BABA
Yürümeyi babamdan öğrendim ve
yürümeyi babamla sevdim.
Kendimi bildim bileli dediğim beş-altı yaşlarımda vakit namazlarına onunla camiye yürümeyi sevdim.
Benim çocukluğum o hep calısırdı kamyonunda benıde gezdırırıdı denk geldiğinden eli elimde, minik adımlarım peşinde mahallede o nereye gitse peşinden gitmeyi sevdim hemıde elımız kıçımızda
Bazen yorulıurdum ama
Hiç yoruldum demezdim.
Hiç yüksünmedim.
Belki biraz nazlanırdım . Hafızamdaki izler hayal meyal… Ama hiç onunla yürümekten vazgeçmedim büyük adamdı madalyalarını çok severdım haa benım babam kore gazısı .
Küçük olmama bakmadan, çok konuşmama kızmadan sorduğum sorulara verdiği cevaplarla yürürken kainatı okumayı ondan öğrendim 1950 leri anlatırdı savaşı anlatırdı büğünki gibi hatırlardı.
Kuşların havada nasıl durabildiklerinden, çiçeklerin Allah'ı nasıl zikrettiğine, her yağmur damlasının gökten bir melek tarafından indirilmesinden, karıncayı bile incitmemek gerektiğine…
Muhabbet ede ede anlatırdı ve yürürdük
Artık neyse.
O zamanlar hissetmesem de şimdi anlıyorum. Yürüdükçe omzumdaki yükleri bir bir geride bıraktığını, yürüdükçe hafiflediğini, yürüdükçe umuda doğru yol aldığını, ne zaman gönlüm daralsa kendini yürümek için sokağa attıgını şimdi anlıyorum
ben babadan ögrendım heralde hergün 10 km yürürüm
ve Her adımda Allah uzun ömür versın kulaklarını çınlatırım
Ben yürümeyi onunla sevdim ondan örgendim . Gün gelecek hayatta birlikte yürümeyi, zorlukları ardında bırakıp ilerlemeyi her adımda adını zikretmeyi ve insanları sevmeyi ondan ögrendım
kımbilir belkı bende torunlarıma öğreteceğim olmasa bile sevdıklerımle daima birlikte yürüyeceğim. Ondan öğrendiğim gibi…Allah ömrümden alıp ömrüne koysun paşa babam sen çok yaşa….yavuz