pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Ezeli hakikatlere HAMAS’la uyanmak dediğimiz şey önce bu ikaza uyanmaktır.

Hamas Filistin aynasını dünya meydanına yeniden astı.” demiştim.  Bu öyle bir ayna ki, Filistin direnişine dost ve düşman olanlar, sahip çıkanlar ve ihanet edenler şimdi orada kendi suretlerine bakıyorlar.  ABD-İsrail uçaklarının Gazze’ye yağdırdığı bombaların enkazlarından kurtulan dilleri cümle kurmaya yeni durmuş çocuklar, ellerinde şehit düşmüş çocuklarının kokusundan başka bir şey taşımayan kadınlar, geçimlik işlerin müdavimi gençler ve zulüm ile yoğrulmuş hayatlarının son günlerini dua mırıltıları eşliğinde yaşayan ihtiyarlar da HAMAS’ın dünya meydanına astığı o aynadan yansıyorlar vicdan ve merhamet ehli olanların nazarlarına.  Ama bunlardan bize ulaşan, çoğumuzun alışık olmadığı ilginç hâller ve sözler var.  AB-İsrail bombasının neden olduğu bir enkazdan başını çıkaranların yüzlerinde sadece Filistin direnişinin zaferi konusunda sabır-sızlandıkları aşikar olan, bedenlerindeki ağır ağrıların bile kapatamadığı umut dolu bakışlar; dillerinde ise “Allâhuekber, es-Sabûr, el-Azîm, el-Kahhâr, el-Müntakim…” terkibi ve kelimeleri var.  Şehit olan nişanlısına kendisinden önce şehit olduğu için sitem eden gençler, ikiz yavrularının cansız bedenlerini emanet şuuruyla bağırlarına basan kadınlar, ABD-İsrail tarafından katledilen ailelerini, akrabalarını inançları ve dualarıyla ölümsüzleştirerek defnedenler…  Bize “bile” garip geliyor bunlar. Silik fotoğraflar gibi zihnimizden akan Selahaddin, Çanakkale, Kût’ül-Amâre, Sarıkamış… Hatırlıyor gibiyiz uzağımıza düşürülmüş hakikatleri, cihadı, şehadeti, azmi ve teslimiyeti, yenilgiyi ve zaferi.  Yavaş da olsa Filistin direnişiyle, HAMAS’ın ABD-İsrail ablukasını yarmak için Gazze’den başlattığı harekatla uyanıyoruz yeniden ezeli hakikatlere: Allah’tan başka ilah yoktur! Allah’ın emirlerini ve yasaklarını izlemekten daha güzel bir amel yoktur!  Ezelî hakikatlere uyanmamıza ve aynı zamanda kendi tarihi gerçeklerimizi yeniden hatırlamamıza sebep olan HAMAS bunu nasıl sağladı? “HAMAS” demiştik “İhvan’ın çocuğudur”; Hasan el-Benna’nın (ş. 1949) İslam ahlakına ve yaşayışına dair Mısır’da yaktığı meşalenin ışıklarından biridir.  “1973 yılında Gazze’de başkanlığını İhvân›ın Gazze’deki lideri Şeyh Ahmed Yâsin’in yürüttüğü ve kadrosunda Abdülaziz Rantisi ve Mahmüd Zehâr gibi isimlerin yer aldığı, sosyal hizmet çalışmaları ağırlıklı İslâmi Birlik Hareketi’nin (el-Mücemmaatü’l-İslâmi) kurulmasıyla İhvân bölgede yeniden örgütsel yapılanmasını güçlendirdi. Gazze›de kurulan bu birlik ile İhvân yasal bir zemin üzerinde faaliyetlerine devam ederek halkla doğrudan temas halinde olduğu için önemli bir yol kat etmiş oldu. (…) Üniversitelerde güçlü bir nüfuza sahip olan İhvân, bilhassa Gazze İslâm Üniversitesi’nde oldukça etkindi. İslâmi hareketin etkisinin arttığına dair en iyi göstergeler mescit sayılarındaki artış ile ölçülüyordu. (…) İhvân, mesajını ve etkisini yaymak için sosyal ve hayır kurumlarının gücünü de kullanmaya başladı. Hareket, yerel okulları denetleyen İslâmi yardım dernekleri kurdu. Ayrıca genellikle camilere bağlı olan anaokulları açtı. İhvân ayrıca mahalle kütüphaneleri ve spor kulüpleri kurdu. Sonraki yıllarda, İhvân ve diğer İslâmi unsurlar el-Halil, Nablus, Cenin, Kudüs, Gazze Şeridi ve diğer Filistin kasabalarında birkaç İslâmi toplum ve teşkilât kurdu. Bu tür organizasyonlar özellikle binlerce muhtaç aileye yardım edebilmek için zekât aracılığıyla İslâmi harekete destek toplamada yardımcı oldu. Çok sayıda öğrenci İslâmi hareket tarafından yönetilen okullara ve anaokullarına kaydoldu. Hareketin itici gücünü oluşturan camiler de eğitim merkezleri haline gelmişti ve 1967-1987 yılları arasında Gazze’de bulunan cami sayısı 200’lerden 600’e ulaşmıştı.  1967-1975 yılları arasında İhvân›ın rolü camiler inşa etmek, genç kuşağı bir araya getirmek, onlara rehberlik etmek ve ideolojilerini güçlendirmekle karakterize edildi. (…) Camiler sadece ibadet yeri olarak değil; aynı zamanda okul, kütüphane veya kadınların etkinlikler düzenledikleri mekânlar olarak hizmet verdi. Camilerde sık sık yapılan toplantılarda ideolojiler ve din üzerine vaaz edilir, siyasi konular da tartışılırdı. Bu şekilde genç nesil ile temas kuruluyor ve dünyadaki güncel gelişmeler hakkında kamuoyuna bilgi veriliyordu. 1973 yılında İhvân›ın faaliyetlerini sürdürdüğü Gazze Şeridi’nde kurulan bu ‘İslâm Derneği/İslâmi Merkez’ eğitim, ekonomi, idari ve dini kurumlar altında projeler gerçekleştirdi ve Filistin halkının ihtiyaçlarına cevap vermek ve güvenini kazanmak için çalışmalar yürüttü. Bu sayede bilahare HAMAS’a katılım için zemin hazırladı. 1980’lere doğru, hayır kurumları ve öğrenci merkezleri dindar gençliğin bir araya gelme merkezlerine dönüştü. Filistin topraklarında önceleri sosyal bilinçlenmeyi hedefleyen Müslüman Kardeşler, 1980 sonrası stratejisinde belirgin bir farklılaşmaya gitti ve işgale karşı direniş göstererek problemi ortadan kaldırmayı daha önemli görmeye başladı.” (Küresel İhvan, Ketebe Yayınları, 2022) Bu bilgiler bizlere şunu da hatırlatmıyor mu: Ey salt kendilerini parlatmak için benzer faaliyetlerde bulunanlar, samimiyetle, aşkla ve ilahi bir misyon bilinciyle yapılmayan işin hayrı ve bereketi olmaz! “Ezeli hakikatlere HAMAS’la uyanmak” dediğimiz şey önce bu ikaza uyanmaktır.
Ekleme Tarihi: 18 Kasım 2023 - Cumartesi

Ezeli hakikatlere HAMAS’la uyanmak dediğimiz şey önce bu ikaza uyanmaktır.

Hamas Filistin aynasını dünya meydanına yeniden astı.” demiştim. 

Bu öyle bir ayna ki, Filistin direnişine dost ve düşman olanlar, sahip çıkanlar ve ihanet edenler şimdi orada kendi suretlerine bakıyorlar. 

ABD-İsrail uçaklarının Gazze’ye yağdırdığı bombaların enkazlarından kurtulan dilleri cümle kurmaya yeni durmuş çocuklar, ellerinde şehit düşmüş çocuklarının kokusundan başka bir şey taşımayan kadınlar, geçimlik işlerin müdavimi gençler ve zulüm ile yoğrulmuş hayatlarının son günlerini dua mırıltıları eşliğinde yaşayan ihtiyarlar da HAMAS’ın dünya meydanına astığı o aynadan yansıyorlar vicdan ve merhamet ehli olanların nazarlarına. 

Ama bunlardan bize ulaşan, çoğumuzun alışık olmadığı ilginç hâller ve sözler var. 

AB-İsrail bombasının neden olduğu bir enkazdan başını çıkaranların yüzlerinde sadece Filistin direnişinin zaferi konusunda sabır-sızlandıkları aşikar olan, bedenlerindeki ağır ağrıların bile kapatamadığı umut dolu bakışlar; dillerinde ise “Allâhuekber, es-Sabûr, el-Azîm, el-Kahhâr, el-Müntakim…” terkibi ve kelimeleri var. 

Şehit olan nişanlısına kendisinden önce şehit olduğu için sitem eden gençler, ikiz yavrularının cansız bedenlerini emanet şuuruyla bağırlarına basan kadınlar, ABD-İsrail tarafından katledilen ailelerini, akrabalarını inançları ve dualarıyla ölümsüzleştirerek defnedenler… 

Bize “bile” garip geliyor bunlar. Silik fotoğraflar gibi zihnimizden akan Selahaddin, Çanakkale, Kût’ül-Amâre, Sarıkamış… Hatırlıyor gibiyiz uzağımıza düşürülmüş hakikatleri, cihadı, şehadeti, azmi ve teslimiyeti, yenilgiyi ve zaferi. 

Yavaş da olsa Filistin direnişiyle, HAMAS’ın ABD-İsrail ablukasını yarmak için Gazze’den başlattığı harekatla uyanıyoruz yeniden ezeli hakikatlere: Allah’tan başka ilah yoktur! Allah’ın emirlerini ve yasaklarını izlemekten daha güzel bir amel yoktur! 

Ezelî hakikatlere uyanmamıza ve aynı zamanda kendi tarihi gerçeklerimizi yeniden hatırlamamıza sebep olan HAMAS bunu nasıl sağladı?

“HAMAS” demiştik “İhvan’ın çocuğudur”; Hasan el-Benna’nın (ş. 1949) İslam ahlakına ve yaşayışına dair Mısır’da yaktığı meşalenin ışıklarından biridir. 

“1973 yılında Gazze’de başkanlığını İhvân›ın Gazze’deki lideri Şeyh Ahmed Yâsin’in yürüttüğü ve kadrosunda Abdülaziz Rantisi ve Mahmüd Zehâr gibi isimlerin yer aldığı, sosyal hizmet çalışmaları ağırlıklı İslâmi Birlik Hareketi’nin (el-Mücemmaatü’l-İslâmi) kurulmasıyla İhvân bölgede yeniden örgütsel yapılanmasını güçlendirdi. Gazze›de kurulan bu birlik ile İhvân yasal bir zemin üzerinde faaliyetlerine devam ederek halkla doğrudan temas halinde olduğu için önemli bir yol kat etmiş oldu. (…) Üniversitelerde güçlü bir nüfuza sahip olan İhvân, bilhassa Gazze İslâm Üniversitesi’nde oldukça etkindi. İslâmi hareketin etkisinin arttığına dair en iyi göstergeler mescit sayılarındaki artış ile ölçülüyordu. (…)

İhvân, mesajını ve etkisini yaymak için sosyal ve hayır kurumlarının gücünü de kullanmaya başladı. Hareket, yerel okulları denetleyen İslâmi yardım dernekleri kurdu. Ayrıca genellikle camilere bağlı olan anaokulları açtı. İhvân ayrıca mahalle kütüphaneleri ve spor kulüpleri kurdu. Sonraki yıllarda, İhvân ve diğer İslâmi unsurlar el-Halil, Nablus, Cenin, Kudüs, Gazze Şeridi ve diğer Filistin kasabalarında birkaç İslâmi toplum ve teşkilât kurdu. Bu tür organizasyonlar özellikle binlerce muhtaç aileye yardım edebilmek için zekât aracılığıyla İslâmi harekete destek toplamada yardımcı oldu. Çok sayıda öğrenci İslâmi hareket tarafından yönetilen okullara ve anaokullarına kaydoldu. Hareketin itici gücünü oluşturan camiler de eğitim merkezleri haline gelmişti ve 1967-1987 yılları arasında Gazze’de bulunan cami sayısı 200’lerden 600’e ulaşmıştı. 

1967-1975 yılları arasında İhvân›ın rolü camiler inşa etmek, genç kuşağı bir araya getirmek, onlara rehberlik etmek ve ideolojilerini güçlendirmekle karakterize edildi. (…) Camiler sadece ibadet yeri olarak değil; aynı zamanda okul, kütüphane veya kadınların etkinlikler düzenledikleri mekânlar olarak hizmet verdi. Camilerde sık sık yapılan toplantılarda ideolojiler ve din üzerine vaaz edilir, siyasi konular da tartışılırdı. Bu şekilde genç nesil ile temas kuruluyor ve dünyadaki güncel gelişmeler hakkında kamuoyuna bilgi veriliyordu. 1973 yılında İhvân›ın faaliyetlerini sürdürdüğü Gazze Şeridi’nde kurulan bu ‘İslâm Derneği/İslâmi Merkez’ eğitim, ekonomi, idari ve dini kurumlar altında projeler gerçekleştirdi ve Filistin halkının ihtiyaçlarına cevap vermek ve güvenini kazanmak için çalışmalar yürüttü. Bu sayede bilahare HAMAS’a katılım için zemin hazırladı. 1980’lere doğru, hayır kurumları ve öğrenci merkezleri dindar gençliğin bir araya gelme merkezlerine dönüştü. Filistin topraklarında önceleri sosyal bilinçlenmeyi hedefleyen Müslüman Kardeşler, 1980 sonrası stratejisinde belirgin bir farklılaşmaya gitti ve işgale karşı direniş göstererek problemi ortadan kaldırmayı daha önemli görmeye başladı.” (Küresel İhvan, Ketebe Yayınları, 2022)

Bu bilgiler bizlere şunu da hatırlatmıyor mu: Ey salt kendilerini parlatmak için benzer faaliyetlerde bulunanlar, samimiyetle, aşkla ve ilahi bir misyon bilinciyle yapılmayan işin hayrı ve bereketi olmaz!

“Ezeli hakikatlere HAMAS’la uyanmak” dediğimiz şey önce bu ikaza uyanmaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.