pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Türkiye’de beklenen sıcak para akışı da bu denklemden ari değil.

Dünyada önümüzdeki 30 yılda ön plana çıkacak ekonomilerden bir kısmının borsaları rekorlar kırıyor. Hindistan, Türkiye, ABD hatta uzun yıllara yayılan isteksizlik sonrası Japon borsası dahi… Diğer taraftan Avrupa’da pek yaprak kımıldamıyor. Hedefe yerleşen Çin’de bunalım var. Geleceğin yıldızlarından olacak Nijerya borsası iç açmıyor. Yani tam tersinden iki fotoğraf ortaya çıkıyor. Düşen piyasalara para akıyor mu derseniz, yok. Çıkan piyasalara para akıyor mu derseniz, o da yok. Malum Nvidia isimli teknoloji şirketi son çeyrek bilanço performansının etkisiyle 2 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaştı. Geçtiğimiz yılların en dikkat çeken hissesi Nvidia tüm dünyadan likidite çekiyor. Nvidia çıkışını sürdürdükçe dünya piyasalarına para akmaz gibi görünüyor. Hele de bir tek günde 200 milyar dolardan fazla değer kazanmışken. Fakat Nvidia’nın fevkalade performansının da bir sonu var. Hissenin değerinde olası düşüş ABD’deki borsa rekorlarının sonunu getirebilir. Dünya piyasalarına da likidite ancak böyle bir ihtimalden sonra akabilir. Fakat ortamın genel gidişatı (faiz indirim beklentisi) ABD borsasındaki şirketlerin tamamı için aşağı yön olacağını göstermiyor. Bunu da bilmek lazım. Bir de ABD borsaları çok sert düşerse fonlar çıkıp diğer ekonomilere akacak fırsat bulamayabilir, bunu da bilmek lazım. Neticede likidite, şimdilik gelişen ekonomilerden esirgenecek.   Türkiye’de beklenen sıcak para akışı da bu denklemden ari değil. Ancak ilginç bir gelişme de Warren Buffet gibi büyük ölçekli yatırımcıların, Jeff Bezos (Amazon) gibi girişimcilerin, Jamie Dimon (JP Morgan) gibi yöneticilerin, Nancy Pelosi gibi siyasetçilerin piyasadan çekildikleri yahut kendi şirketlerinin paylarını sattıkları haberleri gündemi meşgul ediyor. Daha birçoğu listeye eklenebilir. Durum, piyasaların tarihi zirvesinde olması gerekçesiyle olağan görülüyor. Olası düşüşten yahut giderilemeyen resesyon ihtimalinden sakınmak için yerinde bir risk dağıtım stratejisi olarak ele alınıyor. Fakat mesele sadece saydığım bu ABD’li sermaye ve siyaset çevrelerinden ibaret değil. Başka yerlerde de ve Türkiye’de de büyük sermaye gruplarının işleyen fabrikalarını veya işletmelerini sattıklarına dair haberler de geliyor.   Hal böyle olunca bu işlemler alışılagelmiş piyasa refleksleri mi, yoksa başka bir manası mı var, sorusu akla geliyor. Kapitalist rekabet güçleniyor, kapitalistler hedefine kapitalistleri alıyor diye yorumlamak istiyorum. Ancak son dönemde gündeme gelen ultra varsıl haberleri magazin hüviyetini kaybettiğinden emin olamıyorum. Konjonktür sıkıştı malum ama birileri de sürekli korku pompalıyor olacak ki yeraltı sığınağı yaptırma söylentileriyle gündeme gelmeye kadar ultra varsıllar hayli ürkekleşmiş gibi görünüyor. Magazinden çıkmaktan kastım da bu. Distopik sığınaklar yapmak iyiden iyiye anksiyete… İhtiyatlılığı aşan bir durum.   Ya birileri paralarını almak için isimlerini saydığım ve sayamadığım bu varsılları inceden işliyor. Ya da belki gidişattan haklı biçimde endişe içinde olduklarından güvenli liman arıyorlar, belki para sisteminin artan kırılganlığına karşı bir eylem içindeler. Ya da bilmiyorum; çoğu ahir ömrüne yaklaşmışken hayatlarında değişiklik yapmak için alan açıyordur sadece. Ama şundan eminim; riski dağıtmak yorumu makul gelse de bu isimler risk dağıtacak küçük piyasa kapitalisti ya da fonların kurşun askeri değiller. Riskleri yok ki dağıtsınlar. Bugünden itibaren 100 sene sıralı kaybetseler gene de bitmez. Kendi yaşları ile ortalama insan yaşamı arasındaki fark göz önüne alınırsa hele bitmez kere bitmez…   Hem risk, büyük kapitalistin normalidir. Sosyolojideki risk toplumu adlandırmasında toplum olarak tarif edilenler de bizatihi kendileri… Bu yazıdaki niyetim de zaten büyük kapitalistlerin davranışlarının küçük kapitalistin düşünce dünyası ile açıklanamayacağıdır. Hikâyeleri ölçekten kazanımın ve alt-orta gelir gruplarının varlıklarıyla kaldıraçtan sağımın ençoklanması üzerine kuruludur. İktisat ve finans teorisi içindeki durumları budur yani. Hasılı, büyük sermayedarların satış eğilimine rağmen ABD borsaları güçlü kalıyorsa, bu eğilimlerinin gerisinde alışılagelmiş açıklamalardansa biraz muğlaklık yahut müphemlik olma ihtimali vardır. Ve ABD borsaları çözülmeden potansiyelin beklediği gelişen ülke piyasalarına fon akışı gecikmeye devam eder.
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2024 - Salı

Türkiye’de beklenen sıcak para akışı da bu denklemden ari değil.

Dünyada önümüzdeki 30 yılda ön plana çıkacak ekonomilerden bir kısmının borsaları rekorlar kırıyor. Hindistan, Türkiye, ABD hatta uzun yıllara yayılan isteksizlik sonrası Japon borsası dahi…

Diğer taraftan Avrupa’da pek yaprak kımıldamıyor. Hedefe yerleşen Çin’de bunalım var. Geleceğin yıldızlarından olacak Nijerya borsası iç açmıyor.

Yani tam tersinden iki fotoğraf ortaya çıkıyor.

Düşen piyasalara para akıyor mu derseniz, yok. Çıkan piyasalara para akıyor mu derseniz, o da yok.

Malum Nvidia isimli teknoloji şirketi son çeyrek bilanço performansının etkisiyle 2 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaştı. Geçtiğimiz yılların en dikkat çeken hissesi Nvidia tüm dünyadan likidite çekiyor. Nvidia çıkışını sürdürdükçe dünya piyasalarına para akmaz gibi görünüyor. Hele de bir tek günde 200 milyar dolardan fazla değer kazanmışken.

Fakat Nvidia’nın fevkalade performansının da bir sonu var.

Hissenin değerinde olası düşüş ABD’deki borsa rekorlarının sonunu getirebilir. Dünya piyasalarına da likidite ancak böyle bir ihtimalden sonra akabilir. Fakat ortamın genel gidişatı (faiz indirim beklentisi) ABD borsasındaki şirketlerin tamamı için aşağı yön olacağını göstermiyor. Bunu da bilmek lazım. Bir de ABD borsaları çok sert düşerse fonlar çıkıp diğer ekonomilere akacak fırsat bulamayabilir, bunu da bilmek lazım. Neticede likidite, şimdilik gelişen ekonomilerden esirgenecek.

 
Türkiye’de beklenen sıcak para akışı da bu denklemden ari değil.

Ancak ilginç bir gelişme de Warren Buffet gibi büyük ölçekli yatırımcıların, Jeff Bezos (Amazon) gibi girişimcilerin, Jamie Dimon (JP Morgan) gibi yöneticilerin, Nancy Pelosi gibi siyasetçilerin piyasadan çekildikleri yahut kendi şirketlerinin paylarını sattıkları haberleri gündemi meşgul ediyor. Daha birçoğu listeye eklenebilir.

Durum, piyasaların tarihi zirvesinde olması gerekçesiyle olağan görülüyor. Olası düşüşten yahut giderilemeyen resesyon ihtimalinden sakınmak için yerinde bir risk dağıtım stratejisi olarak ele alınıyor.

Fakat mesele sadece saydığım bu ABD’li sermaye ve siyaset çevrelerinden ibaret değil. Başka yerlerde de ve Türkiye’de de büyük sermaye gruplarının işleyen fabrikalarını veya işletmelerini sattıklarına dair haberler de geliyor.

 

Hal böyle olunca bu işlemler alışılagelmiş piyasa refleksleri mi, yoksa başka bir manası mı var, sorusu akla geliyor.

Kapitalist rekabet güçleniyor, kapitalistler hedefine kapitalistleri alıyor diye yorumlamak istiyorum. Ancak son dönemde gündeme gelen ultra varsıl haberleri magazin hüviyetini kaybettiğinden emin olamıyorum.

Konjonktür sıkıştı malum ama birileri de sürekli korku pompalıyor olacak ki yeraltı sığınağı yaptırma söylentileriyle gündeme gelmeye kadar ultra varsıllar hayli ürkekleşmiş gibi görünüyor. Magazinden çıkmaktan kastım da bu. Distopik sığınaklar yapmak iyiden iyiye anksiyete… İhtiyatlılığı aşan bir durum.

 

Ya birileri paralarını almak için isimlerini saydığım ve sayamadığım bu varsılları inceden işliyor. Ya da belki gidişattan haklı biçimde endişe içinde olduklarından güvenli liman arıyorlar, belki para sisteminin artan kırılganlığına karşı bir eylem içindeler. Ya da bilmiyorum; çoğu ahir ömrüne yaklaşmışken hayatlarında değişiklik yapmak için alan açıyordur sadece.

Ama şundan eminim; riski dağıtmak yorumu makul gelse de bu isimler risk dağıtacak küçük piyasa kapitalisti ya da fonların kurşun askeri değiller. Riskleri yok ki dağıtsınlar.

Bugünden itibaren 100 sene sıralı kaybetseler gene de bitmez. Kendi yaşları ile ortalama insan yaşamı arasındaki fark göz önüne alınırsa hele bitmez kere bitmez…

 

Hem risk, büyük kapitalistin normalidir. Sosyolojideki risk toplumu adlandırmasında toplum olarak tarif edilenler de bizatihi kendileri…

Bu yazıdaki niyetim de zaten büyük kapitalistlerin davranışlarının küçük kapitalistin düşünce dünyası ile açıklanamayacağıdır.

Hikâyeleri ölçekten kazanımın ve alt-orta gelir gruplarının varlıklarıyla kaldıraçtan sağımın ençoklanması üzerine kuruludur. İktisat ve finans teorisi içindeki durumları budur yani.

Hasılı, büyük sermayedarların satış eğilimine rağmen ABD borsaları güçlü kalıyorsa, bu eğilimlerinin gerisinde alışılagelmiş açıklamalardansa biraz muğlaklık yahut müphemlik olma ihtimali vardır. Ve ABD borsaları çözülmeden potansiyelin beklediği gelişen ülke piyasalarına fon akışı gecikmeye devam eder.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.