Küresel silah satışında ülkelerin paylarına baktığımızda kimlerin savaşlardan beslendiğini net olarak görüyoruz. Dünyada her yüz silahtan 51’ini ABD satarken 18’ini Çin, 7’sini İngiltere, 5 tanesini Fransa, 3 tanesini Rusya, 3 tanesini İtalya, 2 tanesini de israil satıyor. Geri kalan ülkeler de birer taneyi paylaşıyorlar. Rakamlar 2022 yılına ait.   Dünyadaki bölgesel savaşların arkasındaki tetikleyici ve planlayıcıları da yukarıda saydığım ülkeler. En büyük alıcıları da halkı Müslüman olan devletler. *** Yani dünyanın gözü önünde soykırım yapan ABD, Çin ve israil ekonomik güçlerini silah sanayiinden alıyorlar. Düzen şöyle işliyor; Silah tüccarları kullanabilecekleri siyasetçileri destekliyor. Göreve gelen siyasiler de silah tüccarlarına teşekkür borcunu savaş kışkırtıcılığı yaparak, bölgesel savaşlar çıkartarak ödüyor. Kandan beslenen ahlaksız bir düzen bu. *** Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) 2022 yılı raporuna göre, savunma sektöründeki en büyük 100 şirketin 2021’de silah ve askeri hizmet satışları bir önceki yıla göre yüzde 1,9 artışla 592 milyar dolara ulaştı. Böylece satışlar 7 yıldır art arda arttı.   Rapora göre, küresel silah satışları en az 2015’ten bu yana istikrarlı bir şekilde artarken, SIPRI, Çinli şirketleri ilk kez yıllık listesine dahil etti. Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşının dünya çapındaki silah şirketleri için tedarik zinciri sıkıntılarını arttırdığına yer verilen raporda, Batılı ülkeler için Rusya’nın silah üretiminde kullanılan hammaddelerin önemli bir tedarikçisiolduğu vurgulandı. *** Küresel savunma sektöründeki en büyük 100 şirket içindeki ABD’li toplam 40 şirket, 2021’de 299 milyar dolarlık silah satışı yaparak, reel olarak bir önceki yıla göre yüzde 0,8 artışla tüm satışların yüzde 51’ini karşıladı.   2018’den bu yana listenin başındaki beş firmanın tamamı ABD merkezli. Bu firmalar Lockheed Martin, Boeing, Northrop Grumman, Raytheon ve General Dynamics olarak sıralanıyor. Listedeki sekiz Çinli silah şirketinin toplam satışlarının bir önceki yıla göre yüzde 6,3 artışla 109 milyar dolara yükselmesi dikkati çekti. Çinli üreticilerinden dördü listede ilk 10’da yer aldı. İlk 100 şirket içinde merkezi Avrupa’dabulunan 27 şirket yer alırken, bunların toplam silah satışları yüzde 4,2 artarak 123 milyar dolara ulaştı. Rusya-Ukrayna savaşından sonra Alman ordusuna yeni silahlar almaya başlayan Almanya’da, Rheinmetall, ThyssenKrupp , Hensoldt ve Diehl’in silah satışları geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 5,6 artarak 9,3 milyar dolara çıktı.   İlk 100’de yer alan 6 Rus şirketinin satışları, 2021’de yüzde 0,4 artarak 17,8 milyar dolara yükseldi. *** Listeye 2021 yılında girmeyi başaranASELSAN 56. sırada, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii de 84. sırada yer aldı. İki şirketin satışları toplamda yüzde 12 artarak 3 milyar 360 milyon dolara ulaştı. Türkiye’nin askeri harcamaları ise geçen yıl 2021’e göre yüzde 26 azalışla 10,6 milyar dolar oldu. Türkiye, 2021 yılında en fazla askeri harcama yapan ülkeler arasında 23’üncü sırada yer aldı. *** Orta Doğu ülkeleri, 2017-2021’de 2012-2016’ya kıyasla yüzde 2,8 daha fazla silah ithal etti. Buna karşılık, 2007-2011 ve 2012-2016 arasında bölgeye yapılan silah ithalatında yüzde 86’lık bir artış görülmüştü.   Yemen’deki çatışmanın devam etmesi ve İran ile bölgedeki diğer devletler arasındaki tansiyonun yüksek seyretmesi nedeniyle Körfez’deki güvenlik gelişmelerinde silah ithalatı önemli bir rol oynadı. Dünyanın en büyük ikinci silah ithalatçısı olan Suudi Arabistan’ın silah ithalatı 2012-2016 ve 2017-2021 arasında yüzde 27 arttı. Silah ithalatını yüzde 227 artıran Katar, en büyük silah ithalatçıları sıralamasında 22’den 6’ya yükseldi. *** SIPRI Askeri Harcamalar ve Silah Üretim Programı Kıdemli Araştırmacısı Nan Tian, küresel askeri harcamalardaki artışı “giderek daha güvensiz olan bir dünyada yaşadığımızın işareti” olarak değerlendirmiş.   Ülkelerin kötüleşen güvenlik ortamına karşı askeri harcamalarını artırdığını belirten Tian, “Ülkeler yakın gelecekte bu ortamın iyileşeceğini öngörmüyor.” Diyor. Haklı adam. Savaş isteyenlerin barış isteyenlerden daha çok çaba gösterdiği bir dünyada yaşadığımızı unutuyoruz. ‘Bana ne’cilerin sürü halinde yaşadığı bir dünyadan çok şey beklememek lazım.