SÜPER   LİGDE     6.  HAFTANIN    ARDINDAN                Sivas  Spor, henüz takım olamamış. Bazı anlar  topçular, savaştan çıkan askerler, gibi; yorgun ve bitkin bir hal içerisindeydiler. Son on dakika, hariç. Söylenecek fazla söz yoktur. Ben başından beri, bu takımın yan bekleri ve orta sahası konusunda uyarılar yaptım. Yabancılar gelmiyorsa; yerliler bulunmalıydı. Yenen goller, basit ötesi hatlardan kaynaklanıyor. Bu da; topçunun oyuna hiç de; adapte olmadığının, göstergesidir.                Orta saha pas dağıtımı, organizasyonu açısından sıfır noktadadır. Acilen bu problemin giderilmesi lazım. Yoksa, böyle sonuçlara daha çok gebeyiz, demektir. Samet  Hocanın ve yönetimin, işi zor. Üstelik, hakem duyarsızlıkları da, buna eklenince; bu tür sonuçlar kaçınılmaz olur.                Orta sahada çok pas hatası yapıldı. Dönen toplar, kaptırılan toplar; rakibin işini, kolaylaştırdı. Bazı topçular, bu ligin ağırlığını, kaldıramayacak gibi, gözükmektedir. Göztepe takımı da, yeni çıkan bir takım. Ancak, bu ligi bilen adamlar; takımı sırtlamış. İşin özeti, budur. Çok geç toplanan, bir araya getirilen takımla; bu kadar… Zamana çok ihtiyaç var. Umarım, bu zaman, az bir zamanı içerir…                Son dakikalardaki mücadele azmi, kazanma hırsı, biraz olsun ümitlendirdi. Zamana ihtiyacı olan, bir takım görüntüsü verdi. Hadi bakalım…                Derbiden başlayalım...                Neresinden başlayalım, ortada futbol yoktur. Konuşulan sadece hakem. Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Türkiye liginde oynanan futbol kalitesi ile; hakem başarıları doğru orantılı değil. Ülkemde, Dokunulmazlığı olan, tek kurum; Hakemlerdir…Derbi hakemini cesaretinden dolayı tebrik ederim. Ancak, pozisyonları okuma, karar verme, doğru analizler yapma konusunda; tam tersi başarısızdı.                Arkadan atılan sert tekmelerin bedeli sarı değil; kırmızı olsa idi; bu maç bu kadar gerilmezdi. Üstelik tekmeyi atan adam; Bir fatih gibi, tavırlı bir konum almaktadır. Seyirciye oynamak, buna denir…                               Maçın başında sertliğe müsaade etmese, bu maç bu kadar gerilmezdi. Kısacası, tecrübesizlik, yanlış karar verme, pozisyonları görememe, hakem uyumsuzluğu; bu maç için, hatıralarda kalacak, gerçeklerdir. Maçın tekrarını seyir eden hakem; eğer mutlu bir şekilde, uyumuş ise, sorun yoktur. Ancak, verdiği kararların kabusu ile, uyandıysa; hakemlerin geleceği adına; ümitlenirim.                 Vidyo hakem, uygulaması hemen yapılmalıdır. Yahut, yabancı hakem, gündeme taşınmalıdır. Bir metrelik ofsayt pozisyonunu, atlayan hakemin, ertesi gün; hakemliği bırakması gerekir. Yazıktır, günahtır.                Futbolculara gelince; top oynamaya değil; sanki savaşmaya çıkmışlardı. Onlar da; hakemlerin, açık noktasını biliyorlar. Seyirciye yönelik, tavır ve davranışlar, günü kurtarma konumundadır. Hakemi aldatma çabaları, yakışmıyor...                Milyon dolarlık transferler; sahada futbol değil; başka şeylerle meşgul oluyorlar. Seyirci açısından ise; sahaya atılan onca şeyi, neden atarsınız? Diye, sormak geliyor içimden... Bunu yapan, futbol seyircisi olamaz... Federasyon, her zaman olduğu gibi; topu başkalarına atacaktır.                Şenol Hoca, adam değiştirmenin futbol oyunu için; bir eksiklik mi, olduğunu sanıyor? Orta sahasının düştüğünü gördüğü halde; kulübede bekleyen aynı ayardaki oyuncuları, oyuna almamanın, hangi futbol mantığı ile, ilgisi vardır? Öğrenmek istiyorum…                Futbolcu kardeşlerime, sormak istiyorum. Milli takımda beraber oynadığınız ve başarı için, beraber ter döktüğünüz; Milli takım arkadaşınıza acımasız faul yapmayı; nasıl kendinize yakıştırıyorsunuz?                TRABZON SPOR, geçen haftadan belliydi. Ben yazımda ikaz etmiştim. Alınan beraberliğe sevinmeyin, takım iyi değil, diye. Takımda tek kelime ile; umursamazlık ve uyumsuzluk var. Yöneticilerin bu durumu anlayarak; konuyu acilen, çözmeleri gerekir. Transferde milyon dolarlarla topçu almak; sorunu çözmüyor. Bir şeyler, yanlış gidiyor... Teknik ekip, topçular, idareciler, bir araya gelmeliler...                Alanya Spor oyuncusu, Wagner Love; Orta sahadan aldığı topu, elini kolunu sallayarak, yaklaşık 45 metre götürdü ve golü attı. Maçı özetleyen, görüntü, bu idi.                Başak Şehir, geçen haftalarda da, belirttiğim gibi; geçen seneki görünümünden çok uzak. Alınan topçuların, takıma pek katkısı, yok gibi gözükmektedir. Emre’nin saha içerisinde; yanlış yapan arkadaşını aleni olarak, uyarması; bunun delilidir...                GS, Dolu dizgin. Bu hafta da; boş geçmedi. Rakip, öne geçmenin avantajını kullanamadı. Karşılıklı olarak, çok gol kaçtı. Sonuç daha farklı, olabilirdi.                 Bu hafta, Malatya Spor  sürprizi, yaşandı...                Avrupa liglerinde maça çıkacak takımlarımıza, başarılar…