Dinamik ve sağlam ekonomisiyle Türkiye, sürdürülebilir uluslararası doğrudan yatırımlar (UDY) çekmek için yatırımcı dostu politikalar ve geniş yetenek havuzunun yanı sıra Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği noktada küresel pazarlara erişim sunmaktadır. Bu jeostratejik konumu, üretim kabiliyeti, genç ve dinamik nüfusu ve gelişmiş lojistik altyapısıyla Türkiye, çok uluslu şirketlerin üretim faaliyetlerinin Ar-Ge merkezleri, tasarım ekipleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel yönetim merkezleri ile desteklendiği bölgesel bir güç merkezi haline gelmiştir. Bugün yaklaşık 80.000 uluslararası şirket Türkiye'de faaliyet göstermektedir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki güçlü siyasi iradenin yanı sıra Türkiye'nin ekonomik performansı ve değer önerileri sayesinde, 2002 yılından önceki otuz yılda 15 milyar ABD doları olan kümülatif UDY girişleri, 2003 yılından bugüne 250 milyar ABD dolarını aşmıştır. 2003 yılından bu yana UDY girişlerinde başı çeken ilk dört sektör finansal hizmetler, imalat sanayi, enerji ve bilgi-iletişim teknolojileri (BİT) olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye, ekonomisinin güçlü ve sağlam olduğunu pandemi ve küresel finans krizi sırasında ortaya koyduğu ekonomik performansla kanıtlamıştır. 2003-2022 arası yıllık ortalama %5,4 büyüme oranına sahip Türkiye, 2021 yılı itibarıyla satın alma gücü paritesi bakımından dünyanın 11. en büyük ekonomisidir. 1990-2002 döneminde %0,2 olan Türkiye'nin küresel UDY pastasındaki payı, 2003 yılından sonra %1’e yükselmiştir. 22 Haziran 2021 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan “UDY Stratejisi (2021-2023)” ile Türkiye, nitelikli UDY profillerindeki pazar payını artırarak küresel UDY payını %1,5’e çıkarma hedefini ortaya koymuştur. Türkiye'de teknolojik dönüşümü destekleyen, nitelikli istihdam oluşturan ve cari hesap dengesini destekleyen yatırımlara büyük öncelik verilmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan tarafından açıklanan üretim, yatırım, istihdam ve ihracat odaklı “Türkiye Ekonomi Modeli” de nitelikli UDY projelerine önem atfetmektedir.
Türkiye, birçok uluslararası ve yerli yatırımcı sayesinde küresel tedarik zincirlerine (KTZ) sorunsuz bir şekilde entegre olmuştur. “Invest in Türkiye” olarak hedefimiz, Türkiye'nin KTZ’deki konumunu sağlamlaştırarak ileriye taşıyacak, katma değerli ve teknoloji odaklı yatırımları çekmektir. Desteklediğimiz öncelikli sektörler arasında e-mobilite, yaşam bilimleri, enerji depolama, kimya, BİT, makine, ileri üretim, savunma-havacılık ve tarım yer almaktadır.
Son on yılda ve özellikle pandemi sonrasında Türkiye, çok uluslu şirketlerin komşu ülkelere yönelme, bölgeselleşme ve çeşitlendirme stratejileri doğrultusunda ülkemizdeki varlıklarını yoğunlaştırmasıyla birlikte KTZ’de güçlü bir oyuncu olduğunu kanıtlamıştır. Üç kıtayı birbirine bağlayan stratejik konumuyla Türkiye, Doğu Asya merkezli üretim ağına alternatif arayışlarında güç merkezi konumunu pekiştirmektedir.
Türkiye KTZ entegrasyonunu hedefe yönelik stratejiler, rasyonel ticaret ve yatırım politikalarıyla güçlendirmiştir. Örneğin, ihracatta Türkiye sadece ürün gamını ve pazarlarını çeşitlendirmekle kalmamış, aynı zamanda ürün portföyünün kapsamını da genişletmiştir. Dünya Bankası’nın raporuna göre Türkiye, değer zincirinde başarıyla yükselmiş ve sınırlı üretim grubundan ileri üretim ve hizmet grubuna dahil olmuştur. KTZ’deki yukarı yönlü seyrin bir sonucu olarak, Türkiye'nin ihracat portföyü de özellikle orta-yüksek teknolojili üretimde katma değeri daha yüksek ürünlere doğru kaymıştır.
Türkiye'nin ihracatı 2022 yılında 255 milyar ABD dolarıyla Cumhuriyet tarihinin en yüksek yıllık ihracat rakamına ulaşmıştır. Türkiye'de üretim yapan yatırımcılar, ülkenin AB Gümrük Birliği üyeliği ve 20'den fazla ülkeyle sahip olduğu serbest ticaret anlaşması ağı, güçlü lojistik imkanları ve ticari ilişkileri sayesinde ürünlerini dünyanın dört bir köşesine ulaştırmaya devam etmektedir.
Girişimci iş kültürü, teknolojiyi yakından takip eden genç nüfusu ve yetenekli mühendis havuzundan güç alan Türk startup’ları, 2022 yılında 1,6 milyar ABD doları yatırım çekmiştir. Böylece Türkiye, Avrupa'da yatırım alan ilk on ülke arasındaki yerini almıştır. Ayrıca, Türkiye 2020 yılından bu yana, market teslimatı, oyun ve hizmet olarak yazılım (SaaS) dikeylerinde üç unicorn ve iki decacorn çıkarmıştır. 2022 yılında İstanbul, erken aşama yatırımlar açısından Avrupa şehirleri arasında altıncı sırada yer alırken, oyun dikeyinde ise Avrupa'da ikincilik koltuğuna oturmuştur. Bu bağlamda, uluslararası finansal yatırımcıları, gelecekteki başarı hikayelerinde yer almaya ve doğrudan veya girişim sermayesi (VC) fonları yoluyla Türk teknoloji girişimlerine yatırım yaparak yüksek getiri sağlamaya davet etmekteyiz.
Türkiye, ekonomik kalkınma politikasını BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile uyumlu hale getirmek için yeniden tanımlamıştır ve bu hedeflere ulaşmak için uluslararası toplumla aktif bir şekilde çalışmaktadır. Türkiye, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için Paris İklim Sözleşmesi’ne imza atmıştır. Ülkemiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan liderliğinde bireyler ve toplumlar için de fırsatları artıran sürdürülebilir bir geçişi hedeflemektedir. Bu noktada, elektrikli araçlar, enerji depolama ve dijital teknolojiler gibi alanlarda inovasyonu destekleyen politikalar önümüzdeki yıllarda kritik rol oynayacaktır.
Invest in Türkiye olarak belirli SKA’lara katkı sağlayan yatırımları önceliklendirmekte ve önemli ölçüde desteklemekteyiz. Bu doğrultuda, nitelikli UDY’ye öncelik verirken SKA’yı Türkiye'nin UDY stratejisinin temel dayanaklarından biri haline getirmiş bulunmaktayız. İş faaliyetleri ve yasal düzenleyici çerçevenin SKA ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumluluğunu teşvik edecek çalışmalar yürütmekteyiz.
Bu çabalarımızın sonucu olarak etki yatırımları Türkiye'de yerli ve uluslararası iş toplulukları için bir öncelik haline gelmiştir. Sürdürülebilirliğin ortak bir hareket olduğu, ancak topluluk olarak hareket edildiğinde sürdürülebilirlik hedefine ulaşılabileceği bilinen bir gerçektir. Buna paralel olarak, Bain & Company ile birlikte yayımladığımız “ESG CEO Pulse” raporunun yanı sıra Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliği ile hazırlanan “Türkiye'de Etki Yatırımı Ekosistemi” ve “Türkiye SKA Yatırımcı Haritası” raporları da daha sürdürülebilir bir Türkiye hedefimizin yol haritasını oluşturmaktadır.
Temel mesajımızı kısaca vurgulamak isterim:
Invest in Türkiye, güçlendirilmiş organizasyon yapısı ve yalın iş süreçleri sayesinde, yatırımcılarla stratejik ortaklığını ve paydaşlarla iş birliğini artırmaya devam edecektir. Küresel ekonomide radikal bir geçiş dönemi yaşanırken ve küresel ekonomi merkezleri yer değiştirirken, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılı olan 2023 yılına yönelik hedeflerimize ulaşmak için durmaksızın çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bu noktada, Türkiye'nin yeni yüzyılına daha dinamik ve daha güçlü başlamak için hepimiz büyük bir gayret ve tazelenmiş enerjiyle çalışmaya devam edeceğiz.
A. Burak DAĞLIOĞLU
Başkan, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi