pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Türkiye’de ekonomi yönetimi hali hazırda bir dezenflasyon programı uyguluyor.

Artık yerel seçim haftasındayız. Bu hafta sonu sandık başına gideceğiz ve önümüzdeki 5 yıl için belediyeleri yönetecek isimleri seçeceğiz. Elbette başta büyükşehirler olmak üzere tüm illerin 5 yıl boyunca hangi başkanlar tarafından yönetileceği oldukça önemli. Ancak bu yerel seçimin makroekonomik gelişmeler açısından da önemli hale geldiği bir dönem yaşıyoruz. Esasen makroekonomi politikaları yerel seçimlerden fazla etkilenmez. Ancak bu seçim döneminde (her ne kadar ben anlam veremesem de) beklentiler kanalını bozan ‘dedikodular’ ve sözüm ona analizler var. Türkiye’de ekonomi yönetimi hali hazırda bir dezenflasyon programı uyguluyor. Bu program belirli bir takvim dahilinde enflasyonu makul bir seviyeye indirmeyi hedefliyor. Elbette kolay ve pürüzsüz bir patika yok. Ancak yine de işleyen bir sistematik olması öngörülerimizi artırmaya yardımcı oluyor.   Programın teknik tarafında Merkez Bankası, politika faizi artışı dahil tüm adımları atıyor. Kısa sürede politika faizi %8,5’ten %45’e kadar geldi. Hatta geçen hafta Merkez Bankası seçim öncesi olmasına rağmen 500 baz puanlık ilave bir faiz artışı daha yaparak politika faizini %50’ye çıkardı. Bu adım teknik olarak önemli ancak algısal olarak çok daha önemli sonuçlar üretti. Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadeledeki kararlılığının vurgulanması açısından önemli bir hamleydi. Hatta kararın piyasa beklentilerinin ötesinde alınması algısal olarak çok daha güçlü bir mesaj verdi. Oysa yayılmaya çalışılan algı Merkez Bankası’nın artık daha fazla faiz artışı yapamayacağı yönündeydi. Devam eden programa yönelik algıyı bozacak bir diğer ‘dedikodu’ da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in seçimlerden sonra göreve devam edip etmeyeceğine ilişkin. Bu hem yerli hem de yabancı yatırımcılar tarafından programın devamlılığı açısından dikkatle izlenen bir konu. Ancak buradaki soru işaretlerini anlamak mümkün değil. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programa ve Şimşek’e olan desteği oldukça net. Erdoğan katıldığı programlarda yaptığı konuşmalarda bu desteğini yineliyor. Hatta son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan “Çok iyi çalışılmış ekonomi programımız ve güçlü kadromuzla hükümet olarak ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Milletimizden bize ve ekonomi ekibimize güvenmesini istiyorum.” diyerek ekonomi programına ve ekonomi yönetimine desteğini bir kez daha yineledi. Piyasaların seçim sonrası dönemde merak ettiği bir diğer konu başlığı da döviz kuru. Seçim sonrası döviz kuru seviyesine yönelik çok ciddi spekülasyon devam ediyor. Ancak işin gerçeği ekonomi yönetiminin seçim sonrasında kurda sert bir harekete izin vermeyeceği. Zira devam eden dezenflasyon programının en önemli sac ayaklarından birisi TL’nin reel olarak değerli olması. Bu bakımdan kurdaki artış oranının enflasyondaki artış oranının altında kalması konusu planlanmış bir politika. Bu bakımdan ekonomi yönetiminin yüksek döviz kuru geçişkenliğini göz önünde bulundurarak kurda bir sıçramaya izin vermeyeceğini öngörebiliriz. Sadece yabancı yatırımcının ilgisini çekecek kur seviyesine ulaşmak adına kurdaki aylık artış hızında ılımlı bir yükselme trendi görebiliriz. Özetle her ne kadar majör bir değişiklik beklemesek de yerel seçimler algısal olarak bir eşik haline geldiği için seçimlerin bitmesini bekliyoruz. Seçimlerin ardından ana meselemiz olan enflasyonla mücadeleye daha fazla odaklanmamız gerekiyor.
Ekleme Tarihi: 28 Mart 2024 - Perşembe

Türkiye’de ekonomi yönetimi hali hazırda bir dezenflasyon programı uyguluyor.

Artık yerel seçim haftasındayız. Bu hafta sonu sandık başına gideceğiz ve önümüzdeki 5 yıl için belediyeleri yönetecek isimleri seçeceğiz. Elbette başta büyükşehirler olmak üzere tüm illerin 5 yıl boyunca hangi başkanlar tarafından yönetileceği oldukça önemli. Ancak bu yerel seçimin makroekonomik gelişmeler açısından da önemli hale geldiği bir dönem yaşıyoruz.

Esasen makroekonomi politikaları yerel seçimlerden fazla etkilenmez. Ancak bu seçim döneminde (her ne kadar ben anlam veremesem de) beklentiler kanalını bozan ‘dedikodular’ ve sözüm ona analizler var.

Türkiye’de ekonomi yönetimi hali hazırda bir dezenflasyon programı uyguluyor. Bu program belirli bir takvim dahilinde enflasyonu makul bir seviyeye indirmeyi hedefliyor. Elbette kolay ve pürüzsüz bir patika yok. Ancak yine de işleyen bir sistematik olması öngörülerimizi artırmaya yardımcı oluyor.

 

Programın teknik tarafında Merkez Bankası, politika faizi artışı dahil tüm adımları atıyor. Kısa sürede politika faizi %8,5’ten %45’e kadar geldi. Hatta geçen hafta Merkez Bankası seçim öncesi olmasına rağmen 500 baz puanlık ilave bir faiz artışı daha yaparak politika faizini %50’ye çıkardı. Bu adım teknik olarak önemli ancak algısal olarak çok daha önemli sonuçlar üretti. Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadeledeki kararlılığının vurgulanması açısından önemli bir hamleydi. Hatta kararın piyasa beklentilerinin ötesinde alınması algısal olarak çok daha güçlü bir mesaj verdi. Oysa yayılmaya çalışılan algı Merkez Bankası’nın artık daha fazla faiz artışı yapamayacağı yönündeydi.

Devam eden programa yönelik algıyı bozacak bir diğer ‘dedikodu’ da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in seçimlerden sonra göreve devam edip etmeyeceğine ilişkin. Bu hem yerli hem de yabancı yatırımcılar tarafından programın devamlılığı açısından dikkatle izlenen bir konu. Ancak buradaki soru işaretlerini anlamak mümkün değil. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programa ve Şimşek’e olan desteği oldukça net. Erdoğan katıldığı programlarda yaptığı konuşmalarda bu desteğini yineliyor. Hatta son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan “Çok iyi çalışılmış ekonomi programımız ve güçlü kadromuzla hükümet olarak ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Milletimizden bize ve ekonomi ekibimize güvenmesini istiyorum.” diyerek ekonomi programına ve ekonomi yönetimine desteğini bir kez daha yineledi.

Piyasaların seçim sonrası dönemde merak ettiği bir diğer konu başlığı da döviz kuru. Seçim sonrası döviz kuru seviyesine yönelik çok ciddi spekülasyon devam ediyor. Ancak işin gerçeği ekonomi yönetiminin seçim sonrasında kurda sert bir harekete izin vermeyeceği. Zira devam eden dezenflasyon programının en önemli sac ayaklarından birisi TL’nin reel olarak değerli olması. Bu bakımdan kurdaki artış oranının enflasyondaki artış oranının altında kalması konusu planlanmış bir politika. Bu bakımdan ekonomi yönetiminin yüksek döviz kuru geçişkenliğini göz önünde bulundurarak kurda bir sıçramaya izin vermeyeceğini öngörebiliriz. Sadece yabancı yatırımcının ilgisini çekecek kur seviyesine ulaşmak adına kurdaki aylık artış hızında ılımlı bir yükselme trendi görebiliriz.

Özetle her ne kadar majör bir değişiklik beklemesek de yerel seçimler algısal olarak bir eşik haline geldiği için seçimlerin bitmesini bekliyoruz. Seçimlerin ardından ana meselemiz olan enflasyonla mücadeleye daha fazla odaklanmamız gerekiyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.