İDARECİLER NE İŞ YAPAR?
-Okul idarecileri ne iş yapar kardeşim?!...
-Evet, ne iş yaparlar sâhi?
-Akşama kadar bilgisayar başında okey oynuyorlar, sosyal medyada sağa sola laf yetiştiriyorlar, gazete okuyup haber sitelerine yorum yazıyorlar. Tüm yurdum insanı gibi, memleket kurtarıyorlar.
-Ciddi misin?
-Çok ciddiyim, hiç bu kadar ciddi olmamıştım.
-Ayrıca kola kravat giyinip toplantılarda boy gösteriyorlar. Vali de olmayan bir makam odası, sekreter, deri koltuklar, okul aile birliği başkanı emirlerinde, para gani, ohh suyundan da koy.
-Püü sana o zaman. Anlaşılan bilmiyorsun dinle de öğren bâri.
-26 Temmuz 2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğine göre okul müdürünün görev, yetki ve sorumluluğu şöyle belirtilmiş:
MADDE 39 – (1) Okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumları, ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda diğer çalışanlarla birlikte müdür tarafından yönetilir. Müdür; okulun öğrenci, her türlü eğitim ve öğretim, yönetim, personel, tahakkuk, taşınır mal, yazışma, eğitici ve sosyal etkinlikler, yatılılık, bursluluk, taşımalı eğitim, güvenlik, beslenme, bakım, koruma, temizlik, düzen, nöbet, halkla ilişkiler ve benzeri görevler ile Bakanlık ve il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince verilen görevler ile görev tanımında belirtilen diğer görevlerin yerine getirilmesini sağlar.
-İstersen Madde 39’u bir daha okuyum. İçerisinde anlamını bilmediğin epeyce kelime var sanırım. Ya da şöyle söyleyeyim:
Küçük bir ilde bile; bir İl Milli Eğitim Müdürü, üç İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, on iki İl Milli Eğitim Şube Müdürü, on beş ilgili birimlerin şefleri, her bir şefin maiyetinde üçer-beşer memur olmak üzere en az yüz kişinin yaptığı işlerden sorumlu olan kişiye-kişilere okul idarecileri denir. Duurr, daha bitmedi. Okulun öğrenci sayısına göre yüzlerce-binlerce öğrencinin derdi ile dertlenmek ve dertlere bir çözüm bulmak da bu idarecilerin işidir. Binlerce çocuk diyorum anladın mı? Hani sen evinde tek bir çocuğunla başa çıkamıyor ve apartman yöneticisinden ikide bir uyarı alıyorsun ya. Yine bitmedi. Bir de senin gibiler var. Ya onların şikâyetleri. Kalorifer yüksek yakıldı, çocuğum terledi hasta oldu diye şikâyet eden mi dersin, çocuğumun psikolojisi bozuldu diyen mi dersin, psikoloji kelimesinin anlamını bilmeyen mi dersin. Yaa, müdür-idareci “psikoloji” teriminin tanımını yapandır işte.
Bilgisayar başında çok zaman geçirdikleri doğru çünkü bilgisayar başından öğlen arası vermeden dahi kalkamıyorlar. Hem sen, Milli Eğitim Bakanlığında elektronik ortamda veri girişi yapılan kaç modül var biliyor musun? Bunların kaçını yeterli düzeyde kullanabilirsin? Ya okulların fiziki sorunları, bina işleri, elektrik, doğal gaz, boya-badana hatta çatıdaki kuş gübrelerine kadar kimin görevi sanıyorsun tüm bunları? Haa. Söyle bakalım. Okulun çevre düzeni, istinat duvarı, kamera sistemleri, ses sistemi, salonu, tefrişi, düzeni. Her hafta en az iki defa yapılan belirli gün ve hafta kutlamaları, bunların organizesi… Toplantılar, seminerler, hizmet içi eğitim faaliyetleri. Kavga eden öğrenciler, çocukların kavgası sebebiyle birbirine giren veliler…
Çocuğunun sınıfının değiştirilmesini isteyenler, dolar ya da döviz gibi çocuğunun anlık değişim gösterdiğini zannederek her gün okula gelip “durum soran” velilere kim cevap verecek söyle bakalım. Amirler yukarıdan yazar gönderir, hatta yazmaz bile elektronik posta ile anında gönderir ve anında gereğini ister haklı olarak. Peki bunun gereğinin yapılmasını, hesabını kim verecek ha…
-Ders ücretlerini katmerli almayı biliyorsunuz ama.
-Demek öyle. Bir İlkokul müdürünü ele alalım. Sınıf öğretmeni kadrosunda olduğu için; bir sınıf öğretmeni gibi ayda altmış saat yani altı yüz lira ücret zaten alır. Müdür olunca ne kadar fazla alır peki? Haftada 15+5: 20 saatten ayda ortalama 80 saat. Yani sekiz yüz lira. Aradaki fark iki yüz lira. Peki sana bir soru: ayda 200 lira fazladan ücret için; normalde yaptığın bir işin on katı fazla iş yapar mısın?
-Yapmasınlar kardeşim, zorla mı yaptırıyorlar?
-O yapmasın bu yapmasın. Sonuçta başka bir öğretmen yine bu işi yapmayacak mı?
-Yapacak.
-Eeeee….. Müdürlük, müdür yardımcılığı Milli Eğitim Bakanlığının en güzide ve en zor görevlerinin başında gelir.
- Türk Toplumunun tamamına yakını öyle ya da böyle bir şekilde eğitimle ilgilidir. Bu ilgi çoğu zaman “öğrenci velisi” olma düzeyindedir. Bu ilgi bazen “öğretmen beğenmeme, öğretmen eleştirme, okul basma, müdür ya da öğretmen dövme veya şikâyet etme şeklinde de tezahür edebiliyor. Tabi gerçekten ilgili olan, tüm eğitim çalışanlarına elinden geldiğince destek olan, kadirşinas velilerimizin hakkını da teslim edelim. Emeğini esirgemeyen tüm müdürlere, yardımcılara, öğretmenlere, velilere, daha üst yöneticilere teşekkür ederim. Sen de teşekkür et. Hak ediyorlar bence.
- Hem, ben bugüne kadar, en azından kendi ülkemde, öğrencisini öldürmüş bir öğretmen duymadım. Ama evladını doğramış çok anne-bana duydum. Annesini babasını doğrayan evlât sayısı daha da fazla...
-Müdüürrr…
BİTMEZ…