“Cennet ümidi içinde cehennem hazırlıkları yapıyoruz.” İsmet ÖZEL Namaz camiden çıkınca, Hac Mekke'den dönünce, Ramazan Oruç bitince başlar. Necip Fazıl Kısakürek  RAMAZAN BÖYLE GEÇTİ (“Cennet ümidi içinde cehennem hazırlıkları     yapıyoruz.”                                İsmet ÖZEL) “Her kim Ramazan’ın başlangıcında Müslüman kardeşini bir Ramazan’ı daha gördüğü için tebrik ederse Allah (cc.) ona cehennem ateşini haram kılar.” Tüm Müslüman kardeşlerimi bir Ramazan daha gördüğü için tebrik ederim.  Sahabeler Ramazan ayına helalleşerek girerlermiş ki oruçları kabul olsun. Oruçlarımızın kabul olması dileğiyle, hakkınızı helal ediniz, diyerek başladığımız bir Ramazan Ayı daha geldi geçti. 35-40 derece sıcaklık olacak korkusuyla, insanımızın oruçtan soğutulmaya çalışıldığı millet ve millilik düşmanı medyanın aksine, her şeye rağmen oruç ayının mutluluğunu hissederek geçirdik bu ayı. Zaten; #‎MutlulukBence orucun tekmilini birden tutarak önce Kadir Gecesine ve arefeye ardından Ramazan Bayramına ulaştıktan sonra, tüm akrabalarla birlikte, tıraşlı simaları tütün kolonyası kokan emmilerle bir köy camisinde Bayram Namazı kılmaktır. ‪#‎BayramDediğin de; halifenin cuma namazını İslâmbulda kıldırıp, tüm Müslümanları tek sancak altında topladığı gün kutlanır. ‪Öyleya, #‎sonumuz iki buçuk metre kare kabirde topraktan yatak, üzerimize 11 tane tahta da yorgan olup, ebedi istirahatgahımız bir cennet bahçesi ya da cehennem çukuru olmayacak mı sonunda... Tabi nasibimiz varsa. Korkmak dahi, namaz gibi oruç gibi nasip işi. Birde nasipsizlik var tabi. Neyse;  ‪#‎SonraDüşündümVeDedimki Nasipsiz it, Kurban Bayramında Hristiyan mahallesinde gezermiş. Fakat bazı nasipsizler, Ramazan Bayramında da  bizim muhitlerimizde gezmeyi alışkanlık haline getirdiler. Yine Oruç Ayı dışında bir gündem oluşturmak için gayret ettiler. “Ramazanda Yine Fitne” Öncelikle, Ramazan ayıyla birlikte dijital fitne kazanı, bu defa bir kaç meşhur hoca efendi üzerinden kaynatılmaya çalışıldı. Bu ay süresince kaç bin lira kazanacakları çarşaf çarşaf yazılmaya başlandı. Evet belki bu bir aylık kazançları, bir öğretmenin bir ömürde belki yapabileceği bir birikim, bir asgari ücretlinin bir ömür de dahi elde edemeyeceği bir meblağdır. Lâkin; bir travestinin bir dönme sanatçının, bir gavur ünlünün bir saatte, Müslüman bir ülkede aldıkları konser ücretleri bu kadar konuşulmazken, saygın hocaların bu şekilde eleştirilmesi de manidardı. Topçu, popçuların gelirlerinden bahsetmiyorum bile... Bir de, şatafatlı iftar sofraları üzerinden yine oruç ve Müslümanlar eleştirildi. Hem de namazla oruçla alakası olmayan bir popçu aracılığıyla. Bu eleştiri haklı fakat yerinde değildir. Ey gafil, sen namazın orucun İslam’ın neresindesin ki... Bu eleştiri yine oruç tutanların uhdesindedir. Diğer şekilde maksatlıdır. “Dinime dahleden bari Müselmaan olsa,” durumu yani. Yine bu ay içerisinde Ramazan Podyumları şehir şehir açıldı. En uzun olanlarından biri de şehrimizin en işlek caddesinde gayri resmi olarak açıldı. Özellikle gençlerimiz, teravih kılmak yerine bu podyumda arz-ı endam etmeyi tercih ettiler. Sabır Mı,    Sefer Mi? Bu mübarek ay süresince yine Dünya'nın dört bir yanında Türk, Kürt, Arap v.s olduğuna bakılmaksızın Müslüman kanı oluk oluk akıtılmaya devam edildi. Dünya'nın her yerinde oluk oluk Müslüman kanı akıtılırken, üstüne bir de Müslümanlar terörist ilan ediliyor ya... Bazıları hâlâ,  salakça bir asabiyetle Arapların öldürülmesine gösterdiğiniz tepkiyi, Türkler öldürülürken neden göstermiyorsunuz diye, bir halt bildiğini zannederek yazıp çizdiler. Ne diyelim, ALLAH akil fikir versin hepimize. Irkından dolayı değil, dini ISLÂM olanlar öldürülürken, sözüm ona yüzde bilmem kaçı Müslüman olan ve şehit kanıyla sulanan topraklarda, dinimize alenen küfrediliyorken, Lut kavmi gibi pompei sapkinlari gibi helâk olmamızın yolu açılırken, cemaatleri adına, hükümete çakmak adına bu sapkınları destekleyenler      oldu. Şimdi soru su: A partisi, B partisi her neyse. Bu partilere mensup bazı vekiller taksimde bu aşağılık sapkınlara destek verdiler ya, bu partilere oy verenler de bunlara destek vermekte midirler? Hele deyin bakıyım... Tırıba        Gıybet,       Cirlopengiz                   İftira... Nerede iyi kötü, namaz kılan oruç tutan, fuhuştan uzak duran, içki içmeyen, mutaassıp, mütedeyyin, mütesettür bir kişi varsa yine en çok onların Ramazan Ayı boyunca çekiştirildiğine şahit olduk. Kardeşim sokakta bu kadar dinsiz donsuz varken derdiniz ne anlayamadık. Birbirimizi bozup para misali harcamaya devam edelim... Lâkin bozuk paranın çabuk bitmesi gibi, kendi insanımızı da bitirdikten sonra bakalım dost dost diye hangi düşmana sarılacağız. Dershane   Muamması Bu ay içerisinde Anayasa Mahkemesinin Dershane kararına ilişkin tartışmalar da tekrar alevlendi. Bir tarafta bu işten ekmek yiyen, aralarında yakın arkadaşlarımın da bulunduğu dershaneciler öteki tarafta paralel finans kaynağı olarak dershaneler, beri tarafta bir eğitimci olarak hoş görmediğim dershane sistemi ve bunların yanında ülkemin gerçekleri... Eğitim politikaları bir kaç puan iktidardan çalmıştır, doğru. Yalnız bu kayıpların müsebbibi tek başına parti mi, yoksa partiye eğitim danışmanlığı yapan aklı evvel stk'cilar mı bilemedim şimdi. Dershanelerde çalışan arkadaşlarımız, hafta sonu kurslarında görevlendirilerek okullara atamaları yapıldıktan sonra, yine de KAPATILMALIDIR... Birçoğu; Millî Eğitimdeki öğretmenlerden belki 1-2 puan eksik aldıkları için atanamayan ve bu yolu zorunlu olarak seçen kıymetli öğretmenlerimiz böylece milli eğitim ordusuna dâhil edilmiş, bir kısım mağduriyetler de önlenmiş olur. Leyle’tül Kadr Mübarek Ayın sonunda Kadir Gecesine ulaştık. RABBIM, bir gecede 83 yılı birden ibadet ile geçirebilmeyi nasip etmiş. HAK TEALA, 83 yıla tekabül eden bu ibadetlerimizi kabul etsin. Namaz camiden çıkınca, Hac Mekke'den dönünce, Ramazan Oruç bitince başlar.     Necip Fazıl Kısakürek