SÜPER LİG 12. HAFTA
Bu sezon lig başladığı zaman yaptığım bir değerlendirme ile; söze başlamak istiyorum.''Bu ligde, her takım, her takımı yenecek güce sahiptir.
Tebrikler, Sivas Spor, tebrikler...
Tebrikler, tüm topçular… Tebrikler, teknik heyet…
Bu takımın ara transferde; bir golcü, bir orta saha, bir defans elemanı alınarak; takviye edilmesi gerekir. Yedek kulübemiz, çok zayıf. Sakatlık var, cezalı olma durumu var, formsuzluk var… Var da, var…
Bu başarı için; başka söz söylemeye gerek yoktur. Kan değişiminin, skora yansıması, diyelim. Aksi durum, olsa idi; sıkıntılı günlere adım atar hale gelirdik.
Evet,
Har takım, her takımı yenecek güce sahiptir. Lig Sonuncusu, Akhisar Spor, deplasmanda Antalya Sporu, yendi. Aynı Antalya Spor, geçen hafta deplasmanda; Kasımpaşa'yı yendi. Aynı Kasımpaşa, deplasmanda Bursa Sporu yendi.
Bu hafta, genellikle deplasman takımlarının başarı, haftası idi. GS, Akhisar Spor, Kasımpaşa, Başakşehir ve Sivas Spor, deplasmanda kazanan taraf oldular.
Başakşehir, liderliğini korudu…
FB, haftalar sonra, galibiyet ile tanıştı. Bu başarı kimseyi aldatmasın. FB' de, oyun olarak; bir ilerleme yoktur. Kişisel başarılar, skoru etkiledi.
Zirve yarışı, kızıştı. Futbol olarak da; Başakşehir, bir adım önde görünüyor.
Ligin alt tarafının sıralamasında; değişiklik yoktur. Akhisar Spor, bir kademe yükselmiştir.
İşte, bu ligde alınacak bir üç puanın, yahut bir puanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Hem zirve yarışında, hem ligde kalma mücadelesinde; bu alınan puanların, önemini her zaman göreceğiz.
Benim haftalardır söz ettiğim başka bir konu ise; Anadolu takımlarının mütevazi, bütçelerine rağmen; ligin tozunu attırmalarıdır. İşte, Malatya Spor, TS' u, tarihi bir sonuçla yenmeyi başarmıştır.
UEFA, kriterleri; büyük denilen takımları, hizaya getirmiştir. Artık, öyle paraları savurmak yoktur. Alınan yıldız topçularla, elde edeceğiniz başarılar; anlık başarılardır. Sizin futbolunuza, fazla bir şey katmamaktadır. Bunun örneklerini AVRUPA sahnesinde; maddi olarak; bizim takımların yirmide biri etmeyen takımlara elenerek; her zaman ispat ettik.
Bu kriterleri koyan, güçleri; alkışlıyorum.
Son bir söz. BJK takım çalıştırıcısına olsun. Avrupa maçında; son üç dakikaya önde girerek; gol yeme alışkanlığınız devam etti. Eğer, bir takım böyle anlarda topu nasıl kullanacağını bilmiyor ise; O, takımı çalıştıran beynin, onları; Öyle pozisyonlarda, nasıl davranılacağı konusunda; topçusunu, eğitemediği kararına varırız.
Gol yenmeden önce; takım defanstan top çıkarırken; yakınındaki, takım arkadaşına pas atma düşüncesi yerine; topu alabildiğine kendi kalesinden uzak tutmaya çalışsa idi; belki de; beraberlik golünü yemeyecekti. Dünyayı, yeniden keşfetmeyin. Bugün Futbolda devler olarak adlandırılan takımların bile; son dakikalarda skoru korumak için; topçu tabiri, ile; nasıl, dan-dun oynadıklarını görün. Zahmet gösterip, ara-sıra O, maçları izleyin. Önemli olanın futbolda, sonuç olduğunu da; öğrenmiş olursunuz...
Milli takıma başarılar dilerim...
Ancak, toplama takımlar ile; Milli takımların başarılı olamayacağı fikrini savunan biriyim. Başarılı olduğumuz dönemlere bakın; takımın ağırlığını aynı takımlarda oynayan topçular, oluşturuyordu. İspanya Dünya şampiyonu olduğu zaman; takımın yarıdan fazlası; iki takımdan oluşmakta idi. Bu da; benim fikrim. Toplama takımlar yapacakları üç-beş, idman ile; kendilerini nasıl tanıtacaklar, nasıl uyum içerisinde olacaklar? Arkadaşları ile, saha içerisinde; nasıl iletişim kuracaklar? Bu soruların cevabını bulmak zordur...
Yine de, başarılar, derim...