31 Mart Pazar günü yapılacak olan seçimlere çok az bir zaman kaldı. Partilerin bugüne kadar gösterdikleri performans neticesinde, seçmen davranışının önemli ölçüde şekillendiğini söylemek mümkün. Özellikle İstanbul ve Bursa gibi seçimin son güne kadar yarış halinde olacağı illeri de dikkate aldığımızda, seçim sonuçlarının hem iller hem de partilerin genel performansı üzerinden yeni tartışmaları ortaya çıkartacağı açık. Hiç kuşkusuz 14 ve 28 Mayıs seçim sonuçları sonrasında Millet İttifakı bileşenlerinde yaşanan tartışmalar, ölçek farklı olsa da bütün partilerde gözlemlenecektir.
DEM Parti ve Örgüt Baskısı
Nitekim bu tutumu açık biçimde izhar eden DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın “Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi” tarafından yapılan açıklamada, iktidar ve ana muhalefet blokunu eşitlemenin anlamsız olduğu ve “eşit mesafecilik” tutumunun kabul edilemeyeceği beyan edilmiştir. Hatimoğlulları’nın partisi açıklamanın devamında, Cumhur ittifakına karşı mücadelenin önemine değinerek temel motivasyonlarının bu ittifakın kaybetmesi olduğunu vurgulamışlardır. Bu tutum, aslında uzunca bir süredir söz konusu siyasi çizgide süren elit mücadelesinde sol fraksiyonlar lehine dengenin değiştiğini de göstermektedir.
Dengenin değişimine işaret eden diğer bir gösterge de Zana, Demirtaş ve Türk’ün çözüm sürecini hatırlatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik yaptıkları çağrılar. Her üç isim de benzer bir süreç ya da çerçeve oluşturulacaksa bu durumda doğrudan muhatap olarak en etkili aktörün Erdoğan olduğunu ifade etmektedirler. Son birkaç haftada Diyarbakır’da yapılan toplantılar ve tartışmalarda, geleneksel kanadın tutumuna yönelik yine ikinci kanadı temsilen Sezai Temelli “Erdoğan’ın ipiyle artık kuyuya inilmez” sözleriyle söz konusu isimlere yönelik doğrudan pozisyon almıştır.
İYİ Parti: Ertelenmiş Tartışmalar
Son olarak 28 Mayıs sonrasında Genel Başkanın gücünü tahkim ettiği İYİ Parti’nin alacağı oy oranı da partinin geleceği açısından önemli tartışmalara gebe. Bir önceki seçimlerin üzerinde bir oy alarak yeni belediyelerin kazanılması durumunda, hür ve müstakil siyasete olan güven artacaktır. Aksi bir durumda ise ertelenen Genel Başkanlık tartışmaları yeniden gündeme gelecek ve partinin reorganizasyonu söz konusu olacaktır.
İYİ Parti açısından bir diğer tehdit ise partinin hür ve müstakil siyasetle ilgili kararına içerideki aktörlerin verdiği tepkilerin bir benzerinin yaşanma ihtimali. Hatırlayalım, partinin bu kararına bazı milletvekilleri ve üst düzey isimler itiraz ederek parti ile bağlarını kesmiş ve partiyi Cumhur ittifakı lehine pozisyon almakla itham etmişlerdi. Yine aynı tepki, İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki meclis üyelerinin istifasına neden olmuş ve bu konu, partiye dışarıdan müdahale edildiği tartışmalarını artırmıştır. Hiç kuşkusuz bütün sonuçlar, Cumhur ittifakı açısından da birtakım değerlendirmeleri beraberinde getirecektir. Özellikle bazı illerde alınacak neticeler, yeni tartışmaların yapılmasını da kaçınılmaz kılacaktır. Bir başka yazının konusu olacak bu tartışmaların seçimler sonrasında da bir başlık olarak önümüze geleceğine hiç kuşku yok.