi “dinsizlik dini” ya da bir totem bile olabilir. Yalnız; “etik” kavramı, sonradan ve “üretilmiş” bir kavram gibi görünse de o da dinin içindeki güzelliklerin dinden koparılıp çıkarılarak, evrensel bir din üretmenin yolunu açmak için uydurulmuş olsa gerek. Çünkü İslam dini barış dinidir, sevgi dinidir, ilk emri “oku” yani öğren araştır(belki de bilim) şeklindedir dediğinizde, etikçi size “hayır onlar, evrensel etik ilkelerdir” diyebilir. İşte bu evrensellik aldatmacası altında; yılbaşı gecesi, anne-babalar günü, 1 Mayıs,Valentine’s Day(sevgililer günü) gibi kapitalizmin mübarek gün ve geceleri(!) anlı-şanlı mücahit gençlere dahi kutlatılmaktadır.
Sevgililer Günü yani esas ismiyle, St. Valentine`s Day, her yılın 14 Şubat günü kapitalizmin kolunu soktuğu her ülkede kutlanan bir gündür. İddiaya ve kaynaklarda yazdığına göre(bkz:Vikipedia org) Roma Katolik Kilisesi müntesibi Valentin isimli Papaz bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlarda Aziz Valentin Günü olarak bilinir. Valentine kelimesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan şey veya sevgili anlamlarında da kullanılır. Gün ile ilgili başka bir iddiaya göre ise; hangi genç bayanın hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı’nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu. Romalı genç kızlar isimlerini küçük kâğıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı. Genç Romalı erkekler ise kavanozdan bu kâğıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı.
Günümüzde sevgililer günü; bazı toplumlarda sevgililerin birbirine hediyeler aldığı, kartlar gönderdiği özel bir gün olarak kutlanmaya devam etmektedir. Hediye alımlarından kaynaklı piyasada satışlar artmaktadır. Zaten bu bilgilerden anlaşıldığı üzere 14 Şubat bir ticari gün.
-Eee, ne var bunda, esnaf bir iki parça bir şey satsın, çarşı-pazar hareketlensin… Öyle mi? Elbette mesele bu kadar basit, homojen ve pragmatik değil. Çünkü “men teşebbehe bi kavmin fe hüve minhüm” (hadis-i şerif, Ebu Davud). Efendim şimdi, sevgilimize bir çiçek aldık diye hemen gayr-i müslüm mü olduk?
El cevap: “sevgilim” dediğiniz kimdir?. Nikâhlı eşiniz, çocuklarınızın annesi mi?
-Yok, kız arkadaşım-erkek arkadaşım. O halde ifade yanlış kardeşim. Doğrusu; birbirimizi dünyevi ve uhrevi belalara gark edecek, zina arkadaşımız olacaktı. Ayrıca bu arkadaşlık çok da uzun sürmez. Çünkü bir sevgili, iki sevgili derken kim ne yapsın evliliği. Çeşit çeşit güller koklanmayı bekler… Birkaç sevgiliyle evlenilemeyeceğine göre, bu gün için evlilik düşmanı bir gün diyebiliriz.
İslam’da kız ve erkekler ancak nikâh bağı ile yani evlenmek suretiyle bir araya gelirler ve birbirlerine eş olurlar, bey olurlar, hanım olurlar. Toplum içinde birbirlerine “sevgilim” demezler. Nikâhsız ilişkiler sadece İslam da değil, öteki semavi dinlerde yasaklanmıştır. Şüphesiz ki nikâh kadın ve erkek arasındaki ilişkileri meşru kılmaktadır. Nikâh insani bir davranıştır, çünkü sadece insanlar nikâhlanır.
Sevgililer günü, dinimiz İslâma ters bir gündür elbet. Çünkü ahlaksızlığı, evlilik dışı ilişkileri, flörtü, ve zinayı meşrulaştırır. Hal böyle iken; bilinçli Müslümanların, mübarek gün ve geceleri arasında böyle bir gün bulunmaması gerekiyor. Aksi halde bir Hristiyanın, Hrıstiyan olarak namaz kılması gibi bir durum çıkıyor ortaya. Tüketimi, israfı, ahlaksızlığı teşvik eden günlerin içinde Müslümanlar olmamalı.
Batılılar eğer bir değeri anlamsızlaştırmak, dejenere etmek isterlerse, o değeri, o kıymeti sadece belirli günlere hapsederler. Bunu da sözüm ona o günü yüceltmek için yaptıklarını söylerler. Tıpkı anneler günü gibi. Batıda yıllardır anneler-babalar günü kutlanır ama aile birliği çökmüştür, evlenenler azalmış boşanmalar artmıştır.
Bu gidişle, 14 Şubat Papaz Valentin Gününü iyice içselleştirip, ilahiyatçılara “ bu mübarek günü nasıl ihya edelim inşaALLAH” şeklinde sorular sormaya başlayacağız. Bir Hıristiyan azizine tazim için ihdas edilen bu günde, ehli küffara savaş açan İslam peygamberini “en sevgili” kabilinden anma toplantılarıyla anmak da başka bir gaflet.
Mankurtlaştırılmamışlardan mısınız? O halde bu günlere mesafelisiniz. Ama unutmayın “mankurt” adayısınız. Neyse, ez-cümle; gavurlaşmanın neresindeyiz?...