Ekleme
Tarihi: 02 Ağustos 2023 - Çarşamba
Gündemden az düştü de ferahladık. ‘Türkiye yüzünü yeniden Batı’ya mı dönüyor’ diye sorgulanıyordu biliyorsunuz. NATO zirvesidir, ‘AB tam üyeliği’ tartışmalarıdır, İsveç’tir, vs. “Çin neden Türkiye’de”yi (29/07) ondan yazdım. Gizli tema, ‘ne oldu, şimdi yine Doğu’ya mı döndük’tü…
Bir kesim ne kadar mutlu oldu, hatırlıyorsunuz. Bu ‘kanat altı arama’ biraz köksüzlüktendir. Sadece pusula ayarsızlığı veya bilgisizlikten kaynaklanmıyor. Bastığınız toprağa samimiyetsizliğiniz ile de ilgilidir. Yönlerin ‘Hepsi Türkiye’dir diyememe ezikliğinden, ‘yamanma yoksunluğundan’ geliyor…
Güney Kore Dışişleri Bakanı da Türkiye’deydi?
Seul’le ilişkilerimizin herhangi izaha ihtiyacı yok. Özel hukukumuz var. 20 bin asker gönderdik, kan verdik, kan döktük. Türkiye’nin fedakârlıklarına gönülden karşılık vermiş ülkedir Güney Kore…
Son ziyaretten bu yana araya sekiz yıl girdi ama hiç önemi yok. Hemen her alanda bir seri anlaşma imzalandı. Başta ekonomiden savunma sanayine, nükleer santral altyapılarından spora kadar. Tazelendik.
Bu kadar mı?
Bakan Park Jin: “Kuzey Kore tarafından sürekli fırlatılan kıtalararası balistik füzeler ve provokasyonlarla tehdit edilen Kore Yarımadası’ndaki durumu anlattım. Kuzey Kore’nin dünya barışını sürekli tehdit ettiği bir dönemde uluslararası toplumun birlik olması ve kararlı şekilde yanıt vermesi gerektiğini vurguladım. Yine uluslararası toplumun Kuzey Kore’deki insan haklarının iyileştirilmesi için iki ülke arasında nasıl işbirliği yapılacağı görüşüldü”…
Demek Güney Kore’nin bir daveti var bize.
Bu sefer de yüzümüzü Pasifik’e mi dönüyoruz?
Bir evvel, “İsrail-Filistin meselesinin Çin’le alakası ne’ demiyoruz” yazmıştık, ‘Türkiye’nin Kuzey Kore ile ne işi olur’ da demiyoruz artık…
Soru lazımsa, ki lazım; “Kuzey Kore ne” diyoruz…
ÜÇ NÜKLEER SİLAH SAHİBİ ÜLKENİN İTTİFAKI…
Hem Güney Kore’nin Ankara ziyaretinin hem de Kuzey Kore gündeminin sembolik anlamı var; Kore Savaşı’nın bitişinin 70’inci yıldönümündeyiz. 27 Temmuz. Yani “davet” bu tarihi arka plana yaslanıyor. Aynı sembolizme Kuzey Kore ve ‘müttefikleri’ de karşı cepheden ortak!..
Stratejik/küresel boyuta oturtalım…
ABD’nin Rusya ve Çin’i birlikte kuşatmaya çalıştığı dönemden geçiyoruz ve Rusya özelinde Ukrayna ne ise Asya-Pasifik’te çıkacak herhangi savaş Çin’deki görüntüsü olacak. Bu berbat ihtimale en yakın bölgeler Kore Yarımadası, Tayvan hatta Japonya.
70’inci yıldönümü sembolizmini ve bölgenin cari gerginliğini göz önüne alarak Moskova ve Pekin, Kuzey Kore’ye yüksek düzeyli ve sıra dışı resmi ziyaretler gerçekleştirdiler.
En çarpıcı resim, üç ülke yetkililerinin Kuzey Kore’nin nükleer cephaneliği önünde verdiği pozlardı. Gayet açık mesaj, Asya Pasifik’te üç nükleer silah sahibi ülkenin birlikteliğidir!
Bölgede doğu ile batının yüzleştiği en büyük savaşlardan biri üzerinden, değişen şartları da arkaya alarak ABD’ye yazılan mektup budur. Artı, açıktır, Moskova-Pekin ortak yapımıdır!
Yine, Güney Kore, Tayvan, Japonya açmazlarına, AUKUS, QUAD ve benzeri kuşatma organizasyonlarına verilen mesaj da budur. Washington tarafından kurulmaya çalışılan ‘ülke üçgenlerine’ de cevap budur. Nihayet, Medvedev’in, “Ukrayna’da riskli konjonktüre girilmesi halinde Rusya nükleer silah kullanır” mealindeki açıklaması da dahildir…
ABD, Kore Savaşı’nı kaybetme olasılığında nükleer silah kullanmayı masaya koymuştu, aynı ile iade ediliyor!
TÜRKİYE’NİN YENİ ÖLÇEKLERİ EKSEN ÇEKİŞMELERİNE BÜYÜK GELİR…
Dünyanın iki ucundaki bu stratejik iletişim, Sadece Avrupa-Pasifik politikalarıyla da ilgili değil. Afrika da bunun eş parçası. Hindistan da. Karadeniz de…
Afrika’daki Çin varlığı zaten biliniyor. Şimdi Rusya da bu kıtaya abanıyor. Tekrarlayalım, Mısır’ın Afrika’nın koçbaşı görüldüğü/yapılacağı Moskova tarafından ilan edildi bile. Kıtadaki Batı karşıtı yoğunlaşma, Sahel ülkelerindeki iç dalgalanmalar, darbeler bunun işareti. Nijer’deki darbenin ve Senegal’deki karışıklığın ardından, Mali, Gine ve Burkina Faso’nun, Nijer’e askeri müdahale olursa savaşacaklarını açıklaması da ispatı.
Çekişmenin çetrefilliğini şuradan anlayın; bir ülkede darbe oluyor, ellerde Rus bayrağı! Pakistan’da miting havaya uçuruluyor gerçekleştiren DAEŞ!
Aralar boş sanmayın. Pakistan’daki olaydan sonra Çin, “küresel şartlar değişse bile İslamabad’ın yanındayız” dedi. ABD/NATO’nun üyelik gazı verdiği Gürcistan’ın son ziyareti nereyeydi biliyor musunuz? Pekin’de “stratejik ortaklık anlaşması” imzaladı. Çin-Rusya, İran’da, Pakistan’da, Gürcistan’da, Suriye’de, vs. Bunların hepsi tampondur. Muhatapları onlardan on kat kötü; Washington.
Rus tahılının-anlaşmanın Rusya tarafından iptalinden sonra-Kafkasya’dan geçerek (!) Hindistan’a bir yol olacağı dillendiriliyor, ilişkin haritalar yayınlanıyor.
Uzatmaya gerek yok; hepsi Türkiye’dir, Türkiye’nin ölçekleri, boyu-posu bu seviyedir.
Ankara’nın ‘Ukrayna’ya tam üyeliği destekliyoruz’ demesi de, ‘Avrupa Birliği’ne tam üyelik süreci canlandırılsın’ çıkışı da göstermeliktir. Muhatapları ne için söylendiğini gayet iyi biliyorlar. Pazarlık ona göre kuruluyor.
Finalde tercih size kalıyor. Yaşadığınız ülkeyi ve dünyayı kavrarken hangi bilgileri kullanmak istiyorsunuz; örneğin şu an her yeri saran Millet İttifakı içindeki yağlı koltuk kavgaları haberlerini mi, yoksa yeni ölçekleri mi?
Bize has ‘cambaza bak’ numaraları değildir bunlar; Amerikan Kongresi’nde açılan ve ülke medyasını esir alan UFO tartışmalarının Ukrayna endişeleri ve Beyaz Saray’ı akçeli yolsuzluklara batıran Washington entrikalarının makyajı olduğunu fark etmiyorsanız, uzaylılar cüzdanı götürdüğünde.
https://youtu.be/Uczs_9sIWcc