Sizi sıkmam umarım, dıye başlamıs onu sıze okuyacagim genelde kimse beni dinlemedi konuşurken. Sürekli ‘geçer, o dert mi şükret haline, daha kötüleri de var…’ gibi binlerce şey dinledim. Bir süre sonra bende konuşmaz oldum, insanları da attım hayatımdan. Beş dakika bilmem kaç saniyelik bir şarkıya otuz beş seneyi sığdırdım mesela. Şimdi bir nokta koydum otuz beşin sonuna. Doğum günümmüş bugün, kimliğimde öyle yazıyor. Yolun yarısı demişti Tarancı, oysa hissiyatım daha çok sonu gelmiş gibi. Derdim bir kadın değil, daha önce hiçbirinin bile elini tutmadım. Bir kadının sıcaklığı nasıl, kokusu nasıl, hiçbir fikrim bile yok. ‘Derdin ne o zaman?’ diyorsunuzdur, hayatımda bir kez olsun biri gelip beni gerçekten dinlesin istedim, biraz da olsa umursanmak istedim. Kimse dinlemeyince sigaraya başladım, alkole sığındım. Onlar kurtarıcı gibi geldi biraz, ölüme yakın hissettirdiler. Aldığım her nefes, içtiğim her yudum, Azrail’in sıcaklığını biraz biraz hissettirdi. Hiç olmadığı kadar hissediyorum şimdi onun sıcaklığını. Söyleyeceklerimi belki okursunuz, belki okumazsınız inanın umursamıyorum bile. İsmim de yok zaten benim, en son on beş sene önce hocam söylemişti adımı, neydi adım onu da hatırlamıyorum. İsimsizin teki ve ziyadesiyle kimsesizim ben. Bir kızı sevmiştim lise döneminde, onun da adını hatırlamıyorum. Teninin rengi beyazdı sanırım, onu sevdiğimi söylediğimde de dalga geçmişti zaten. O da umursamadı pek, annem veya babam da dinlemedi hiç söylediklerimi. Ölüyorum ben, hatta kanıyorum. Hayallerim kanıyor, hayal kurmanın ne demek olduğunu da hatırlamıyorum zaten ama kanadığını hissediyorum içimde bir şeylerin. Bir kedi vardı mahallede, başını okşardım, onunla oynardım sadece, tek dostum oydu yani. Gene bir sabah onun yanına gidecektim, mahalledeki çocukların onu tekmelediğini gördüm. Onu kurtarmak için yanına gitmiştim, ilk dayağımı da o zaman yedim. Neyse hiçbir şeyi özleyeceğimi sanmıyorum bu banktan başka. Antalyanın o kokusunu her çektiğimde sanki ilk kez çekmiş gibiydim. Bu da son çekişim, şarabım da bitmek üzere, son bir yudumu kaldı. Sizi sıktıysam affola, kendinize iyi bakın veya bakmayın umurumda değil. Zaten kimse de kimsenin sikinde değil…
Mektup, kemer sahili kıyısında bulunan cesedin sol iç cebindeydi. Adli raporlara intihar olarak geçmiş