pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Talha  ÖZARSLAN
Köşe Yazarı
Talha ÖZARSLAN
 

SÜPER LİG 10. HAFTA

SÜPER      LİG   10.  HAFTASivas Spor, gol yollarında etkin bir adam bulamamasının, bedelini ağır ödeyeceğe benziyor.Emre' ye bir not düşmek isterim. Orta sahada uygun adama pas vermek var iken; daha zorunu başarmak için; yanlış pas attın. Topu rakibe kaptırdın. O, kaptırmanın hırsı ile; geri döndün. Hepsi normal. Ancak, Adama; TOPU KAYBETMENİN HIRSI İLE;  kale önünde gereksiz yere faul yapmanın mantığı; hiç bir şeyle izah edilemez. Üstelik maç 1-0 devam ederken... Arkasından gelişen olaylar da; Penaltı, gol. Robinho, kırmızı kart. Kaybedilen maç...Evet, Emre kardeşim. Ataların bir sözü vardır. ''Hırs ile kalkan, zarar ile oturur.'' Bu tecrübeleri unutmamanı, temenni ederim. Muhammet kardeşim sen, antremanlarda sadece şut, çalış derim. Başka bir şey yapma. Gerçi, bu kadar yıllık profesyonel adamsın. Bunu benim sana söylemem, gülünç geliyor. Ne yapayım, oynadığın maçları tekrar izlersen; ne demek istediğimi anlarsın.Tamer Hoca, kadro darlığından söz etmesin. Onu  transfer mevsimi bitmeden, yöneticilere; söyleyecekti. Biz, lig başlamadan, bu takımın en azından bir orta saha, bir forvete ihtiyacı var diye, avazımızın çıktığı kadar, bağırdık... Bursa Spor, Alanya engelini rahat geçti. Bu takımın ilerleyen her hafta üzerine koyacağından emindim. Samet Hocayı ve topçuları tebrik ederim. Sabır, çalışma ve başarı. Çok sevdiğim kelimelerdir. Yine de; ara transferde, bir golcünün alınması; takımın çehresini değiştirecektir.Kasımpaşa, aldığı beraberlikle; zirve yarışından kopmadığını belirtti.Akhisar Spor, haftalar sonra, aldığı galibiyet ile; nefes aldı.Trabzon Spor, bir ileri, bir geri. Antalya Spor, engeline takıldı. Tüm olumsuzluklara rağmen; Ligde kendinden söz ettiren Antalya Spor' u tebrik etmek lazım. Başakşehir, sessiz, sedasız liderliğe oturdu. Tebrikler. Bu sene Adebayor, istenilen formda değil. Eğer, eski formu yakalar ise; Başakşehiri tutmak, zorlaşır.Ahhh, be Arda... Top oynamak var iken; başka şeylerle gündeme gelmek... Geçen haftalarda yazdığım tüm değerlendirme köşe yazılarında; gelecek haftalarda sürprizlere açık olun. Bu ligde her takım, her takımı yenecek güçte, diye belirtmiştim.Büyük diye adlandırılan takımların ne hallere düştüğünü görüyoruz. Anadolu takımları mütevazi bütçelerine rağmen; Türk futboluna katkı vermeye devam ediyorlar. Önceki yıllarda; sınırsız şekilde borçlanan büyük takımlar, daraldıkları zaman; Yıldız futbolculara para yatırarak, bu açıklarını kapatmayı beceriyorlar idi. Kısacası, yeni bir  topçuyu,Türk futboluna kazandırmak gibi, bir çabaları yoktu. O, ismi büyük olan takım çalıştırıcıları; Ellerindeki milyon dolarlık adamlarla, maç kazanmanın keyfini çıkarıyorlar idi. Taraftar ise; bu gerçekleri görmeden, mantıksız bir fanatizim ile; adamların yanlışlarını bile, savunmaya devam ediyordu. Yöneticiler ise; zoraki kazanılan maçların, keyfini çıkarıyorlardı. Kabedereler ise; bahane hazırdı. Hakem, saha, formsuzluk, hava şartları, falan, filan...Amma, bu sene mali dengesizliklerden dolayı; transfer yollarının kapanması; gerçekleri ortaya çıkardı. Kral Çıplak... Büyük takımlar denen, takımlarda; çöküş ve tükeniş başladı... Artık ''Var'' sisteminin yerleşiyor olması da; insanları, gerçekler ile, yüzleştirdi. Kimsenin itiraz hakkı kalmadı.  Sabahlara kadar eğlence merkezlerinde zaman geçiren topçular; sahalarda yerlerde sürünür oldu. Futbol hayatları ile gündem oluşturması gerekenler; magazin basınına, malzeme olmaktan çekinmediler. BJK' nın transfer ettiği kaleci, magazin basınının ilk geldiği zamanlar; baş aktörü olmaya adaydı. Üstelik tüm fanatik taraftarlar;  bu sorumsuzluklara sahip çıktı. Topçusunu alkışladı. Magazin basınına küfür etti. Bu Kalecinin, Kimse yediği hatalı golleri konuşmadı. Avrupa kupası son maçında eğer, rakip takım futbolcuları; BJK'nın son dakikalarda enerjisinin bittiğini fark etseler idi; Muhterem kaleci kalesinde dört değil; belki daha fazlasını görürdü. Bütün bu gerçekler, göz ardı edildi... Rize Spor karşısında alınan zoraki, galibiyet; Bu gerçeklerin, var olmasını değiştirmez. Evet, ben kaybedeni eleştirmeyeceğim. Alkışlar ve Tebriker   MALATYA SPOR,   Alkışlar ve Tebrikler  ANKARAGÜCÜ,   Alkışlar ve Tebrikler eksik oynamasına, kaybeden taraf olmasına rağmen; Rize Spor... Böyük takımların neden kazanamadığı üzerine; böyük yorumcular; sabahlara kadar konuşur. Ancak, gerçekleri, bir türlü söyleymezler...Tüm spor basınında görev yapan yorumculara bir hatırlatma.  EY   YORUMCU   BEYLER! ÜLKEDEKİ SÜPER LİGDE 18 TAKIM VAR, Bu maçlar onların arasında oynanıyor. O, Takımların hepsi; Bu ÜLKENİN TAKIMLARIDIR. Siz, 10 cümle ile, büyük dediğiniz takımlardan söz ederken; bir-kaç cümlede Küçük dediğiniz takımlardan söz edin. Bu spor yayıncılığının bir ahlakı yok mudur? Adamlar sizin büyük dediğiniz takımları; evire-çevire yenmişler. O halde, onların emeklerine saygı duyun. Tarafsız yorum yapın Kazananı ayakta alkışlayın...Yeri geldiğinde statta, bir olumsuz olay olunca; ağzınızı açıp, fanatik taraftar diyerek; insanları yargılamayı iyi biliyorsunuz. Aynı mantıkla aynaya bakın ve yaptığınız yorumların; fanatik seyircinin yaptığı ile ne farkı olduğunu; bize açıklayın...  Anadolu takımlarından söz ederken, sanki bir düşman takımından söz eder gibi; tavır takınmaktan vaz geçin. Büyük dediğiniz takımlar gol atınca, çığlık atan sizler; Küçük dediğiniz taklımlara gol atınca, bir çığlık ta; onlar için atın... Bu sene, Anadolu takımlarının kazanacağı maçları, buna benzer sonuçları hep göreceğiz... Çünkü, Büyük takımlar göz boyayıcı, transferler yapamayacaklar. UEFA, tepelerinde... Sahi milyon dolarlarla transferi için, takımların bir birine düştüğü; Emre, nerelerde? Bir-kaç haftadır yoktur. Şimdi, sıkı durun. Transfer mevsimi alınan bazı isim yapmış topçular, ilk maçlarda başarısız olunca; Böyük, böyük çalıştırıcılar; uyum sorunundan bahsederek; hem topçuyu aklarlar, hem de; kendi beceriksizliklerini, ört-bas ederlerdi. Ancak, daha dün transfer ettiği bir yerli topçuyu; uyum, muyum meselesini düşünmeden; iki maç kazanmak adına; sahaya sürerler. Maçları alır, keyfini yaşarlar. Ancak, topçu bu arada ya sakatlanır, ya tükenir. Çünkü, onun da, amacı; tüm fizik gücünü kullanarak, yeni takımına kendini kabul ettirme çabası içerisine girmektir. SONUÇ; SAKATLIK... Bir de, oturdukları yerlerde milyon dolarları, cebe atan topçular vardır. Gel keyfim geeellll...  Nasılolsa; idareciler, hesapsız iş yapar, Seyirci günü birlik sevinir. Topçu ise; cebine attığı milyon olarlar ile; sırt üstü yatar... Hem idarecilerin saflığı ile, hem seyircinin fanatikliği ile; alay eder... Tarık Çamdal, Ozan, Larin... Liste uzar, gider...Böyle saça, böyle tarak misali...Ayrıca sormak lazım? Görevlerinden alınan yabancı ve yerli hocalara ödenen, astronomik paralar, kimin cebinden çıkıyor? Milli ekonomiye zarar değil midir? Federasyon yetkilileri buna bir çözüm üretemez mi? Örneğin yapılan sözleşmeler de; bu tür ayrıcalıklara yer verilmesin. Daha makul, daha gerçekçi, sözleşmeler yapılsın... Başarılara endeksli sözleşmeler yapılsın. Başarısızlık anında; faturanın çalıştırıcıya kesileceği sözleşmeler, yapılsın. Aynı şartlar, topçular için de; geçerli olsun. Parayı alan, yan gelip, yatmasın. Bunları yapmak; o kadar zor mudur? İyi seyirler...
Ekleme Tarihi: 30 Ekim 2018 - Salı

SÜPER LİG 10. HAFTA

SÜPER      LİG   10.  HAFTA
Sivas Spor, gol yollarında etkin bir adam bulamamasının, bedelini ağır ödeyeceğe benziyor.
Emre' ye bir not düşmek isterim. Orta sahada uygun adama pas vermek var iken; daha zorunu başarmak için; yanlış pas attın. Topu rakibe kaptırdın. O, kaptırmanın hırsı ile; geri döndün. Hepsi normal. Ancak, Adama; TOPU KAYBETMENİN HIRSI İLE;  kale önünde gereksiz yere faul yapmanın mantığı; hiç bir şeyle izah edilemez. Üstelik maç 1-0 devam ederken... Arkasından gelişen olaylar da; Penaltı, gol. Robinho, kırmızı kart. Kaybedilen maç...
Evet, Emre kardeşim. Ataların bir sözü vardır. ''Hırs ile kalkan, zarar ile oturur.'' Bu tecrübeleri unutmamanı, temenni ederim. Muhammet kardeşim sen, antremanlarda sadece şut, çalış derim. Başka bir şey yapma. Gerçi, bu kadar yıllık profesyonel adamsın. Bunu benim sana söylemem, gülünç geliyor. Ne yapayım, oynadığın maçları tekrar izlersen; ne demek istediğimi anlarsın.
Tamer Hoca, kadro darlığından söz etmesin. Onu  transfer mevsimi bitmeden, yöneticilere; söyleyecekti. Biz, lig başlamadan, bu takımın en azından bir orta saha, bir forvete ihtiyacı var diye, avazımızın çıktığı kadar, bağırdık...
 
Bursa Spor, Alanya engelini rahat geçti. Bu takımın ilerleyen her hafta üzerine koyacağından emindim. Samet Hocayı ve topçuları tebrik ederim. Sabır, çalışma ve başarı. Çok sevdiğim kelimelerdir. Yine de; ara transferde, bir golcünün alınması; takımın çehresini değiştirecektir.
Kasımpaşa, aldığı beraberlikle; zirve yarışından kopmadığını belirtti.
Akhisar Spor, haftalar sonra, aldığı galibiyet ile; nefes aldı.
Trabzon Spor, bir ileri, bir geri. Antalya Spor, engeline takıldı. Tüm olumsuzluklara rağmen; Ligde kendinden söz ettiren Antalya Spor' u tebrik etmek lazım.
 
Başakşehir, sessiz, sedasız liderliğe oturdu. Tebrikler. Bu sene Adebayor, istenilen formda değil. Eğer, eski formu yakalar ise; Başakşehiri tutmak, zorlaşır.
Ahhh, be Arda... Top oynamak var iken; başka şeylerle gündeme gelmek...
 
Geçen haftalarda yazdığım tüm değerlendirme köşe yazılarında; gelecek haftalarda sürprizlere açık olun. Bu ligde her takım, her takımı yenecek güçte, diye belirtmiştim.
Büyük diye adlandırılan takımların ne hallere düştüğünü görüyoruz. Anadolu takımları mütevazi bütçelerine rağmen; Türk futboluna katkı vermeye devam ediyorlar.
 
Önceki yıllarda; sınırsız şekilde borçlanan büyük takımlar, daraldıkları zaman; Yıldız futbolculara para yatırarak, bu açıklarını kapatmayı beceriyorlar idi. Kısacası, yeni bir  topçuyu,Türk futboluna kazandırmak gibi, bir çabaları yoktu. O, ismi büyük olan takım çalıştırıcıları; Ellerindeki milyon dolarlık adamlarla, maç kazanmanın keyfini çıkarıyorlar idi. Taraftar ise; bu gerçekleri görmeden, mantıksız bir fanatizim ile; adamların yanlışlarını bile, savunmaya devam ediyordu. Yöneticiler ise; zoraki kazanılan maçların, keyfini çıkarıyorlardı. Kabedereler ise; bahane hazırdı. Hakem, saha, formsuzluk, hava şartları, falan, filan...
Amma, bu sene mali dengesizliklerden dolayı; transfer yollarının kapanması; gerçekleri ortaya çıkardı. Kral Çıplak...
 
Büyük takımlar denen, takımlarda; çöküş ve tükeniş başladı... 
Artık ''Var'' sisteminin yerleşiyor olması da; insanları, gerçekler ile, yüzleştirdi. Kimsenin itiraz hakkı kalmadı. 
 
Sabahlara kadar eğlence merkezlerinde zaman geçiren topçular; sahalarda yerlerde sürünür oldu. Futbol hayatları ile gündem oluşturması gerekenler; magazin basınına, malzeme olmaktan çekinmediler. BJK' nın transfer ettiği kaleci, magazin basınının ilk geldiği zamanlar; baş aktörü olmaya adaydı. Üstelik tüm fanatik taraftarlar;  bu sorumsuzluklara sahip çıktı. Topçusunu alkışladı. Magazin basınına küfür etti. 
Bu Kalecinin, Kimse yediği hatalı golleri konuşmadı. Avrupa kupası son maçında eğer, rakip takım futbolcuları; BJK'nın son dakikalarda enerjisinin bittiğini fark etseler idi; Muhterem kaleci kalesinde dört değil; belki daha fazlasını görürdü. Bütün bu gerçekler, göz ardı edildi... Rize Spor karşısında alınan zoraki, galibiyet; Bu gerçeklerin, var olmasını değiştirmez.
 
Evet, ben kaybedeni eleştirmeyeceğim. Alkışlar ve Tebriker   MALATYA SPOR,   Alkışlar ve Tebrikler  ANKARAGÜCÜ,   Alkışlar ve Tebrikler eksik oynamasına, kaybeden taraf olmasına rağmen; Rize Spor... Böyük takımların neden kazanamadığı üzerine; böyük yorumcular; sabahlara kadar konuşur. Ancak, gerçekleri, bir türlü söyleymezler...Tüm spor basınında görev yapan yorumculara bir hatırlatma. 
 
EY   YORUMCU   BEYLER! ÜLKEDEKİ SÜPER LİGDE 18 TAKIM VAR, Bu maçlar onların arasında oynanıyor. O, Takımların hepsi; Bu ÜLKENİN TAKIMLARIDIR. Siz, 10 cümle ile, büyük dediğiniz takımlardan söz ederken; bir-kaç cümlede Küçük dediğiniz takımlardan söz edin. Bu spor yayıncılığının bir ahlakı yok mudur? Adamlar sizin büyük dediğiniz takımları; evire-çevire yenmişler. O halde, onların emeklerine saygı duyun. Tarafsız yorum yapın Kazananı ayakta alkışlayın...
Yeri geldiğinde statta, bir olumsuz olay olunca; ağzınızı açıp, fanatik taraftar diyerek; insanları yargılamayı iyi biliyorsunuz. Aynı mantıkla aynaya bakın ve yaptığınız yorumların; fanatik seyircinin yaptığı ile ne farkı olduğunu; bize açıklayın... 
 
Anadolu takımlarından söz ederken, sanki bir düşman takımından söz eder gibi; tavır takınmaktan vaz geçin. Büyük dediğiniz takımlar gol atınca, çığlık atan sizler; Küçük dediğiniz taklımlara gol atınca, bir çığlık ta; onlar için atın...
 
Bu sene, Anadolu takımlarının kazanacağı maçları, buna benzer sonuçları hep göreceğiz... Çünkü, Büyük takımlar göz boyayıcı, transferler yapamayacaklar. UEFA, tepelerinde...
 
Sahi milyon dolarlarla transferi için, takımların bir birine düştüğü; Emre, nerelerde? Bir-kaç haftadır yoktur. Şimdi, sıkı durun. Transfer mevsimi alınan bazı isim yapmış topçular, ilk maçlarda başarısız olunca; Böyük, böyük çalıştırıcılar; uyum sorunundan bahsederek; hem topçuyu aklarlar, hem de; kendi beceriksizliklerini, ört-bas ederlerdi. Ancak, daha dün transfer ettiği bir yerli topçuyu; uyum, muyum meselesini düşünmeden; iki maç kazanmak adına; sahaya sürerler. Maçları alır, keyfini yaşarlar. Ancak, topçu bu arada ya sakatlanır, ya tükenir. Çünkü, onun da, amacı; tüm fizik gücünü kullanarak, yeni takımına kendini kabul ettirme çabası içerisine girmektir. 
SONUÇ; SAKATLIK...
 
Bir de, oturdukları yerlerde milyon dolarları, cebe atan topçular vardır. Gel keyfim geeellll...  Nasılolsa; idareciler, hesapsız iş yapar, Seyirci günü birlik sevinir. Topçu ise; cebine attığı milyon olarlar ile; sırt üstü yatar... Hem idarecilerin saflığı ile, hem seyircinin fanatikliği ile; alay eder... Tarık Çamdal, Ozan, Larin... Liste uzar, gider...
Böyle saça, böyle tarak misali...
Ayrıca sormak lazım? Görevlerinden alınan yabancı ve yerli hocalara ödenen, astronomik paralar, kimin cebinden çıkıyor? Milli ekonomiye zarar değil midir? Federasyon yetkilileri buna bir çözüm üretemez mi? Örneğin yapılan sözleşmeler de; bu tür ayrıcalıklara yer verilmesin. Daha makul, daha gerçekçi, sözleşmeler yapılsın... Başarılara endeksli sözleşmeler yapılsın. Başarısızlık anında; faturanın çalıştırıcıya kesileceği sözleşmeler, yapılsın. Aynı şartlar, topçular için de; geçerli olsun. Parayı alan, yan gelip, yatmasın. Bunları yapmak; o kadar zor mudur?
 
İyi seyirler...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.