ALLAH BİLİR.....
Hani ağaca suya toprağa sırayla cemreler düşerken bahar sevinciyle ağaçlar çiçeklenir dallar görünmez olur.
Bir bayram coşkusuyla rengarenk süslenir ağaçlar.
Hep böyle gitmez ya baharda bile hüzün vardır.
Kışın ardından gelen o ılık yumuşak havalar ansızın değişir sert rüzgarlar eser ve çiçeklerin çoğu havada uçuşan kar taneleri gibi pembeli beyazlı savrularak düşerken baktıkça içimiz acır.
Ağaç dipleri son baharda dökülen yapraklar gibi dolup gazel olur.
Ağaç çiçeklerini bırakmak istemez tutmak ister ama Allahın hükmüdür dallar rüzgara karşı direnemez bırakır çiçeklerini.
Bizde bu hüzünlü manzarayı gördükçe hüzünleniriz ama aslında bu iyi birşeydir.
Bütün çiçekler meyve tutsa dallar taşıyamaz kırılır. Ağaç ise bilmez bunu.
Ağaç kahverengi dallarında gelinlik giymişcesine açan çiçekleri sahiplenmiştir ve rüzgarla savrulan her çiçekle bir parçasını kaybetmiştir. Onun için bu acı verici birşeydir.
Oysa bilse kök O'nun, gövde O'nun, dal O'nun, yaprak O'nun, çiçek O'nun, dalda tutacak meyve O'nun.
Biz hepimiz tıpkı bu ağaç gibi emanetçiyiz.
Herşey gibi herşey O'nun.
Biz hep daha çoğunu isteriz.
Allah bizim taşıyabileceğimiz kadarını verir. Bu renga renk çiçek bile olsa.
Rabbim en iyisini bilir, biz bilmeyiz.
Allah seni sonbaharda da baharda da yalnız bırakmaz.
Sen bilmezsin Allah seni baharda çiçekten bile korur.
Sen bilmezsin Allah dalında hangi çiçeğin meyve vereceğini bilir.
Sana gelen hüzün de sevinçte geçicidir, hepsi imtihan vesilesidir. Asıl sevinç imtihanı geçenler için ötelerdedir. Ötelerde ağaçlar senin için hiç dökülmeyecek çiçekler, hiç bitmeyecek meyveler verir.
Sen bilmezsin Allah bilir.
Evet ben bildim ki ben bilmem Allah bilir.