pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

İnşallah Gazze olayları bunların sonunu getirmek ve ilahi tokadı yemek için son merhale olacaktır.

İnsanlık tarihinde İbrahim(as)’dan itibaren beşere mürşitlikle tavzif edilen, peygamberlerin ekseriyetinin onlardan geldiği ve Cenab-ı Hakk’ın Kuran-ı Kerim’de zeki ve seçilmiş bir kavim olarak tarif ettiği benî İsrail; bu özellik, yetenek ve kabiliyetlerini müspet manada kullandıkları müddetçe salihliklerini korumuş ve insanlara maddi ve manevi terakkiyatta öncülük yapmışlardır. Adetullah kaidesine göre kaliteli bir şey bozulduğu zaman daha kötü ve daha sefil ve daha şerli bir konuma düşebiliyor. Tereyağının bozulup zehir olması gibi. Salihliklerinin zirve yaptığı dönemlerde dünyanın saltanatı onlara verilmiş ve Süleyman (as) önderliğinde âleme hükmetmişlerdir. Aynı zamanda Arz-ı Mev’udda kalmışlar, Salamon mabedini yapmışlar ve orayı himaye etmişlerdir. Salahatı terk edip nefislerine uydukları zaman, insanlığın başının belası ve adeta âlemin nefsi emmaresi ve hassaten de şeytanın hile ve hud’alarını uygulayan birinci derecede insani iblisler olarak toplumlara bedeller ödetmişlerdir. Bu duruma düştüklerinde Arz-ı Mev’uddan çıkartılmışlar sürgünlere mahkûm edilmişler, zalim ve cebabire krallar tarafından perişan edilerek, mabedleri yıkılıp dünyanın dört bir tarafına saçılıp savrulmuşlardır. Çocukları katliamlardan geçirilmiş, kadınları cariye ve malzeme olarak kullanılmış ve kendileri ise kölelik hayatıyla sürünmüşlerdir. Çünkü Cenab-ı Hak onlara; âlemi fesada vermemeleri ve düzeni bozmamaları için talimatnameler göndermiştir. Zira ilm-i ezelisiyle dünyayı ve insanlığı karıştıracaklarını bilmiştir. Bu sebeple zillet ve meskenet belası çekeceklerini, vatanlarının olmayacağını, topyekûn bir araya gelemeyeceklerini ve her daim sürüneceklerini haber vermiştir. Nitekim İbrahim (a.s)’dan bu tarafa saha-i vücuda çıktıkları andan itibaren nedamet ve tövbe ettiklerinde nimetlendirilmişler. Alçaklık ve fesat şebekesi gibi davrandıklarında da lanetlenmiş ve süründürülmüşlerdir. Asur kralı Sargonlar, Babil kralı Nebukadnezarlar, Mısır Firavunları, Romalılar, İspanyollar en son da Hitler zalimi bunları katliamdan geçirmiştir. İnsanlar zalim de olsa kader bu olaylar içerisinde adalet tecellisini göstermiştir. Ayrıca tahakküm ve zulümden başlarını kaldıramadıkları zamanlarda, hayatlarını sürdürmek ve nesillerini devam ettirmek için her daim hileye, aldatmaya, fitneye ve fesada müracaat ettiklerinden; tarih boyunca bu lanetli millette; aldatma ve sahtekârlık gelişmiştir. Bunlarla temayüz etmişler, bu hal adeta genleri olarak fıtratlarının icabı haline gelmiştir. Sakat inançları itibariyle de; bütün dünyanın mülkünü kendi kaybedilmiş malları ve tüm insanları da köleleri hükmünde görmek ve yitik mallarını kabzetmek ve insanları telef ederek yok etmek onlar için bir sevap, bir fazilet ve bir iman ve inanç meselesi haline gelmiştir. Hatta masum yavruları ve çocukları dahi gözlerini kırpmadan öldürmeyi fazilet kabul ettikleri için acımasız ve vicdansızdırlar. Dinleri, kitapları, ahlakları, gıdaları, iklimleri, fıtratları, felsefeyi, hakkı ve hukuku her daim lekelemiş, paramparça etmiş ve kendi lehlerine elek haline getirmişlerdir. Cenab-ı Hak bunlara diz çöktürme adına ve zulümlerini bertaraf etmek için yeri gelmiş zalim kralları musallat etmiş yeri gelmiş adil hükümdarlarla bunların tecavüzlerini durdurmuştur. Sebepler dairesinde müdahalenin zafiyete uğradığı durumlarda ise; gayretullah devreye girerek bunları arzi ve semeavi felaketlerle yerle bir etmiştir. Ahir zamanda zulümler ve sevaplar katlamalı bir şekilde artacağından; Allah’ın lanetine uğramış bu kavim, zulmünün en dehşetli ve vahşetli halini ve mizacının rezaletini en acımasız bir şekilde Gazze katliamıyla sergilemektedir. Bu zulümleri ve isyanları gayretullaha dokunmuştur. Hem dünyevi hem de ilahi darbelerle geçmiş tarihlerde olduğu gibi tekrar hâk ile yeksan olma zamanları gelmiştir. Bu kavme dersi; sadece İslam âlemi değil, insanlık âlemi de beraber verecektir. Zira tüm dünya devletleri bu milletin dünyaya ve insanlara neler yaptığını, nasıl devletleri milletleri köleleştirdiğini artık öğrenmiştir. Yahudi’nin arkasına sığınıp saklanacağı bir mekân, alan ve yapı kalmayacaktır. İnşallah Gazze olayları bunların sonunu getirmek ve ilahi tokadı yemek için son merhale olacaktır. Zira Efendimiz (sav) bu millet helak edilmeden kıyametin kopmayacağını buyurmaktadır. Ayrıca, dünyada görünmez bir savaş vardır. Bu savaş büyük devletlerin kendi arasındadır. Bunlar dünyanın servetini ve nimetini paylaşamama mücadelesi verirken, maalesef vesayet örgütlerini ve gelişmemiş toplulukları, hassaten orta ölçek devlet ve milletleri malzeme olarak kullanmaktadırlar.  Olayların zahirine bakarak hemen hüküm vermek, acele ve heyecanla yanlışlar yapmak doğru değildir. Bu konuda güçlü ve istihbaratı sağlam devletimize ve onun yaklaşımına dikkat ve itinayla itimat ve itaat edelim. Ülkemizi tehlikeye atacak ve bizi de bu kargaşanın içine çekecek hal ve hareketlerden uzak duralım. Ülkemizi temsil eden devletimizin her daim ve her şekilde yanında olmamız; örfümüz, geleneğimiz ve hassaten de dinimizin icabıdır. Ortadoğu’da menfaat merkezli büyük bir oyun sergilenmektedir. Biz hadisata derinliğine vakıf değiliz, her bir kardeşimiz ve vatandaşımız kendi işine bakacak, kendi vazifesine azami gayretle çalışacaktır. Millet olarak elimizden gelen her türlü yardım ve desteği ihmal etmeden devletimizin de göstermiş olduğu yol haritası üzerinde, Filistinli kardeşlerimize ve masumlara ve mazlumlara elimizden gelen her türlü maddi ve manevi yardımımızı esirgememeliyiz. Her daim Allah’a (c.c.) iltica ederek bu kargaşanın bitmesi, masumların ve mazlumların bir an evvel bu zulümden ve beladan kurtulması için dua etmeliyiz. Zaten devletimiz elinden gelen azami gayreti sarf etmektedir. Bu vesileyle İsrail terör devletinin tecavüzüyle vefat eden Müslüman kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyoruz. İnşallah şehadet makamıyla taltif edilmişlerdir. Yaralılara, hastalara ve acı çekenlere acilen Allahtan şifalar diliyoruz. Bu ateşi yandıran ve tahrik eden, bu masumların ve mazlumların perişaniyetini hazırlayan zalim, gaddar ve canileri de Allah’ın kahhar ismine ve ilcaatına havale ediyoruz.Biz hazırız,devletimiz kalkın yürüyoruz dediğinde 7/24 hertürlü hareket için ailemizin herbir ferdiyle gereken yapılmasında enufak bir tereddüdümüz olmayacaktır.Allah dilemeden hiçbirşey olmaz.Ona inanan ve güvenenler olarak ondan yardım diliyoruz.Allah yar ve yardımcımız olsun.Amin
Ekleme Tarihi: 23 Kasım 2023 - Perşembe

İnşallah Gazze olayları bunların sonunu getirmek ve ilahi tokadı yemek için son merhale olacaktır.

İnsanlık tarihinde İbrahim(as)’dan itibaren beşere mürşitlikle tavzif edilen, peygamberlerin ekseriyetinin onlardan geldiği ve Cenab-ı Hakk’ın Kuran-ı Kerim’de zeki ve seçilmiş bir kavim olarak tarif ettiği benî İsrail; bu özellik, yetenek ve kabiliyetlerini müspet manada kullandıkları müddetçe salihliklerini korumuş ve insanlara maddi ve manevi terakkiyatta öncülük yapmışlardır.

Adetullah kaidesine göre kaliteli bir şey bozulduğu zaman daha kötü ve daha sefil ve daha şerli bir konuma düşebiliyor. Tereyağının bozulup zehir olması gibi.

Salihliklerinin zirve yaptığı dönemlerde dünyanın saltanatı onlara verilmiş ve Süleyman (as) önderliğinde âleme hükmetmişlerdir. Aynı zamanda Arz-ı Mev’udda kalmışlar, Salamon mabedini yapmışlar ve orayı himaye etmişlerdir.

Salahatı terk edip nefislerine uydukları zaman, insanlığın başının belası ve adeta âlemin nefsi emmaresi ve hassaten de şeytanın hile ve hud’alarını uygulayan birinci derecede insani iblisler olarak toplumlara bedeller ödetmişlerdir.

Bu duruma düştüklerinde Arz-ı Mev’uddan çıkartılmışlar sürgünlere mahkûm edilmişler, zalim ve cebabire krallar tarafından perişan edilerek, mabedleri yıkılıp dünyanın dört bir tarafına saçılıp savrulmuşlardır. Çocukları katliamlardan geçirilmiş, kadınları cariye ve malzeme olarak kullanılmış ve kendileri ise kölelik hayatıyla sürünmüşlerdir.

Çünkü Cenab-ı Hak onlara; âlemi fesada vermemeleri ve düzeni bozmamaları için talimatnameler göndermiştir. Zira ilm-i ezelisiyle dünyayı ve insanlığı karıştıracaklarını bilmiştir. Bu sebeple zillet ve meskenet belası çekeceklerini, vatanlarının olmayacağını, topyekûn bir araya gelemeyeceklerini ve her daim sürüneceklerini haber vermiştir.

Nitekim İbrahim (a.s)’dan bu tarafa saha-i vücuda çıktıkları andan itibaren nedamet ve tövbe ettiklerinde nimetlendirilmişler. Alçaklık ve fesat şebekesi gibi davrandıklarında da lanetlenmiş ve süründürülmüşlerdir.

Asur kralı Sargonlar, Babil kralı Nebukadnezarlar, Mısır Firavunları, Romalılar, İspanyollar en son da Hitler zalimi bunları katliamdan geçirmiştir. İnsanlar zalim de olsa kader bu olaylar içerisinde adalet tecellisini göstermiştir.

Ayrıca tahakküm ve zulümden başlarını kaldıramadıkları zamanlarda, hayatlarını sürdürmek ve nesillerini devam ettirmek için her daim hileye, aldatmaya, fitneye ve fesada müracaat ettiklerinden; tarih boyunca bu lanetli millette; aldatma ve sahtekârlık gelişmiştir. Bunlarla temayüz etmişler, bu hal adeta genleri olarak fıtratlarının icabı haline gelmiştir.

Sakat inançları itibariyle de; bütün dünyanın mülkünü kendi kaybedilmiş malları ve tüm insanları da köleleri hükmünde görmek ve yitik mallarını kabzetmek ve insanları telef ederek yok etmek onlar için bir sevap, bir fazilet ve bir iman ve inanç meselesi haline gelmiştir. Hatta masum yavruları ve çocukları dahi gözlerini kırpmadan öldürmeyi fazilet kabul ettikleri için acımasız ve vicdansızdırlar.

Dinleri, kitapları, ahlakları, gıdaları, iklimleri, fıtratları, felsefeyi, hakkı ve hukuku her daim lekelemiş, paramparça etmiş ve kendi lehlerine elek haline getirmişlerdir.

Cenab-ı Hak bunlara diz çöktürme adına ve zulümlerini bertaraf etmek için yeri gelmiş zalim kralları musallat etmiş yeri gelmiş adil hükümdarlarla bunların tecavüzlerini durdurmuştur. Sebepler dairesinde müdahalenin zafiyete uğradığı durumlarda ise; gayretullah devreye girerek bunları arzi ve semeavi felaketlerle yerle bir etmiştir.

Ahir zamanda zulümler ve sevaplar katlamalı bir şekilde artacağından; Allah’ın lanetine uğramış bu kavim, zulmünün en dehşetli ve vahşetli halini ve mizacının rezaletini en acımasız bir şekilde Gazze katliamıyla sergilemektedir. Bu zulümleri ve isyanları gayretullaha dokunmuştur. Hem dünyevi hem de ilahi darbelerle geçmiş tarihlerde olduğu gibi tekrar hâk ile yeksan olma zamanları gelmiştir. Bu kavme dersi; sadece İslam âlemi değil, insanlık âlemi de beraber verecektir. Zira tüm dünya devletleri bu milletin dünyaya ve insanlara neler yaptığını, nasıl devletleri milletleri köleleştirdiğini artık öğrenmiştir. Yahudi’nin arkasına sığınıp saklanacağı bir mekân, alan ve yapı kalmayacaktır. İnşallah Gazze olayları bunların sonunu getirmek ve ilahi tokadı yemek için son merhale olacaktır. Zira Efendimiz (sav) bu millet helak edilmeden kıyametin kopmayacağını buyurmaktadır.

Ayrıca, dünyada görünmez bir savaş vardır. Bu savaş büyük devletlerin kendi arasındadır. Bunlar dünyanın servetini ve nimetini paylaşamama mücadelesi verirken, maalesef vesayet örgütlerini ve gelişmemiş toplulukları, hassaten orta ölçek devlet ve milletleri malzeme olarak kullanmaktadırlar.

 Olayların zahirine bakarak hemen hüküm vermek, acele ve heyecanla yanlışlar yapmak doğru değildir. Bu konuda güçlü ve istihbaratı sağlam devletimize ve onun yaklaşımına dikkat ve itinayla itimat ve itaat edelim. Ülkemizi tehlikeye atacak ve bizi de bu kargaşanın içine çekecek hal ve hareketlerden uzak duralım. Ülkemizi temsil eden devletimizin her daim ve her şekilde yanında olmamız; örfümüz, geleneğimiz ve hassaten de dinimizin icabıdır.

Ortadoğu’da menfaat merkezli büyük bir oyun sergilenmektedir. Biz hadisata derinliğine vakıf değiliz, her bir kardeşimiz ve vatandaşımız kendi işine bakacak, kendi vazifesine azami gayretle çalışacaktır.

Millet olarak elimizden gelen her türlü yardım ve desteği ihmal etmeden devletimizin de göstermiş olduğu yol haritası üzerinde, Filistinli kardeşlerimize ve masumlara ve mazlumlara elimizden gelen her türlü maddi ve manevi yardımımızı esirgememeliyiz. Her daim Allah’a (c.c.) iltica ederek bu kargaşanın bitmesi, masumların ve mazlumların bir an evvel bu zulümden ve beladan kurtulması için dua etmeliyiz. Zaten devletimiz elinden gelen azami gayreti sarf etmektedir.

Bu vesileyle İsrail terör devletinin tecavüzüyle vefat eden Müslüman kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyoruz. İnşallah şehadet makamıyla taltif edilmişlerdir. Yaralılara, hastalara ve acı çekenlere acilen Allahtan şifalar diliyoruz. Bu ateşi yandıran ve tahrik eden, bu masumların ve mazlumların perişaniyetini hazırlayan zalim, gaddar ve canileri de Allah’ın kahhar ismine ve ilcaatına havale ediyoruz.Biz hazırız,devletimiz kalkın yürüyoruz dediğinde 7/24 hertürlü hareket için ailemizin herbir ferdiyle gereken yapılmasında enufak bir tereddüdümüz olmayacaktır.Allah dilemeden hiçbirşey olmaz.Ona inanan ve güvenenler olarak ondan yardım diliyoruz.Allah yar ve yardımcımız olsun.Amin

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.