pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Fabrikadan masaya

Genç kuşaklar tarlayı bahçeyi ambalajlı ürün üreten markaların reklamlarında veya ağalı, konaklı köy dizilerinde görüyor. Yediğimiz yeşilliklerin, meyvelerin domates, biber, salatalıkların bahçelerde hayvan gübresiyle üretildiğini duyunca yüzü ekşiyor. Çünkü gençler organik gübrenin hayvan atıkları olduğunu bilmiyor. Okullarda öğretilmiyor, evde de konuşulmuyorsa çok yadırgamamak lazım. ** Küreselleşme ile gıdada artan dev boyutlu üretim tarladan sofraya dönemini tarihe gömerken, fabrikadan masaya dönemini başlattı. Genç kuşağın yedikleri, tükettikleri, tercih ettikleri ürünler artık tarladan değil fabrikalardan geliyor. Nüfusla birlikte artan şehirleşme dünyanın her yerinde aile işletmeleri dediğimiz küçük çiftçiliği de bitirdi. Ve sanayileşme sonunda insanı topraktan kopardı.   Şimdi toprak denince akla gelen ilk şey üretim değil. Nedir? Arsa, konut, gayrı menkul, korunaklı yüksek duvarlı lüks siteler, kentsel dönüşüm vesaire. Yani rant. ** Fabrikaların ambalajlı, bozulmayan paketli gıdaların miktarı tarladan gelen gıdaların miktarını geçti. Yetersiz beslenmeden çok dengeli ve sağlıklı beslenme eskiye göre çok daha büyük önem kazandı Bugün sağlık alanındaki birçok hastalık ve problemler yetersiz beslenmeden değil, dengesiz beslenmeden kaynaklanıyor. Ama yeryüzünün birçok yerinde de açlık ve yoksulluk derinleşerek devam ediyor. Sadece en alttakilerin değil, orta ve üst sınıfın da dengesiz beslenmeden kaynaklanan yetersiz beslenme sorunları var. Yani hem yetersiz hem dengesiz olduk. Çözümlerde eşitlenemezsen sorunlarda eşitlenirsin. Dünyanın düzeni böyle. **   Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Hasan Rüştü Kutlu ve Dr. Gözde Kutlu, ülkemizde tarım, gıda, beslenme ve sağlık alanında yaşanan sorunları ve bunlara çözüm önerilerini içeren detaylı bir çalışmaya imza atmış. Araştırmada dengeli beslenmenin önemine değinilmiş ve yaşanan sorunlar on başlık altında incelenmiş. Tarım, gıda ve beslenme sorunları ile ilgili çözümlerin sadece Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan beklenmesinin doğru olmadığı, toplum sağlığına yönelik çalışmalarda kamu ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğinin, gıda üreticilerinin çabalarının, halkın desteği ile kararlılığının da gerektiği vurgulanmış. ** Araştırmada yer alan Tarım-Gıda-Beslenme ve Halk Sağlığı ekseninde yaşanan sorun ve çözümleri şöyle özetleyelim; Ülkemizde yıllık kişi başı ekmek tüketimi 150 kg; kırmızı et, piliç eti, balık ve yumurta tüketimi ise 50 kg.   Sağlıklı beslenme için bu değerlerin en kısa sürede 100+100 kg’a çıkartılması gerekiyor. Bu tüketim miktarına süt ve süt ürünleri ile meyve ve sebze dahil değil. Araştırmada sorunun sadece yoksulluktan dolayı ulaşamamaktan değil, dengesiz beslenmekten örneğin ihtiyaçtan az veya fazla tüketmekten de kaynaklandığına dikkat çekilmiş. Tercih edilen ambalajlı gıdalar da sorunun en büyük parçası bana göre. Karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineral alımı toplumda her geçen gün artan sağlık sorunlarına (yüksek tansiyon, diyabet, kalp, kanser, guatr, obezite vb.), çoğu zaman tedavisi mümkün olmayan hastalıklara veya çok büyük tedavi masraflarına neden oluyor. Sağlık sorunuyla hastaneye başvuran vatandaşların yüzde 80’inin hastalıklarının altında yatan temel (primer) neden dengesiz beslenme. Dengesiz beslenmeye bağlı yaşanan sağlık sorunlarının kamuya maliyetinin iş gücü kaybı hariç yaklaşık 70 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. En fazla kullanılan ilaçlar mide ve bağırsak rahatsızlıkları ile ilgili. Gıda takviyeleri veya fonksiyonel gıda (sağlığa olumlu yönde katkı sağlayan gıdalar) adı verilen ürünlerin tanıtımlarında halk aldatılıyor. O yüzden de bu takviyeler halk arasında ilaç niyetine kullanılıyor. Oysa dengesiz beslenmeye bağlı gelişen tüm hastalıklardan sağlıklı beslenme yoluyla korunulabilir ve sağlık harcamaları azaltılabilir.   En ucuz tedavinin sağlığı koruma olduğu gerçeğini unutmamalıyız. ** Ne diyordu Kanuni Sultan Süleyman’ın o meşhur şiirinde; Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi  En büyük zenginlik ve en büyük nimet sağlıktır. Bütün cihanı verseler sağlık olmadıktan sonra hiçbir değeri yoktur.
Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2023 - Çarşamba

Fabrikadan masaya

Genç kuşaklar tarlayı bahçeyi ambalajlı ürün üreten markaların reklamlarında veya ağalı, konaklı köy dizilerinde görüyor.

Yediğimiz yeşilliklerin, meyvelerin domates, biber, salatalıkların bahçelerde hayvan gübresiyle üretildiğini duyunca yüzü ekşiyor.
Çünkü gençler organik gübrenin hayvan atıkları olduğunu bilmiyor.

Okullarda öğretilmiyor, evde de konuşulmuyorsa çok yadırgamamak lazım.

**

Küreselleşme ile gıdada artan dev boyutlu üretim tarladan sofraya dönemini tarihe gömerken, fabrikadan masaya dönemini başlattı.
Genç kuşağın yedikleri, tükettikleri, tercih ettikleri ürünler artık tarladan değil fabrikalardan geliyor.
Nüfusla birlikte artan şehirleşme dünyanın her yerinde aile işletmeleri dediğimiz küçük çiftçiliği de bitirdi.

Ve sanayileşme sonunda insanı topraktan kopardı.

 
Şimdi toprak denince akla gelen ilk şey üretim değil.

Nedir?

Arsa, konut, gayrı menkul, korunaklı yüksek duvarlı lüks siteler, kentsel dönüşüm vesaire.

Yani rant.

**

Fabrikaların ambalajlı, bozulmayan paketli gıdaların miktarı tarladan gelen gıdaların miktarını geçti.

Yetersiz beslenmeden çok dengeli ve sağlıklı beslenme eskiye göre çok daha büyük önem kazandı

Bugün sağlık alanındaki birçok hastalık ve problemler yetersiz beslenmeden değil, dengesiz beslenmeden kaynaklanıyor.
Ama yeryüzünün birçok yerinde de açlık ve yoksulluk derinleşerek devam ediyor.

Sadece en alttakilerin değil, orta ve üst sınıfın da dengesiz beslenmeden kaynaklanan yetersiz beslenme sorunları var.

Yani hem yetersiz hem dengesiz olduk.

Çözümlerde eşitlenemezsen sorunlarda eşitlenirsin.

Dünyanın düzeni böyle.

**

 
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Hasan Rüştü Kutlu ve Dr. Gözde Kutlu, ülkemizde tarım, gıda, beslenme ve sağlık alanında yaşanan sorunları ve bunlara çözüm önerilerini içeren detaylı bir çalışmaya imza atmış.
Araştırmada dengeli beslenmenin önemine değinilmiş ve yaşanan sorunlar on başlık altında incelenmiş.
Tarım, gıda ve beslenme sorunları ile ilgili çözümlerin sadece Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan beklenmesinin doğru olmadığı, toplum sağlığına yönelik çalışmalarda kamu ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğinin, gıda üreticilerinin çabalarının, halkın desteği ile kararlılığının da gerektiği vurgulanmış.

**

Araştırmada yer alan Tarım-Gıda-Beslenme ve Halk Sağlığı ekseninde yaşanan sorun ve çözümleri şöyle özetleyelim;
Ülkemizde yıllık kişi başı ekmek tüketimi 150 kg; kırmızı et, piliç eti, balık ve yumurta tüketimi ise 50 kg.
 

Sağlıklı beslenme için bu değerlerin en kısa sürede 100+100 kg’a çıkartılması gerekiyor.

Bu tüketim miktarına süt ve süt ürünleri ile meyve ve sebze dahil değil.

Araştırmada sorunun sadece yoksulluktan dolayı ulaşamamaktan değil, dengesiz beslenmekten örneğin ihtiyaçtan az veya fazla tüketmekten de kaynaklandığına dikkat çekilmiş.
Tercih edilen ambalajlı gıdalar da sorunun en büyük parçası bana göre.
Karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineral alımı toplumda her geçen gün artan sağlık sorunlarına (yüksek tansiyon, diyabet, kalp, kanser, guatr, obezite vb.), çoğu zaman tedavisi mümkün olmayan hastalıklara veya çok büyük tedavi masraflarına neden oluyor.
Sağlık sorunuyla hastaneye başvuran vatandaşların yüzde 80’inin hastalıklarının altında yatan temel (primer) neden dengesiz beslenme.
Dengesiz beslenmeye bağlı yaşanan sağlık sorunlarının kamuya maliyetinin iş gücü kaybı hariç yaklaşık 70 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.
En fazla kullanılan ilaçlar mide ve bağırsak rahatsızlıkları ile ilgili.
Gıda takviyeleri veya fonksiyonel gıda (sağlığa olumlu yönde katkı sağlayan gıdalar) adı verilen ürünlerin tanıtımlarında halk aldatılıyor. O yüzden de bu takviyeler halk arasında ilaç niyetine kullanılıyor.

Oysa dengesiz beslenmeye bağlı gelişen tüm hastalıklardan sağlıklı beslenme yoluyla korunulabilir ve sağlık harcamaları azaltılabilir.

 
En ucuz tedavinin sağlığı koruma olduğu gerçeğini unutmamalıyız.

**

Ne diyordu Kanuni Sultan Süleyman’ın o meşhur şiirinde;

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi 
En büyük zenginlik ve en büyük nimet sağlıktır. Bütün cihanı verseler sağlık olmadıktan sonra hiçbir değeri yoktur.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.