15 TEMMUZ "YURTTA SULH" DARBE GİRİŞİMİ
Hayatımda ilk defa, çoluk-çocuk bir seyahate çıkmış, memleketimin güzel beldelerini görme niyetiyle, ülkemin güneyine-Akdeniz’e doğru gitme imkânım olmuştu. Bu gezideki duraklarımızdan biri de Sivas gibi bir Selçuklu şehri olan Mevlana Diyarı Konya idi. Konya da yerleştiğimiz tesisde saat 23 sularında, hanım ‘darbe yapılmış’ dedi. İlk tepkim; hangi ülkede şeklinde oldu. Afrika ülkelerinden birinde, bir muz cumhuriyetinde yine bir darbe olmuştur diye düşündüm. “Türkiye’de” deyince hemen gidip tv’yi açtım. Bu saatlerden sonrasını hepimiz biliyoruz, hepimiz birlikte yaşadık.
İlk kez ve bir akşam saatinde ulaştığım Konya şehrinin sokaklarına arkadaşım Yusuf ile birlikte daldık. Akın akın sokaklara doluşan Konya halkının arasına karışarak, kalabalıkları takip edip “darbeye karşı tepki” eylemlerine katıldık.
Bizler artık; 15 Temmuz 2016 “Yurtta Sulh Cuntası” darbe girişimini yaşamış insanlarız. Tarih; biz yaşarken yazıldı ve her şey biz yaşarken oldu. Hep birlikte; alçaklığın, şerefsizliğin, kansızlığın, namussuzluğun, ihanetin, dinsizliğin, salaklığın, dangalaklığın ve haşhaşiliğin ne demek olduğunu, bu kavramların karşılığının neye ve kimlere tekabül ettiğini yeniden öğrenmiş olduk.
Ulan alçaklar pardon rucû ettim çukurlar!. İstiklal Harbi’nde; Yunanlar, İngilizler diğer düşman orduları bile meclisi bombalayamazken, siz nasıl bu hainliği yaptınız, siz nasıl bir hainsiniz? Bu nasıl bir göz karartma, nasıl bir ruh hali? Siz ne yiyip içiyorsunuz? Beyninizde cip mi var? Adı Müslüman olan, insan olan bunu nasıl yapar? Ve bunu yapan şeref yoksunlarını savunan, bu da Tayyibin bir tiyatrosu diyenler. Sizin de bunlardan aşağı kalır yanınız yok. Siz de bu katillerin yaptıklarından mutluluk duyuyorsunuz. Yani siz da aynı haltsınız. ALLAH sizi de bildiği gibi yapsın. Polisini; başkentini bombalayan bu hainler eğer başarılı olsaydı memleketimiz bugün ne halde olurdu acaba bunuda mı akletmezsiniz?
Bu darbe girişimi gecesinde, saat 23:00 ile 03:00 arasında kimin ne dediğini ya da demediğini de iyi bellemek lazım. Bu zaman zarfında çok da iyi çekmeyen telefonumdan gelişmeleri takip ederken hemen aklıma Mısır darbesi geldi. Hemen, sosyal medya hesabımdan aman evlere dönmeyelim, bu iş bitene kadar sokakta kalalım, yoksa Mısır’a döneriz, sabaha kadar sokakta kalalım, toplu sabah namazı kılalım diye yazdım. Bu ana kadar bu minvalde bir paylaşım yoktu. Bu süreçte hükümetimiz de darbe girişimini çok iyi yönetti. Reisimizin tv konuşması milleti daha da cesaretlendirdi. Darbe anında püskürtüldü algısının verilmesi çok yerindeydi. Sabah altıya kadar bombalamalar devam etmesine rağmen, beş saat öncesinde, saat bir sularında vatandaşımız darbeyi püskürteceği kararlılığındaydı.
Milletimiz öyle kararlıydı ki darbeci bir askere “ben ölmeye hazırım, sen beni öldürmeye hazır mısın?” diyordu bir yaşlı teyzemiz. Boğaz Köprüsünde tankların üzerine yürüyen, bombalanan meclise, işgal edilen hava alanlarına yürüyen, ülkenin tüm şehirlerinin meydanlarını, tepelerinden bombalanma ihtimaline karşı dolduran bir milletin fertleriyiz. ALLAH; şehitlerimizin mekânını cennet’i âlâ eylesin.
Bu son dediğimiz kaçıncı darbe girişimi bilmiyorum. Her seferinde beterin beteri alçaklıklarla yine karşımıza çıkıyorlar. İnşaALLAH bu gerçekten son olmuştur ve ülkemizde darbe bitmiştir. Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Kardavi basına yansıyan açıklamasında: “Müjdeler olsun sana ey Türk Halkı!. ALLAH seni asla mahsun etmez! Çünkü sen güçsüzleri omuzlar, yoksula verir, misafiri ağırlar, haksızlığa uğrayana destek verirsin! Türkiye de darbe bitmiştir,” dedi.
Amerikan CNN TV’si, gezi olaylarında olduğu gibi yine manipülasyon peşindeydi. Darbeyi önlemek için sokağa çıkan insanımızı darbe destekçisi şeklinde gösterdi. Amerikalı yetkili, bu darbe; Türkiye’yi İslamî diktatörden kurtarmak için son şanstır, dedi. Ey en azından insan olduğu iddiasındaki zâtlar; bütün bu yaşananları görmeyecekseniz, hangi insanlıktan bahsedebilirsiniz. Hayvanlar bu darbeci katiller ve senin gibi destekçilerinden çok daha kıymetli ve masum değil mi?
Ya RAB; senin aşkınla yana Hz. Mevlâna hatırına, iki cihan serveri Hz. Muhammed hatırına, duasını kabul ettiğin kulların hatırına hainlere fırsat verme, bize acı, bize bu darbe günlerini bir daha yaşatma.
15 yaşındaki askeri liseli çocuklara karakol bastırılıyorsa bu iş sadece FETÖCÜLERLE sınırlı kalmamalı. Askerlik yapan herkes, asker içindeki darbeci potansiyeli bilir. Adı Mehmetçik olan ordumuz, yeni bir anlayışla “Muhammedî” olarak tanzim edilmelidir.
Binlerce kişinin içinde olduğu bu kadar büyük bir darbe organizyonu nasıl fark edilemez bunu da anlamış değilim. Her mahalleden, sokaktan birer kişi de mi bulunmaz. Ülkemizde bulunan gerek vatandaş gerek vatandaş olmayan herkesten devletin haberi olmalı ve böyle bir organizasyon yapılmalıdır.
Sivas Meydanında "vatan nöbetine" devam eden on binlerce yiğidoya, sabah namazına kadar alanda kalan; Sayın Vekillerimiz Selim Dursun, Hilmi Bilgin ve Sayın Valimiz Davut Gül başta olmak üzere şehrimiz börokratlarına, eğitimcilere, müdürlere de huzurunuzda teşekkür eder, saygılar sunarım. Gerçekten de milletimizi yine bir kez daha ALLAH(C.C) korudu. Nasıl bir bela atlattığımızı tam olarak tahayyül etmek bile zor.
Bu da geçecek. ELHAMDÜLİLLAH…
Eğer bu kancıkça saldırıdan sonra, hala kem-küm edenlerin, olayı başka mecralara çekenlerin, bu durumdan medet umanların, ama hükümette şunu yaptı-bunu yapmadı diyenlerin, sosyal medyada dahi olsa devletin başkanına sövenlerin, milletin dinine-değerine küfredenlerin defteri dürülmezse yuh olsun artık…