Geciktirmeden bir an önce tövbe etmelidir. Çünkü yarını göreceğimizi bilemeyiz. Bugünün işini yarına bırakanın pişman olmaktan başka eline bir şey geçmez. Özellikle gençlik çağı kazanç zamanıdır. Mert olan bu vaktin kıymetini bilip elden kaçırmaz.
htiyarlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da rahat, elverişli vakit ele geçmeyebilir.
Şakîk-ı Belhî hazretleri diyor ki: “İleride tövbe ederim diye günaha devam edenler, daha yaşarız ümidiyle tövbeyi geciktirenler, hatta Allah Teâlâ’nın azabını düşünmeyip rahmetini ümit ederek tövbe etmeyenler çok büyük gaflet ve felaket içindedirler.” Lokman Hekim de [aleyhisselâm] oğluna şöyle demiştir: “Oğlum, tövbeyi yarına bırakma! Çünkü ölüm ansızın gelip yakalar.”
Süfyân-ı Sevrî hazretleri de diyor ki: “Şayet büyük bir kalabalık, bir yere toplansa ve biri, ‘İçinizden akşama kadar kim yaşayacak, bilsin’ dense, kimse bilemez. İşin şaşılacak tarafı şurasıdır ki eğer o kimselere, ‘Öyleyse, ölüm için gerekli hazırlığı yapan ayağa kalksın’ dense, kimse ayağa kalkmaz. Bu gafletten kurtulmaya çalışmalıdır.”