Daha önceki İsrail’in Filistin’e yönelik baskınlarında sine-çekine İsrail’e destek olan memleketteki bit yavruları, bu kez baskın Hamas’tan gelince ve Hamas bir şok dalgasıyla İsrail’in anasını ağlatınca açıktan kahpelik etmeye başladılar.
Meğer ne çok İsrail destekçisi varmış yahu memlekette. Başta Kamalist akıl hastaları olmak üzere Ümit Özdağ’ın Nazi özentisi yavruları, bazı sinik-liboş muhafazakarlar, Fatih Altaylı denilen mikser, Mustafa Yeneroğlu isimli entegrist lolipop ve Bülent Arınç isimli “şişirilmiş bölüm sonu canavarı” sıvadılar kolları. El birliğiyle “İsrail’i aklama operasyonu” yaptılar, iyi mi? FETÖ’cü P.İ.Ç’leri saymıyorum bile.
Bu çevrelerin her biri bir başka kanaldan ilerleyerek İsrail’i aklamanın derdine düştüler. Pek salakları “İsrailli siviller” yavesine sarıldı. İsrailli işgalci yerleşimcileri “sivil” sayan bu dangalaklar çabuk ekarte oldular.
Gelelim bu İsrail severlerin en ama en salaklarına. Bunlar, Ümit Özdağ’ın Nazi özentisi yavruları ve Kamalist tarih zırvalarıyla büyümüş Arap düşmanı “gavur severler” topluluğu.
Aslında biliyoruz ki bu topluluğun tarihle, gerçekle, gerçeklikle, hakikatle hiçbir ilişikleri yok. “Araplar bizi arkamızdan vurdu, Filistinlilerin dedeleri Yahudilere toprak sattı ve Filistinliler Ermenileri destekliyor” palavraları dışında tek bir cümleleri yok konuyla ilgili.
Salak heriflere “İsrail Devleti’nin kurulma planı 19. yüzyıl sonundan itibaren Londra ve Paris’te pişirilmiş bir plandır. Yahudiler güya kendilerinden nefret eden Avrupa’dan Filistin coğrafyasına geldiklerinde tonlarla para dökmelerine rağmen Filistinliler onlara ancak topraklarının yüzde 6’sını (ki bu da çok şişirilmiş bir oran) satmışlardı. Üstelik topraklarını satanların kahir ekseriyeti Ermeniler ve diğer Hıristiyan Araplardı” diyorsun demesine de duyma yetileri olmadığı için bunu da duymuyorlar.
Daha neler neler diyorsun demeye. Misal, “Azerbaycan, Ermenistan’ı yenip Karabağ’ı özgürleştirdiğinde ilk kutlama mesajlarından biri Hamas’tan geldi” diyorsun, bu salaklar “Filistinliler Ermeni dostu, İsrail değil” diyorlar. “Lan Türkiye’ye karşı PKK’nın yanında duran, PKK’nın içerisindeki Ermenilerin tam teçhizatla silahlanmalarını sağlayan İsrail’in ta kendisi değil mi?” diyorsun, mavi ekran bile vermiyorlar.
İzzeddin Kassam’ın evet. Hani Hamas’ın “yolu yolumuzdur” dediği güzel insanın. Hani “Kassam Tugayları” ibaresindeki Kassam’ın. Hani “Hamas, İsrail’i Kassam roketleriyle vurdu” cümlesindeki Kassam’ın.
Trablusgarp’ta İtalyanlara karşı Osmanlı ordusunda, Mustafa Kemal’in silah arkadaşı olarak bulunan bu adam, Birinci Dünya Savaşı boyunca Osmanlı ordusu saflarında gavura karşı savaştı. “Kimse bizi arkamızdan vurmasın” diye onlarca, yüzlerce, binlerce Arap gibi kahramanca çarpıştı. O esnada Siyonistler ne yapıyorlardı peki? Anadolu coğrafyasından da toprak talep eden “vadedilmiş topraklar” haritaları çiziyorlardı.
İnanın bana, bu salaklar topluluğunu “tarihin çöplüğü” bile kabul etmeyecek.
Bize gelince. Biz, “tarihin doğru tarafında” durmak azim ve kararlığıyla, zaferle değil seferle sorumlu olduğumuzun idrakiyle, “yensek-yenilsek ne gam” demenin onuruyla İzzeddin Kassam’ın ve adamlarının yanında durmaya devam edeceğiz. Yafa’dan birkaç portakal, Nablus’tan biraz hurma alıp özgür Aksa’nın bahçesinde ikindi ezanını bekleme hayalimiz için çalışmaya devam edeceğiz. Korkun bizden. Çünkü er ya da geç, bugün ya da yarın bu olacak. O gün geldiğinde biz başımızın dimdik oluşuyla mağrur olacağız. Sizden gelen o berbat koku içinse burnumuzu tıkamanın bir yolunu bulacağız.
Unutmadan. Aksa’da yapmayı hayal ettiğimiz şeyi Şam’da, Urumçi’de, dünyanın bütün mazlum coğrafyalarında yapma hayalimiz de var. O yüzden, cidden korkun bizden.