Kimse Kimsenin Kısmetini Yemez
Ebû Musa et-Tavîl Basrî [rahmetullahi aleyh] anlatıyor:
Bir gün Şiblî Mervezî’nin [rahmetullahi aleyh] canı et istedi. Eti alıp bineğine binerken bir kuş eti kapıp uçtu gitti. Kendisi de oruca niyetlenip mescide gitti. Başka bir kuş, Şiblî’nin evinin hizasında eti o kuştan almak için eti kapan kuşla kapıştı; et Şiblî’nin evine düştü, hanımı da kalkıp o eti pişirdi. Şiblî iftarını açmak için evine geldiğinde, hanımı pişirmiş olduğu eti getirdi. Şiblî,
- Bu eti nerden buldun, diye sordu. Eşi de, evlerinin üstünde iki kuşun kapıştığını ve etin onlardan birinin ağzından avluya düştüğünü söyleyince, Şiblî ağlamaya başlayıp,
- Her ne kadar, Şiblî O’nu unutsa da, Şiblî’yi unutmayan Allah’a [celle celâluhû] sonsuz hamdolsun, dedi.
Yaşlıya Hizmet
Bir cemiyette Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, bakmış bir ihtiyar, ellerini yıkamak için zorlanıyor. Koşmuş, elinden ibriği almış. Suyu dökerken de,