Muhalefet partileri aralarında ve kendi içlerinde sonu gelmez polemiklerle bin parçaya bölünmüşken, AK Parti 28 Mayıs’ta sandıkların kapanmasıyla birlikte 2024’te yapılacak mahalli seçimlerin hazırlıklarına başladı. Belediye başkan adaylarının belirlenme çalışmalarına katkı olabilmesi açısından nasıl bir başkan istediğimizi şimdiden yazalım. Ola ki dikkate alınır… Belediye başkan adayı en başta dürüst olmalı. Helal ve haram sınırını bilmeli ve o sınırı canı pahasına muhafaza etmeli. Kendisine emanet edilecek şehri ve o şehrin hazinesini namusu bilmeli. Kanundan ve Allah’tan korkmalı. Yanlış yaptığında, er ya da geç hesabının sorulacağı imanıyla hareket etmeli. Kirlenmiş, ya da üzerinde gölge, karaltı, şüphe dolaşan isimlerden hassasiyetle uzak durulmalı. Başkan adayı karakterli olmalı. Yola çıkarken dürüst, temiz, mütevazı olan nice ismin, güç ve para ile sınandığında imtihanı nasıl kaybettiğine defalarca şahit olduk. Kazandığında kötü yönde değişmeyecek, “ne oldum delisi” olmayacak, makamla başı dönmeyecek karakterli isimler aday yapılmalı.   Belediye başkan adayı cesur olmalı. Makamın kendisine sağladığı güce karşı cesur olmalı. Kendisini yanlış işlere sevk edecek çıkar odaklarına karşı cesur olmalı. Kötü müteahhide, kötü esnaf ve eşrafa, kötü akraba, eş ve dosta tereddütsüz “hayır” diyebilecek bir cesarete sahip olmalı. Hiçbir tehdide boyun eğmemeli. Şantaja, medya baskısına eyvallah dememeli. Toprak ve imar rantının, ihalelerin, rüşvetin karşı konulması zor cazibesi karşısında nefsine galebe çalacak kadar cesur, aynı zamanda Allah’tan ve hesap gününden çekinecek kadar korkak olmalı. Belediye başkan adayı şehircilikten anlamalı. Son derece zengin kentleşme felsefemizi ve pratiklerini çalışmış olmalı. İnsan ve şehir arasındaki ilişkiyi anlamış; şehrin insanı, insanın şehri inşa ettiğini kavramış, şehrin yaşayan büyük bir organizma olduğunu idrak etmiş olmalı. Belediyeciliğin asfalt dökmek, beton dikmek olduğunu zanneden adaylardan uzak durulmalı.   Şehirdeki insanın ihtiyaçlarını karşılarken her ne şart altında olursa olsun şehir planından, estetikten, tarih ve çevre ile uyumdan, yasalardan, vicdandan ve adaletten sapmayacak isimler aday yapılmalı. Çürük yapılara izin vererek, onları denetlemeyerek, vazifesini ihmal ederek, örneğin bir depremle insanların ölmesine yol açacak sorumsuz ve vicdansız isimlere adaylık fırsatı tanınmamalı. Belediye başkan adayının tarih bilinci olmalı, çevreye duyarlı olmalı. Aldığı kararlarla ecdadın kemiklerini sızlatmamalı. Tarihi eserleri de, yeşili, suyu, havayı da betonlara boğdurtmamalı. Şehrini ya da yatırımlarını planlarken, İslam ve Türk şehrinin 14 asırlık birikimine ihanet etmemeli. Şehrin estetiğini ve huzurunu betona kurban etmemeli. Sadece beton, asfalt görerek, ucubelerin arasında dolaşarak, çöp koklayıp gürültü işiterek büyüyen bir çocukla, tarih, çevre, insan uyumunu temaşa eden bir çocuğun farklı olacağını, farklı yetişeceğini bir belediye başkanı görebilmeli, anlayabilmeli, hayal ve projelerini bu felsefe üzerine inşa edebilmeli. Belediye başkan adayının, idare edeceği şehre ilişkin bir planı, tasavvuru, vizyonu olmalı. Kendisine hedefler koymalı. Projeleriyle aday olmalı. Şehrinin özellikle çocuklar, gençler, yaşlılar, engelliler için yaşanabilir olması için hayaller kurmalı ve o hayalleri gerçeğe dönüştürmenin mücadelesi içinde olmalı. Kötü şehri iyileştirmeli. Kötü miras almış olsa da kötü miras bırakmamalı. Yaptığı yanlışın belki on yıllar boyunca peşini bırakmayacağını bilmeli, kötü gelenek başlatmaktan, kötü eserden uzak durmalı.   Başkan adayı kaynakları akıllıca ve hassasiyetle kullanmalı. Milletin emanetini kendi boş fantezilerine sarf etmemeli. Personeline karşı adil olmalı ama onları en verimli şekilde istihdam edebilmeli. İsraftan, ölü yatırımdan, eş-dost istihdamından kaçınmalı. Belediye başkan adayı emrinde çalışacak personelini de iyi seçmeli. Halka zulmeden, kötü davranan, kötü yollara tevessül eden personeli görmeli ve gereğini derhal yapmalı. Başkan adayı, eğer seçilirse, hiçbir geçerli mazerete, bahaneye sığınma hakkının olmadığını bilmeli. Engelleri aşamıyor olmanın faturasını başkasına değil, kendisine çıkaracak bir anlayışta olmalı. Şehirde tütmeyen her bacanın, yanmayan her ocağın, garibin, gurebanın, yoksulun haberi herkesten önce “şehir emini”ne, yani belediye başkanına ulaşmalı. İhtiyaç sahibi belediye başkanını değil, başkan arayıp ihtiyaç sahibini bulmalı. Başkan adayı işte böyle bir hassasiyet içinde olmalı. Tebessümü yüzünden eksik etmeyecek, düğünde, cenazede hemşehrisinin yanında olacak, makam odasından ziyade sokakta, çarşıda, pazarda, sahada bulunacak dinamik isimler aday yapılmalı.   Belediye başkan adayı, yükleneceği vazife ile şehrindeki her bir ferdin tek tek emanetini omuzladığını, kutsal bir mesuliyet taşıdığını, şehrindeki her bir fert ile hukukunun doğacağını ve kul hakkının hesabının çok ama çok zor verileceğini idrak içinde olmalı. Tekrar tekrar hatırlatalım: Belediye başkan adayı, kuldan utanacak, Allah’tan ve hesap gününden korkacak, helal ile haram dairelerini esnetmeyecek bir gönül insanı olmalı. Ehil adaylar bulunduğunda, bu aziz millet emaneti ehline tevdi etmekten yine çekinmeyecektir.