Önce CHP’de operasyon yaptılar. Deniz Baykal’ı gönderdiler, Kemal Kılıçdaroğlu’nu getirdiler. Ardından MHP’ye operasyon çekmek istediler. Başaramayınca Meral Akşener’e yeni bir parti kurdurdular. 14 Mayıs seçimlerine giderken, Kılıçdar-oğlu’nun adaylığı altında, CHP’yi, İyi Parti’yi topladılar. Yanlarına Deva, Gelecek gibi irili ufaklı partileri de aldılar. Yetmezdi. HDP/PKK’nın oylarına ihtiyaçları vardı. Kolaydı. Talimat geldi, HDP/PKK da ittifaka girdi. Artık her şey hazırdı. Kendilerine “üst akıl” olarak da FETÖ’yü seçtiler. Algı operasyonları, kaset operasyonları, iftiralar, saldırılar… Yandaş gazetecileriyle, sözde sanatçılarıyla, sosyal medyanın fenomenleriyle saldırdılar.   The Economist’ten Der Spiegel’e kadar uluslararası medya da geldi yanlarına. Bunun artık son şansları olduğunu biliyorlardı. Cumhuriyet mitingleri başarısız olmuştu. Danıştay saldırısı başarısız olmuştu. MİT Başkanı’na operasyon başarısız olmuştu. Gezi başarısız olmuştu. 17/25 Aralık başarısız olmuştu. 15 Temmuz’da yerin dibine batmışlardı. Son umutları bu seçimdi. Son kurşunlarını bu seçime bırakmışlardı. Ellerinde ne varsa, heybelerinde ne varsa ortaya koydular. En soldan en sağa; en (sözde) milliyetçisinden en teröristine, en döneğinden en fırıldağına, en yakınından en uzağına yanlarına aldılar. Türkiye’yi yenilir sandılar.   Bu milleti yeneceklerini vehmettiler. Rakamları üst üste toplayarak zafer kazanacaklarını zannettiler. Milletin ferasetini, basiretini hiçe saydılar. Milletin teröre olan öfkesini, PKK’ya, FETÖ’ye olan nefretini hesaba katmadılar. Terörle, teröristle yol yürüyene bu milletin geçit vermeyeceğini anlayamadılar. FETÖ’nün kullanışlı elemanı olmak dışında hiç ama hiçbir marifeti olmayan bir kâğıdı kaplan gibi gösterip Türkiye’yi ABD’ye peşkeş çekebileceklerini umdular. Başaramadılar. Türkiye yenilmez. Bu aziz millet yenilmez. Yazıyı yazdığım saatlerde Erdoğan yüzde 50’nin üzerindeydi. Siz okurken Erdoğan kazanmış ya da seçim ikinci tura kalmış olabilir. Artık hiç şüphe yok ki, seçim ikinci tura kalmış olsa da, Erdoğan zaferini şimdiden ilan etmiştir.   Zira yüzde 50’yi geçmiş havalarına giren Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın çok gerisinde kaldı. Zaten seçmeni maksimum motivasyon ve azami katılımla seçime girmişti. Aynı motivasyonu, aynı katılımı sağlaması mümkün değil. Seçimde yüzde 5 civarı oy alan Sinan Oğan’ın oyları en kötü ihtimalle yarı yarıya paylaşılacaktır. Ki, Oğan’ın oylarının çoğunlukla Erdoğan’a gideceği açıktır. Bu da Erdoğan’ın zaferini şimdiden ilan etmesi demektir. Cumhur İttifakı TBMM’de çoğunluğu sağladı. Bu da Erdoğan’ın oyunu artıracaktır. Eğer seçim ikinci tura kalırsa, 2 haftalık süreç, bu terör ittifakının maskesinin daha da düşmesini sağlayacak, Kılıçdaroğlu’na oy verenlerden de Erdoğan’a bir akış olacaktır.   Yani seçim ikinci tura kalsa bile sonucu bellidir. Erdoğan 13. Cumhurbaşkanı olmuştur. Çok konuşacağız bu seçimi. Hem iktidar, hem muhalefet üzerinde çok etkisi olacak bu seçimin. Operasyon çocuklarının üzerinde çok etkisi olacak. ABD’nin Türkiye üzerindeki kara hayalleri bugün çökmüştür; bugünden itibaren Türkiye çok daha farklı olacak. Derin bir nefes alalım, Allah’a hamd edelim, eğer kalırsa, ikinci tur için azmimizi, sabrımızı, en çok da teröre karşı öfkemizi diri tutalım. Bu iş bitti, tamam inşallah. Ama sakın ha gevşemeyelim. Su uyur, ABD uyumaz.