ABD Başkanı Joe Biden 8 Mart’taki “Birliğin Durumu” konuşmasında, “Gazze’de 30 binden fazla Filistinli öldürüldü, bunların çoğu Hamas üyesi değildi; binlerce masum kadın ve çocuk öldürüldü” dedi. 30 bin insan bir günde öldürülmedi. İsrail ABD uçak gemilerinin koruması altında ve Amerikan silahlarıyla gün be gün işledi bu cinayetleri. İsrail’e silah sevkiyatını durdurmayı düşüneceğini bile telaffuz edemeyen Biden BM’deki ateşkes tasarılarına engel olmayacağını söylemedi. Biden her yıl ABD’den 3.8 milyar Dolar askerî yardım alan İsrail’e ilave olarak 14.5 milyar Dolar daha verecek tasarıyı desteklemeyeceğini de taahhüt etmedi.
“Washington Post” gazetesinde 6 Mart’ta yayınlanan habere göre Biden Yönetimi son dört ay içerisinde İsrail’e “100 ayrı askerî satış” onaylayarak tedarik etti. Silah satışlarını “acil durum yetkisi”ni kullanarak, Kongre’yi atlayarak gerçekleştiren Biden “Birliğin Durumu” konuşmasında son 4 ayda İsrail’e toplamda ne kadar silah gönderdiğini açıklamadı tabii.
Biden Yönetimi Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırıların engellenmesi gerektiğine ilişkin çağrıları İsrail’in egemen bir devlet olduğu gerekçesiyle savuşturdu. En meşhur vasfı diğer devletlere ne yapacaklarını dikte etmek olan ABD, konu İsrail’e geldiğinde resmen körleşiyor.
Biden Yönetimi İsrail’in düzmece gerekçelerine dayanarak “BM-Filistinli Mültecilere yardım Ajansı”na ABD’nin malî katkısını askıya aldı. Gazze kıyılarına yardım iskelesi kurma vaadinde bulunan Biden, Filistinlilere en sağlıklı şekilde yardım ulaştıran en önemli uluslararası kuruluş olan Ajans’a malî katkıları askıya alma kararından bahsetmedi. Netanyahu Hükümeti işgal altındaki Batı Şeria’da 3 bin 500 yeni yasa dışı yerleşim plânını onayladı. “Birliğin Durumu” konuşmasında Biden yasa dışı yerleşimler için İsrail’e müeyyide getireceğini de söylemedi.
Joe Biden birçok ülkeye yaptırım uygulayan ve müttefiklerini de çoğun bu yaptırımlara iştirak ettiren bir devletin başkanı. Biden uluslararası hukuku istediği gibi eğip büken, bu hukukun kurallarını kendisi ve müttefikleri için bağlayıcı görmeyen, geri kalan ülkeleriyse bu kurallara uymaya zorlayan bir devletin başkanı. Peru’nun eski devlet başkanlarından Mareşal Oscar Benavides “Dostlarım için her şey; düşmanlarım için kanun!” demişti. Bu cümle ABD’nin sözde kurallara dayalı liberal uluslararası düzenden ne anladığını sarih bir biçimde özetliyor.
Milyonlarca Amerikalının tepkisine rağmen Biden Yönetimi İsrail’e silah göndermeye devam etti. ABD Dışişleri Bakanlığında “müttefikler ve ortaklara silah tedariki” biriminde en üst düzeyde görev yapan Josh Paul yasal mevzuatlara aykırı olarak gerçekleştiren sevkiyatları eleştirerek istifa etti. ABD Hava Kuvvetlerinde görev yapan Aaron Bushnell adındaki asker ise “soykırıma ortak olmayacağım” diyerek Washington’daki İsrail elçiliği önünde kendini yaktı.
Biden partisinin tabanında ciddi kayıplar yaşıyor. Arap asıllı seçmenlerin yoğunlukta olduğu Michigan eyaletindeki ön seçimlerle başlayan “protesto oyları” diğer eyaletlere de yayıldı. 5 Mart’ta 15 eyaletteki ön seçimlerde “protesto oyları”nın oranları ikinci sıradaydı. Protesto oyları sadece Arap seçmenlerden değil, Demokratlar’ın en dinamik tabanını oluşturan gençlerden de geliyor. Anti-Siyonist Yahudiler de bu protesto hareketinin içinde yer alıyorlar.
Trumpçılar protesto oylarının yüksek çıktığı kritik eyaletlerde İsrail’e koşulsuz desteği için Biden’a teşekkür eden reklamlar yayınlayarak kendilerine pay çıkarıyorlar. “Protesto oyları” Biden’ın seçim kampanyasının korkulu rüyası oldu. Trump’ın kazanacağından duyulan korku Biden’ı “Birliğin Durumu” konuşmasında İsrail’e karşı eleştirel bir dil kullanmak zorunda bıraktı. Ancak Demokrat protestocular Biden’dan “laf” değil somut politikalar talep ediyorlar. Biden konuşmasında İsrail’e koşulsuz desteği gözden geçireceğine dair bir işaret vermiş değil.
Biden’in konuşması İsrail üzerinde caydırıcı bir etkiye yol açmadığı gibi 30 binden fazla insanın katledilmesinden dehşete kapılan insanların kalbinde karşılık bulmadı. Bebeklerin, çocukların, kadınların katledilmesine rıza göstermeyen bir devlet katillere silah vermez. Biden Gazze’de geçici iskele-liman inşa ederek gıda sevkiyatının yapılacağını da duyurdu. İsrail’in silahlarına mermi koymaya devam ettiği sürece bir anlamı yok: Ölü bebekler süt içemezler.