pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

İsrail’e destek veren bazı şirketler yüzde 20’lere varan zarar açıkladılar.

  7 Ekim 2023 tarihinden sonraki 3 ayda doğulu batılı bütün devletlerin mazlumun yanında olmadığını ya da olamadığını bir kez daha görmüş olduk. Devletler sınıfta kaldı, şimdi sırada uluslararası hukuk kurumlarının sınavı var. Bakalım uluslararası hukuk ne kadar gerçek ne kadar çakma onu yarından itibaren göreceğiz. İsrail’in sürdürdüğü ve ABD, İngiltere, AB ülkeleri ile küresel şirketlerin desteklediği, geri kalan dünya devletlerinin de seyrettiği, dünya halklarının ise caddelerde aylardır “çocuk katilleri” diye bağırdığı Gazze’deki katliamı durdurabilecek kritik dava yarın başlıyor. Biliyorsunuz Güney Afrika hükümeti İsrail’in soykırım suçu işlediğini söyleyerek Uluslararası Adalet Divanı’na başvuruda bulunmuştu. 11-12 Ocak’ta Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), İsrail hakkındaki soykırım suçlamasını görüşecek. Güney Afrika hükümetinin açtığı davada çıkan kararlar hukuken bağlayıcı olacak. Netanyahu hükümeti ve destekçisi küresel şirketlerle, ABD ve İngiltere duruşmalarda uluslararası mahkemenin Gazze’ye yönelik saldırıların hemen durdurulması yönünde bir karar almasını engellemeye çalışacak. Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildi ve Ocak 1951’de yürürlüğe girdi. Sözleşmeye taraf ülkeler, soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmakla yükümlüler. Sözleşmeyi şu ana dek onayan ülke sayısı 140. Sözleşmenin temel amacı, Nazi Almanya’sı tarafından II. Dünya Savaşı sırasında uygulanan soykırım gibi eylemlerin önlenmesi. Sözleşmenin ilk taslağı politik cinayetleri de içermekteydi ancak SSCB ve birkaç ülke, politik görüşleri ve toplumsal duruşları birbirine yakın öbeklere karşı düzenlenen eylemlerin soykırım suçu kapsamına girmeyeceğini savundular. Bu şart, varılan uzlaşmanın ardından taslaktan çıkarıldı. Bahreyn, Bangladeş, Amerika Birleşik Devletleri, Filipinler, Hindistan, Malezya, Singapur, Vietnam, Yemen ve Yugoslavya; sözleşmeye, soykırım soruşturmalarına kendi ülkelerinin izni olmaksızın konu olmalarını engelleyen bir ek şart koymuşlar. 18 yıl önce, Srebrenitsa katliamını soykırım olarak tanıyan mahkeme Sırbistan’ı doğrudan soykırımdan sorumlu tutmamış ancak ülkenin soykırımı engellemediğine ve soykırımcıları cezalandırmadığına hükmetmişti. Mahkemenin gündemindeki bir diğer soykırım dosyasıysa, 2020’de Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara karşı işlediği suçlarla ilgili. Afrika ülkesi Gambiya tarafından oluşturulan dosyada, Ocak 2020’de alınan kararla Myanmar’ın benzer suçların işlenmesinin önüne geçecek adımlar atması kararı çıkmıştı. 1945’te devletler arası anlaşmazlıkları çözmek için kurulan Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), ise Birleşmiş Milletler’in en üst düzey yargı organı. ICJ’nin 15 yargıçtan oluşan paneli, sınır anlaşmazlıkları ve devletlerin birbirlerini BM anlaşmalarını ihlal etmekle suçladıkları davalara bakıyor. İsrail›in soykırım dosyasında 15 yargıca ek olarak tüm taraflardan birer yargıç da görev alacak. Hem Güney Afrika hem de İsrail, ICJ’ye yargılama yetkisi veren 1948 tarihli Soykırım Konvansiyonu’nun imzacıları. Anlaşma soykırımı, “ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu tamamen veya kısmen yok etme niyetiyle yapılan eylemler” olarak tanımlıyor. Ayrıca tüm imzacı devletlere, soykırımı engelleme ve cezalandırma zorunluluğu yüklüyor. Tamamlanması birkaç yıl sürebilecek davanın ilk aşamasında, alınması istenen bazı acil durum tedbirleri konuşulacak. ICJ genelde dava sürecinde durumun kötüleşmemesi için bu tedbirlere başvuruyor. Ancak mahkemenin belirleyeceği tedbirler, talep edilenlerden farklı adımlar da olabilir. ICJ’nin aldığı kararlar kesin hüküm olarak görülüyor ve temyize götürülemiyor. Ancak mahkemenin kararlarının uygulanmaması durumunda uygulanabilecek herhangi bir yaptırım yok. İsrail aleyhine karar çıkması durumunda, bunun bir yasal emsal oluşturması ve soykırıma destek veren ülkeleri çark ettirebilecek olması en ciddi sonuçlar olacak. Şunu unutmamak lazım; İlk kez bu kadar kapsamlı dünya çapında küresel bir boykot var ve devam ediyor. İsrail’e destek veren bazı şirketler yüzde 20’lere varan zarar açıkladılar. Diğer şirketlerin zarar oranları da yakında belli olur. Uluslararası hukuk yoksa bile merhamet sahibi halkların var olduğunu biliyoruz artık. Bu da bizi rahatlatıyor.  
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2024 - Çarşamba

İsrail’e destek veren bazı şirketler yüzde 20’lere varan zarar açıkladılar.

 

7 Ekim 2023 tarihinden sonraki 3 ayda doğulu batılı bütün devletlerin mazlumun yanında olmadığını ya da olamadığını bir kez daha görmüş olduk.

Devletler sınıfta kaldı, şimdi sırada uluslararası hukuk kurumlarının sınavı var.

Bakalım uluslararası hukuk ne kadar gerçek ne kadar çakma onu yarından itibaren göreceğiz.

İsrail’in sürdürdüğü ve ABD, İngiltere, AB ülkeleri ile küresel şirketlerin desteklediği, geri kalan dünya devletlerinin de seyrettiği, dünya halklarının ise caddelerde aylardır “çocuk katilleri” diye bağırdığı Gazze’deki katliamı durdurabilecek kritik dava yarın başlıyor.

Biliyorsunuz Güney Afrika hükümeti İsrail’in soykırım suçu işlediğini söyleyerek Uluslararası Adalet Divanı’na başvuruda bulunmuştu.

11-12 Ocak’ta Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), İsrail hakkındaki soykırım suçlamasını görüşecek.

Güney Afrika hükümetinin açtığı davada çıkan kararlar hukuken bağlayıcı olacak.

Netanyahu hükümeti ve destekçisi küresel şirketlerle, ABD ve İngiltere duruşmalarda uluslararası mahkemenin Gazze’ye yönelik saldırıların hemen durdurulması yönünde bir karar almasını engellemeye çalışacak.

Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildi ve Ocak 1951’de yürürlüğe girdi.

Sözleşmeye taraf ülkeler, soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmakla yükümlüler.

Sözleşmeyi şu ana dek onayan ülke sayısı 140.

Sözleşmenin temel amacı, Nazi Almanya’sı tarafından II. Dünya Savaşı sırasında uygulanan soykırım gibi eylemlerin önlenmesi. Sözleşmenin ilk taslağı politik cinayetleri de içermekteydi ancak SSCB ve birkaç ülke, politik görüşleri ve toplumsal duruşları birbirine yakın öbeklere karşı düzenlenen eylemlerin soykırım suçu kapsamına girmeyeceğini savundular. Bu şart, varılan uzlaşmanın ardından taslaktan çıkarıldı.

Bahreyn, Bangladeş, Amerika Birleşik Devletleri, Filipinler, Hindistan, Malezya, Singapur, Vietnam, Yemen ve Yugoslavya; sözleşmeye, soykırım soruşturmalarına kendi ülkelerinin izni olmaksızın konu olmalarını engelleyen bir ek şart koymuşlar.

18 yıl önce, Srebrenitsa katliamını soykırım olarak tanıyan mahkeme Sırbistan’ı doğrudan soykırımdan sorumlu tutmamış ancak ülkenin soykırımı engellemediğine ve soykırımcıları cezalandırmadığına hükmetmişti.

Mahkemenin gündemindeki bir diğer soykırım dosyasıysa, 2020’de Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara karşı işlediği suçlarla ilgili.

Afrika ülkesi Gambiya tarafından oluşturulan dosyada, Ocak 2020’de alınan kararla Myanmar’ın benzer suçların işlenmesinin önüne geçecek adımlar atması kararı çıkmıştı.

1945’te devletler arası anlaşmazlıkları çözmek için kurulan Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), ise Birleşmiş Milletler’in en üst düzey yargı organı.

ICJ’nin 15 yargıçtan oluşan paneli, sınır anlaşmazlıkları ve devletlerin birbirlerini BM anlaşmalarını ihlal etmekle suçladıkları davalara bakıyor.

İsrail›in soykırım dosyasında 15 yargıca ek olarak tüm taraflardan birer yargıç da görev alacak.

Hem Güney Afrika hem de İsrail, ICJ’ye yargılama yetkisi veren 1948 tarihli Soykırım Konvansiyonu’nun imzacıları.

Anlaşma soykırımı, “ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu tamamen veya kısmen yok etme niyetiyle yapılan eylemler” olarak tanımlıyor.

Ayrıca tüm imzacı devletlere, soykırımı engelleme ve cezalandırma zorunluluğu yüklüyor.

Tamamlanması birkaç yıl sürebilecek davanın ilk aşamasında, alınması istenen bazı acil durum tedbirleri konuşulacak.

ICJ genelde dava sürecinde durumun kötüleşmemesi için bu tedbirlere başvuruyor.

Ancak mahkemenin belirleyeceği tedbirler, talep edilenlerden farklı adımlar da olabilir.

ICJ’nin aldığı kararlar kesin hüküm olarak görülüyor ve temyize götürülemiyor.

Ancak mahkemenin kararlarının uygulanmaması durumunda uygulanabilecek herhangi bir yaptırım yok.

İsrail aleyhine karar çıkması durumunda, bunun bir yasal emsal oluşturması ve soykırıma destek veren ülkeleri çark ettirebilecek olması en ciddi sonuçlar olacak.

Şunu unutmamak lazım; İlk kez bu kadar kapsamlı dünya çapında küresel bir boykot var ve devam ediyor.

İsrail’e destek veren bazı şirketler yüzde 20’lere varan zarar açıkladılar.

Diğer şirketlerin zarar oranları da yakında belli olur.

Uluslararası hukuk yoksa bile merhamet sahibi halkların var olduğunu biliyoruz artık.

Bu da bizi rahatlatıyor.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.