Sultanın Denize Atılan Yüzüğü
Kanûnî Sultan Süleyman [rahmetullahi aleyh] bir gün Boğaz gezisi yaparken, kayığını Beşiktaşlı Yahya Efendi Dergâhı’nın tarafında kıyıya yanaştırıp efendi hazretlerini de yanına davet etmişti. Yahya Efendi de [kuddise sırruhû] beraberinde nur yüzlü bir zatla geldi.
Boğaz’da seyir halinde olan kayıkta Kanûnî ile Yahya Efendi birbirleriyle tatlı bir sohbete başladılar. Fakat misafir zat bu sohbete katılmamıştı ve sürekli padişahın parmağındaki pek kıymetli yüzüğe bakıyordu. Durumu farkeden Kanûnî yüzüğünü çıkarıp o zata verdi. Ancak o zat yüzüğü aldığı gibi denize fırlattı. Sultan buna içerlediyse de Yahya Efendi’nin hatırına bir şey demedi.
Gezi nihayete erip kıyıya yanaştıklarında, o zat eğilip denizden bir avuç su aldı ve kendisine hayretle bakan Kanûnî’ye uzattı. Zatın elinde az evvel fırlattığı yüzüğünü gören Kanûnî yüzüğünü aldı. Bir şeyler diyecekti ki o nur yüzlü zat hızla yanlarından uzaklaşıp gözden kayboldu. Sultan iyice şaşırmıştı.
Yahya Efendi, mütebessim bir şekilde izah etti:
– Sultanım! Bu zat görmeyi epeydir arzuladığınız Hızır aleyhisselâm idi, dedi.