Binlerce canın feryadının, gözyaşlarının, yardım seslerinin, yürek telaşlarının, tükenmez umutlarının, sessiz çığlıkların en uzun gecesi. Yarın öleceğinden haberi olmayan binlerin, düğümlenen kelimelerin, çaresizliğin bir kara bulut gibi üzerine çökenlerin, nefes almanın zorlaştığı, kalplerin durduğu karanlığa gömülen şehirlerin en uzun gecesi. Üşümesin diye battaniyeleri mezarlarına örtülen, bayramlıkları mezar taşlarına giydirilen, bir daha bayram sevinci yaşayamayacak çocukların en uzun gecesi. Son kez secdesine gittiğimiz Habib-i Neccar’ın, dualarımıza eşlik eden Hacı Yusuf Taş Camii’nin, çocuklarımızın avlusunda koştuğu Hatay Ulu Camii’nin, meraklı gözlerle önünde geçtiğimiz Hatay Meclisi’nin, Antakya Rum Ortodoks Kilisesi’nin en uzun gecesi.
Biz kaldığımız yerden yürüdük koşar adımlarla hayatın akışına. Ya Hataylılar, Kahramanmaraşlılar, Adıyamanlılar bir umutla bir telaşla sessiz bir yürüyüşle geldiler bugüne.
Bizim için 65 saniye ve 45 saniye idi deprem belki ama onlar için 8.766 saat, 525.960 Dakika, 31.557.600 saniye…
VAR OLSUN DEVLET
11 şehir 14 milyon insan, 50 binden fazla can kaybı, 100 binden fazla yaralı, 1 milyondan fazla yapı stoku. Tıpkı hayatların ve hayallerin olduğu gibi şehirlerin de yıkıma uğradığı asrın felâketinin tam olarak tezahürü bir yıkım. Ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçları olan, millet olarak maddi ve manevi tüm imkânların seferber edildiği bir zaman dilimini hatırlıyoruz. Siyasal tercih, ideoloji ayırt etmeksizin milletçe ve devletçe acının etrafında kenetlenebildiğimiz bir süreçten geçtiğimizi unutmuyoruz.
Bugün Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Konya Büyükşehir Belediyesi başkanlarının Hatay’da aday olmaları durumunda kentin evladı muamelesi göreceklerinden şüphe duymayacağımız bir dönemi anımsıyoruz.Bir sene sonra özellikle depremden yoğun etkilenen şehirlerin yeniden inşa sürecinin kararlılıkla sürdüğünü görmek, depremzedelerin her türlü zorluğa rağmen gözlerindeki inancı görmek bir kez daha var olsun devlet yaşasın millet dedirtiyor insana.
EKONOMİK ETKİ
Deprem kaçınılmaz olarak bölgede bir servet kaybını ve acil barınma ihtiyacını beraberinde getirdi. Bölgenin özellikle tarım, tekstil ve çelik başta olmak üzere pek çok sektöre öncülük etmesi, ekonomik büyümeyi bir puana yakın artırma potansiyeli ekonomik performansa da nasıl darbe vurduğuna işaretti aslında.
Özellikle emek yoğun sektörlerin ve ihracat kanallarının süreçten olumsuz etkilenmesi, tedarik zincirlerinin ve lojistik ağların kopması telafisi uzun süren iktisadi faaliyet sürecinin başat faktörleri oldular. Bölgenin yerli turizm potansiyelini, kültürel mirasın ve etkileşim süreçlerini, tarımsal üretimin sekteye uğramasını dikkate alırsak ekonomik etkinin ne kadar korkunç boyutlara ulaştığını daha net bir şekilde görebiliriz.
Bölgenin önde gelen ihracat illerinden Gaziantep ve Hatay’ın ihracat rakamlarının bıçak gibi kesilmesi, bu iki şehrin yılın en yüksek ihracat seviyesine yılın sonunda ulaşabilmesi ekonomik inşa sürecinin de ne kadar hızlı ve kararlılıkla sürdüğünü gösteriyor. Sermaye birikimi ve üretim kapasitesinin aldığı hasar onarılmış, bölgenin inşa süreciyle birlikte ekonomik büyüme performansları yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde toparlanma göstermiştir.
SEÇMEN TERCİHLERİNE ETKİSİ
Duygusal yoğunluğu olan bir sürecin ardından bölgede gerçekleşen 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri siyasal iktidarın vatandaşa temas etme, onunla etkili iletişim kurabilme yeteneklerinin körelmediğine, en büyük aktörün halen daha vatandaş olduğuna işaret ediyordu. Cumhur İttifakı oransal olarak en yüksek oyu depremin merkezi Kahramanmaraş’ta % 70 ile aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da oransal olarak en yüksek oyu yine bu şehirden almayı başardı.
En yüksek üçüncü oy Cumhur İttifakına % 69 ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da % 71,88 ile Malatya’dan (ikinci il Kilis). Dördüncü il Adıyaman’da; Cumhur İttifakı % 62, Cumhurbaşkanı Erdoğan %66,20.
Bu manzara karşısında depremzedelerin ağır hakaretlere maruz kaldığını da buraya dipnot olarak kalın harflerle bırakıyorum.
Bu üç şehrin ortak özelliği depremin ve yüksek oy oranlarının dışında Cumhur İttifakı cephesinin 31 Mart seçimlerine yeni başkan adayları ile girmeleri. Yeniden inşa sürecinin yeni aktörlerle yapılma ve vatandaşın sesine kulak verme isteği bir kez daha kendi göstermiş, seçmenin talebi bir kez daha karşılık bulmuş oluyor.
Siyasal iktidar bölgede ekonomik sorunların çözümünün de, yeniden inşa sürecinin mimarının da adresinin kendisi olduğu görüyor, vatandaşı aktör olarak görmeyi büyük oranda sürdürüyor.
Bizde günün duvar yazısı: Hayat devam ediyor ama kaldığı yerden değil!