“Hislerine kapılıp da bir saman çöpünü, yani fâni bir güzeli kendine yakın bir dost olarak seçme. Çünkü ondaki sevgi ve yakınlık duygusu geçicidir. Sen kalıcı dostu ara.
Gönül verdiğin şeyin yaldızı aslına gidip de o şey çirkinleşince, bakırı meydana çıkınca, tabiatın ona doyar, ondan hoşlanmaz, onu boşlayıverir.
Sevgilinin seni büyüleyen o yaldızlı sıfatlarından, o yaldızlı güzelliğinden elini ayağını çek, bilgisizlik yüzünden sahte bir madeni altın sanıp da hoş deme.
Fâni varlıklarda görülen güzellik, ilâhî güzelliğin iğreti olarak onlara aksetmesinden ibarettir. Akseden o nur, günün birinde aslına geri dönecektir. Bu yüzden ey sâlik, iğreti güzelliklere bakma da, sen onun aslını, yani güzelliği vereni ara!
Güneşin duvara düşen nuru, yine güneşe gider. Sen duvara düşen nura değil de, o nuru düşürene, yani güneşe git. Sana layık olan da odur.
Mademki oluktan su akmadı, yani güzellerden vefa görmedin, bundan sonra suyu sen göklerden elde et.” Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî [kuddise sırruhû]