Ekleme
Tarihi: 19 Mart 2024 - Salı
Geçtiğimiz yıl Nisan ayında yayınlanan “BOT’lar patladı sıra CHP’de mi?” başlıklı yazıda CHP içinde ve çevresinde oluşturulan beş ayaklı trol yapılanmasına dikkat çekmiştim. 14 Mayıs seçimleri öncesinde, Twitter’ı etkileşim ve dezenformasyon üretim merkezine dönüştüren CHP, geleneksel siyasal iletişim yöntemlerini taca atan bir yol izlemişti. Türkiye’nin ana muhalefet partisi, 14 Mayıs seçimlerine giderken bu yöntemi, 40 bine yakın kullanıcının olduğu “Kılcal Damar Örgütlenme Sistemi” adı verilen bir teşkilat ile oluşturmuştu.
CHP ile yollarını ayıran ya da ters düşen herkes bu ağın hedefi oluyordu. Başta da Muharrem İnce. Mesela Merak Akşener 3 Mart 2023 günü ‘Altılı Masa’dan kalktıktan sonraki 72 saatte nasıl da itibar suikastine uğramıştı? Küfürleri, hakaretleri ve aşağılamaları Akşener dahil herkes okumuştu. Yavuz Ağıralioğlu dahi İYİ Parti’den istifa ederken bir trol ağından bahsetmiş ve adres olarak CHP’yi göstermişti.
Yeni Şafak’ın 5 Mayıs 2023 günü yayınladığı “Troller Bay Kemal’e çalışıyor” başlıklı haberde ise deşifre olan 40 milyon takipçili ‘6 trol ağı’na dikkat çekilmişti. Yüksek takipçili 121 hesabın sürekli sahte içerik ürettiği trol ordusu 6 ayrı bot hesap ağı ile ortak çalışıyordu. Yapılanmadaki en güçlü trol ağını ise Übeyit Bartın isimli PKK yandaşı oluşturmuştu. Toplam takipçi sayısı 10 milyonu aşan 47 hesaptan oluşan ağın hedef kitlesi Kürt halkı ve HDP (Yeşil Sol Parti)’nin seçmenleriydi. Trol yapılanmasının yöneticisi olduğu belirlenen Übeyit Bartın’ın terör örgütü PKK’nın propagandasını yapma suçlarından davaları da vardı ve firariydi.
Yeni Şafak önceki gün, Übeyit Bartın’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne iş karşıtı fatura kestiğini ortaya çıkardı. Dün ortaya çıkan tarihler bu alış-verişi farklı bir noktaya taşıyor. Bartın, 3 Şubat 2023 günü bir şirket kurmuş ve 31 Mart günü İBB’ye tek günlük iş karşılığı 1.5 milyon TL’lik fatura kesmiş. Yani geride bıraktığımız genel seçim sürecinde. Tam da trol ağlarının konuşulduğu ve Übeyit Bartın'ın deşifre olduğu dönemde. Peki fatura ne karşılığında kesilmiş? Kayıtlarda “Muhtelif Organizasyonlar Kapsamın Kamera ve Fotoğraf Çekimi Hizmet Alım İşi” deniliyor. Ancak Bartın’ın yönettiği Twitter hesaplarına bakınca çok ilginç bir bağlantı çıkıyor ortaya. O ağda sadece Ekrem İmamoğlu’na çalışan “@MevzuEkrem” sayfası da var. Übeyit Bartın yönetiyor ama İmamoğlu’na özel içerikler paylaşıyordu. Twitter’da aktif olan ve siyaseti yakından takip edenler Mevzu Ekrem hesabını bilirler, anımsarlar.
Bu arada "çalışıyordu" dedim çünkü o hesap, Übeyit Bartın’a fatura kesildiği ortaya çıkınca bir anda yok edildi. Bir hafta öncesine kadar aktif içerik üretiyordu oysa. Dün baktım silinmiş. Twitter deyimiyle; Mevzu Ekrem hesabı uçurulmuş!
Seçime iki hafta kala, en kritik zamanda Ekrem İmamoğlu’nun Twitter’daki güçlü hesaplarından birinin ortadan kaldırılması sizce de dikkat çekici değil mi? Anlaşılan birileri sanal delilleri ve ‘ilişki ağlarını’ yok etmeye çalışıyor. Hesap silinmiş ama menşınlar üzerinden izi sürülebiliyor. Murat Ongun’un güdümünde olduğu bilinen “Ekrem Edit” sayfasıyla geçmişte girdiği etkileşimlere erişiliyor mesela. Dahası İmamoğlu’nun trolleri, Mevzu Ekrem sayfasının silindiğinden habersizler ki paylaşım yapması için “bu konu çok hassas herkes paylaşmalı” şeklinde menşınlar atıyorlar hala. Fatura ortada. Übeyit Bartın tutuklandı. Hesabı sildiler. Dijital izler ise hala duruyor...
Bu arada “Mevzu Ekrem” mevzu bahis bottaki hesaplardan sadece biri. Übeyit Bartın’ın çok sayıda CHP’li belediyeye farklı konsepteki hesaplar üzerinden “hizmetler verdiği” bilgisi da var. CHP’yi ‘BOT Partisi’ne dönüştürenler ortaya saçılan sanal ve gerçek ilişki ağlarını; hesap uçurarak, uzantı değiştirerek veya Twetleri silerek örtbas etmek isteyeceklerdir. Bakalım soruşturmanın ucu kimlere dayanacak?
***
Kaftancıoğlu yeri yerinden oynatır mı?
Gazetemiz dün yine çok konuşulan bir habere imza atarak, CHP’den saçılan para sayma görüntülerinin “gizli öznesi” Canan Kaftancıoğlu’nun yakın çevresine, “Benim parayla, ihaleyle işim olmaz. O görüntülerde benim ortağım ya da genel müdürüm yok. Kimin orada ortağı, müdürü varsa ona sorsunlar. Paranın adresini en iyi onlar bilir” dediğini yazdı. Kaftancıoğlu öğleden sonra haberdeki ifadelerini yalanlasa da “gizli özneliği” ortada duruyor. Çünkü paraların sayıldığı tarihte CHP İl Başkanıydı.
Para sayma görüntülerini başrolünde yer alan ve kamuoyunda Ekrem İmamoğlu’nun “kasası” olarak bilinen İBB Meclis Üyesi ve Fatih Keleş de savcılık ifadesinde Kaftancıoğlu’nu işaret ederek, “Satın alma sürecini İstanbul İl Başkanlığı yürütmekteydi” dedi.
Kaftancıoğlu, “parayla ilgilim yok” havasında ama CHP’nin Sarıyer'deki yeni il binasına taşınma sürecini İl Başkanı olarak bizzat yönetmişti. Para sayma görüntüleri 2019 yılının Aralık ayına ait. Bina ise 8 Eylül 2021’de Kemal Kılıçdaroğlu tarafından partinin hizmetine açılmıştı. Dönemin CHP lideri alana Kaftancıoğlu ile gelmişti.
Kaftancıoğlu’nun açılışta yaptığı konuşmada sarfettiği şu cümle mühim: “Uzun zamandır hayalini kurduğumuz binayı partimize kazandırmanın mutluluğu içindeyim…”
Canan Hanım’ın “kazandırdım” sahiplenmesi, “tüm süreci ben yürüttüm” anlamına gelir mi? İl başkanı olduğu için fazlasıyla gelir! Buradan “satın alma işlemini Kaftancıoğlu yaptı” yorumu çıkmaz elbette. Lakin CHP Genel Başkanı Özgür Özel tam olarak böyle bir imada bulundu. Özel, bir şeyler biliyor olmalı ki katıldığı yayında şunları söyledi: “Canan Hanım o süreci doğrudan yürüten kişiydi. Mutlaka il başkanımız konuşmuştur, oradaki arkadaşlarla il başkanımızın yaptığı görüşmeyi biliyorum. Canan Hanım tarafından netleştirilebilir.”
Ancak Özgür Özel’in Kaftancıoğlu'na attığı “yakan topun” muhatabı Ekrem İmamoğlu. Çünkü görüntülerde Ekrem İmamoğlu’na yakın üç isim var. İmamoğlu ise kendi adamlarına sahip çıkmadı. Hatta yöntemi, -aslında beceriksizliği- dudak ucuyla eleştirerek kendisini beri tutmaya çalıştı.
Öyle görünüyor ki CHP il binasından saçılan balya balya para sayma görüntüleri daha çok konuşulacak ve bir hesaplaşmaya dönecek. Savcılar hali hazırda ifadelere başvuruyorlar. Paranın kaynağına ulaşmaya çalışıyorlar. Özgür Özel’in, Canan Kaftancıoğlu’nu “işaret etmesi” soruşturmayı farklı bir aşamaya taşıyacaktır. Kaftancıoğlu konuşursa neler mi olur? Bu sorunun yanıtını “Gizli Özne” olarak, davet edildiği savcılıkta kendisi verebilir.