CİĞERİNİZİ KURTLAR YESİN!...
Bir daha ve içten, yürekten söylüyorum: yüreğiniz dağlansın. Yüreğini dağladıklarınızdan daha beter yüreğiniz dağlansın, ciğerinizi kurtlar yesin…
Geçen yıl yine bu aylarda, Dağlıca saldırısıyla canımızı yakmıştınız. O günlerde; “Ya Filistin başta olmak üzere tüm dünya Müslümanlarının felahını temin edeceğiz ya da sıra bize gelene kadar onursuzca yaşam sürmeye devam edeceğiz. Her ne kadar biz de sizin gibi olduk-gâvurlaştık desek de, ehli küfür ilk fırsatta bizim de tepemize bombalar yağdıracak” diye not etmiştim yaşananları. Bundan bir kaç yıl önce, Sayın Cumhurbaşkanı "öleceksek adam gibi ölelim" dediğinde, ne oluyor bu adam durup dururken niye böyle söyledi diye epey kafa yormuştum. Ardından "bizi, bize bırakmayacaklar, savaşa hazır olmalıyız diye düşündüm.
Bugünlerde Gaziantep, Elazığ ve diğer şehirlerimize yapılan saldırılar bu savaşın şiddetlenerek devam edeceğini gösteriyor. Bütün devlet kurum ve kuruluşlarımızın; hükümet meydanlarına, ana caddelerin 3-5 metre yakınlarına kurulması da bu teröristlerin saldırılarını kolaylaştırıyor. Bu kurumlar; ana yollardan 100-200 metre geride olsalar belki bu kadar şehit verilmeyecek.
Pkk saldırıları artınca, vatandaşa silah verilsin ve en yakın askeri birliklerde eğitim başlasın demiştik. ye devam edeceğiz. Her nekadar biz de sizin gibi gavurlastik destekte, ehli küfür ilk fırsatta bizim de tepemize bombalar yağdıracak.
Zaten Israil'li bakan sıra Türkiye'ye de gelecek demiş...Bugün hep beraber şahit oluyoruz ki, Avrupalı ve Amerikalı düşmanlarımız (literatürde müttefiklerimiz), taşeron örgütler aracılığı ile başlattıkları saldırılarını Anadolu’yu topyekûn işgale kadar götürecekler. Belki de artık topyekûn bir savaş ile 1.İstiklal Harbi'nde yapamadıklarını 2. İstiklal Harbi ile yapmayı deneyeceklerdir. Fazla seçenekleri kalmadı. Ya, bizim mahiyetini bilmediğimiz silahlarıyla bizleri bitirmek isteyecekler ya da doğrudan doğruya saldıracaklar. Tabî bu kadar cesaretleri varsa.
LE FIGARO gazetesinin “Istanbul da 7-8 şiddetinde her an deprem olabilir şeklinde yazması lalettayin bir haber değildir herhalde. “Darbe Depremi” mi acaba diye insan düşünmeden edemiyor. Bu gâvurların deprem bombası veya deprem etkisi yapan bir silahları bile vardır belki de. Bize gösterdiklerinin dışında, ellerinde tam olarak ne olduğunu bile bilmiyoruz. Yapay bir zelzele ile yurdumuzu çökertmeyi planlayabilirler. Başka şeyler de yapabilirler. Lâkin, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmemek lazım.
Profesyonel ordumuz yanında, sivillerden de gizli bir ordu kurulmalı ve silahlandırılmalıdır. Yoksa bu kâfirler, bizi tek kurşun atamadan öldürecekler. Bunların bu darbenin arkasında oldukları bu kadar aşikâr olmuşken, darbe yaptırdık ama başaramadık, çekiliyoruz deyip defolup gitmelerini beklemek dangasafiklik olur.
Zaten İsrailli bakanın sıra Türkiye’ye de gelecek dediğini medyadan okumuştuk. İşte yine aynı şeyleri yaşıyor, sağcı-solcu-Fetökopat tüm örgütlerin topyekûn saldırılarına muhatap oluyoruz. Ve namert düşmanlarımız hâlâ bize açıkça savaş açamadan, taşeron örgütler aracılığı ile memleketimizi ocak ocak patlatmaya devam ediyorlar.
Mısırda darbe öncesi günlerde “ölü ile son kez birlikteliğe Müslüman Kardeşler izin verdi” şeklinde iftiralar çıkaran batılılar bugün ise Türkiye’de 15 yaşındaki çocuklarla cinsel ilişkiye izin veriliyor diye itibarımıza kastediyorlar. Neden dersiniz? Tabi ki; ileride yapmayı planladıkları operasyonlara dünya kamuoyundan destek almak için. Avusturya kendinden değil, Almanya adına konuşuyor ya da hâlâ Viyana kuşatmasının korkusunu yaşıyor. İsveç Dışişleri Bakanı da yine aynı amaç için tivitliyor. Çünkü, batı bu darbenin tarafı olarak deşifre oldu. Aynı zamanda; terör örgütü üreterek kaybedecek irtifalarının kalmadığı da deşifre olmuş oldu. Amerikan Başkan Adayı Donald Trump bile bu işlerin arkasında Obama’nın olduğunu söyledi.
Ülkemizde laiklik, dindarlara baskı olarak kullanıldığı için, dindarlar dini açlıklarını bastırmak ve üzerlerindeki baskıyı kaldırmak için cemaatlere yöneldiler ve çocuklarını bunların kurumlarına gönderdiler. Yağmurdan kaçarken doluya tutulacaklarını iyi hesap edemediler. Bu yönelmeyi hesap eden üst akıllar ise; fetö gibi gönüllü hain örgütler aracılığıyla Müslümanların bu yönelimini de kuşa çevirdiler. Şimdilerde bizler, bu hain örgütün pisliğini temizlemekle meşgulüz ve bu temizliğin ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Bunların ülkemize yaptığı darbenin izlerini daha kısa sürede silebiliriz. Lakin bu şeref yoksunlarının İslam’a yaptıkları darbenin izlerinin silinmesi çok daha uzun sürecek.
Hiç rahat günümüz olmuyor maalesef. Hep teyakkuz halinde olmalıyız. Devlet kademesinden II. Kurtuluş Savaşı veriyoruz diye defalarca açıklama yapılmasına karşın; birileri, özellikle akademi eskisi bazı hocalar yeni bir şeyler söyleme adına gün görmedik laflar ederek, ne kadar allame olduklarını göstermeye çalışsalar da mucizeler söyleyen papağan durumuna düşmekten kurtulamıyorlar. Ve naklettikleri malumat furuş kırıntılar, insanların şekini şüphesini arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. Kimileri; tarikat, vakıf, stk, cemaat yarıştırıyor ve boşalan alanlara adam yerleştirmeye çalışıyor. Bu durumun, Fatih Sultan Mehmet İslambul’u fethederken, meleklerin kanatları var mı tartışması yapan ortaçağ kilisesi yetkililerinden ne kadar farkı var acaba?...
Oysa Cumhuriyet tarihinin en büyük belasının üzerinden daha kaç gün geçti. Darbeye karşı meydanları dolduran iki yüz kırk şehit veren insanımız bir takım hesap-kitaplarla çıkmadı meydanlara. 15 Temmuzda en çok şehidi CAMİ CEMAATİ denebilecek bu kesim verdi. En büyük ve en samimi cemaat CAMİ CEMAATİdir... Bize hesap-kitap yapan, hacısından-hocasından emir bekleyen değil; ALLAH, peygamber, vatan söz konusu olunca gözünü karartıp şehadete koşan lâzım. Bu bahsettiklerim, en büyük oranda cami cemaati saflığında oluyor işte.
"Vatan; savaş zamanı fakirlerin, barış zamanı zenginlerindir," diye bir söz vardır. Zenginlerimizin aksini göstermesi temennisiyle, ALLAH(C.C); ömrünüzün ahirinde, evvelindeki darbeci hainlere bir daha fırsat vermesin. Bizler yalnız bir devletiz. Sadece Reis mi, biz de yalnızız. O kadar zaman geçti, destek olmak için kaç devlet başkanı geldi sanki. Önemli değil; Allah(C.C); bizimle olsun da...