“YIKIK DİNİN MENSUPLARI”
“Bir de sabırla, namazla yardım isteyin.
Hiç şüphesiz namaz ALLAH’a derinden saygı
duyanlardan başkasına ağır gelir.” Bakara:45
Anne-babalar, çocuklarının bebeklik çağlarında onlara bazı şeyler öğretirler ve çocuklarının bu öğrettiklerini ezberden söylemelerini isterler. Bizim çocukluğumuzda da ana-babamız; “kimin kulusun, kimin ümmetisin, İslam’ın şartı, imanın şartı kaç? v.b sorulara cevaplar ezberlettirip söylettirirler, şehadet parmağımızı kaldırarak “ALLAH biiir de” dedirtirlerdi. Elbette herkes dininin mucibince fiil ve kavilleri kuzularına öğretmek ister. Hristiyan Figür Noel Baba da bu emelle üretilmiştir. Hatta ateist Sovyet Rusya’sında sabileri dinsiz yetiştirmek için “hadi tanrıdan bir şeyler isteyin dedikten sonra şimdi de Stalin’den isteyin, Lenin’den isteyin diyerek, bak tanrı yok, Stalin var” şeklinde beyin yıkamalar yapılması da yine bu amaç uğrundaki çalışmalardır.
Bendeniz fakir fetva makamı değilim ve akaitte, kelamda, hadiste, tefsirde bırakın yetkin olmayı iyi bir okuyucu bile sayılmam. Lakin günahını bilen bir Müslüman olduğum iddiasındayım. Herkes inancı itikadınca bir gayret içerisinde iken biz Müslümanların, Müslümanlık zahiri de şüphesiz namazdır. Müslümanların en belirgin özelliği gün içinde kıldıkları beş vakit namazdır. Namazı her Müslüman kılar, kılmalıdır. Namaz insanları günahlardan da alı koyar, koymalıdır. Namaz; kişiyi İslam dininin temeli olan temiz ve güzel ahlak sahibi yapar.
Bu nedenle çok meşhur hadislerden birinde Efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V): “Namaz dinin direğidir” buyurmuştur. Yani, DİNİ AYAKTA TUTAN NAMAZDIR. Direk(bugünün binalarındaki kolon, kiriş) yoksa bina çöker. Bina çöktüğüne göre bizler de yıkık bir dinin mensupları olmuş oluyoruz.
Fidan Yazıcıoğlu Hanımlar Kültür Merkezi’nde “Namaz” konulu bir konferansa katılma imkânım oldu. İlahiyatçı Yazar Ahmet BULUT Hoca, nev-i şahsına münhasır güler yüzlü üslubuyla, İSLAMDER, İl MEM ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü organizesinde, dinimizin direği namazı anlattı.
İstatistiki bir veri de olsa; % 99’u Müslüman olan ülkemizde namaz kılma oranımızın % 30 olduğunu, bu oranın okullarda % 5 ile % 20 arasında değiştiğini söyledi. Gençlerde namaz kılma oranı ise % 7 imiş. Çocukları namazla buluşturamadığımızdan dert yandı. “Bu çocuklara vahiy mi gelecek, bunlar namaz ile nasıl buluşacak? diye sordu. TEOG sınavını, KPSS sınavını kaçıran öğrenci olmazken KSS’yi kaçırma oranımızın yüksek olduğunu dikati çekti. KSS’nin baraj sorusunun namaz olduğunu hatırlattı.(kss: kabirde seçme sınavı)
En çok yeşil reçete yazılan bir ilimizde namaz kılma oranlarının, oruç tutma oranlarının, tesettüre riayet oranlarının dip yaptığını belirtti. “Namazı kıl kıl bitmiyor” anlayışının sakatlığını izah etti. Bir telefonun iki yıl garantisi olduğunu fakat bizlerin “bir namaz vakti” bile garantimiz olmadığını, nasıl ki bir yıllık su ihtiyacımız olan 720 litre suyu bir seferde içemiyorsak, “vakitleri belli olan” namazın da sadece vakti gireninin farz olduğunu açıkladı. “Namaz kılarsan, flört edemezsin, zina yapamazsın” diyen gencin haklılığı ifade etti.
Bir insan neden namaz kılmaz? Ahmet Hoca salonu dolduran kâfi sayıdaki dinleyiciyle bu soruya cevap aradı. Bu suale verilen yanıtları üç başlıkta topladı:
- ALLAH ile aramız açılmış. ALLAH’a değerin göstergesi namazdır. Namaza çağıran ALLAH olduğuna göre; namaza gitmediğimiz de kimi reddetmiş oluyoruz, dedi. Sosyal medya arkadaşlarımız bile çağrımıza cevap vermediğinde listemizden silip çıkarıyoruz. ALLAH’ın çağrısına cevap vermediğimiz de durumumuz ne olur, diye sordu.
- Namaz bilincimizde sorun var: Namazı hakkıyla tanımıyoruz. Yarım yamalak kıldığım namazla hangi nimetin karşılığını ödeyebiliriz. Namazı, “aradan çıkarma” kabilinden kılıyoruz. Oysa Efendimiz namazı değil; sofrayı aradan çıkarmıştır, dedi.
- Namaz kılmayı hakkıyla bilmiyoruz.
Namaz kılmak büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır. Hanbeli’de namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve Maliki Mezheplerine göre de büyük günah işlediği için, ceza olarak namaz kılmayanın katledilmesinin gerektiği şeklindeki görüşler fıkıh kitaplarında yazılıdır.
Namazın vazgeçilemezliğini ortaya koyan bazı hadisleri aktararak yazımızı neticelendirelim:
Bizimle kâfir arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.) [Nesai]
Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki]
Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni Nasr]
Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.) [İ.Ahmed]
Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberâni]
Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.) [Taberâni]
Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar ALLAH’Ü TEÂLÂ’nın himayesinden uzak kalır.) [Ebu Nuaym]
Her Peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.)[Gunye]