pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Dilimler tam da bugünkü piyasa fiyatlarını donduracak şekilde yeniden tanımlansa yeter.

Otomobilde ÖTV artışına dair hayli güçlü bir beklenti oluşmuş durumda. Otomobil piyasasının içinde yahut kenarında kim varsa hayatına olası bir ÖTV artışı refleksiyle devam ediyor. Bu durum fiyatlarda arzu edilen geri çekilmeye mani oluyor. Çünkü otomobili yatırım aracı olarak görenler için bu şayia finansal piyasa kavramıyla söylersem; destek gibi çalışıyor. Fakat bu şayia gerçekse kamu maliyesini güçlendirecek olmasına rağmen olumsuz etkisi (dışsalı) planları bozabilir. Otomobilde ÖTV artışı, fiyat düşüşünü engelleyip otomobillerin değerini yukarı itmekten çok daha öte boyutlarda tesir yapabilir. Türkiye’nin enflasyonla mücadele anlamında oluşmasını umduğu dengeyi çok uzağa öteleyebilir. Neden böyle düşündüğümü izah edeyim. Öncelikle vergi artışı, sıkılaştırıcı bir politika tavrı olarak görülür. Teorik olarak talebi azaltıp yukarı fiyat seviyelerinde dezenflasyonist etki yapar. Yani fiyatı geri çekmek üzere yukarı iteceği varsayılır. Ama Türkiye’de otomobil ÖTV’si söz konusuyken etkileri, teorinden yeterince anlaşılamaz.   Otomobilde önceki ÖTV artışı, Türkiye’de enflasyonun yüksek seviyelere çıkmasında politika faiziyle ilgili tercihlerden çok daha fazla sorumlu olabilir. (Daha doğrusu politika faizi tercihine ekonomik aktörlerin verdiği tepkiden…) Özellikle de gayrimenkul fiyatları ve kirada… Tabii bunların dolaylılığından diğer başlıklar da enflasyonist etkilere maruz kalmıştır. Politika, ÖTV etkisinin üzerine kur etkisini bindirince “otomobil fiyatı çekişli enflasyon” aradığı coşkuyu fazlasıyla bulmuştur, diyeyim de odak başka yargılara varılıp ÖTV’den kaçmasın. Otomobil fiyatlarıyla konut fiyatları arasında davranışsal bir ilişki olduğunu daha önce de tartıştım. Türkiye’de konut fiyatı otomobile kıyas edilmeden belirlenmez. Lüks konutlar lüks otomobillerle, alt-orta gelir grubuna hitap eden konutlar orta sınıf otomobillerle kıyaslanır.   Büyük veri işleyerek ampirik deliller sunmak için konuyu bu yönüyle incelemeye devam ediyoruz. Ama otomobil her işin hedefi ve her “hayalin” süsü olduğu için tüm fiyatların otomobile duyarlı olduğunu biliyoruz. Kaç çay satıp otomobil alınır, kaç dürüm satıp otomobil alınır, kaç torba çimento satılıp otomobil alınır, sorusu neredeyse sayısız biçimde her ufak girişimin zihninde dönüp durur. Kaç ay çalışıp araba alınır, sorusu da ücretlilerin zihnini otomobil almaya heveslilerse meşgul eder. Bunlara bir de otomobil fiyatından etkilenen konut talebini ekleyin. Zaten ölçek sorunu varsa, zaten sıradan ihtiyaçlar hayal olarak konumlandırılıyorsa, piyasada fiyat dengesini radikal biçimde değiştirecek adımlar ekonomiye düşünülmedik biçimde zarar verebilir.   Bu meseleyi sadece ÖTV artışı şayiası bağlamında tartışmıyorum. Otomobil fiyatlarının kurdaki hareketler nedeniyle dilim dilim üst ÖTV oranlarına çıkıyor olması da sorun gibi görünüyor. Hatta bu durumda ÖTV artmadığı halde üst ÖTV dilimlerine geçen araçların fiyatındaki değişim aynı enflasyon çekişine neden oluyor. Fakat dilimler yükseltilmeli demeyeceğim. Çünkü dilimler yükseltilirse alt segment otomobillerde talep coşkusuna neden olabilir. Bugün için değeri 2 milyon liraya kadar sıfır araçlar için alıcılar arasında rekabet var. Rekabetin satıcılar tarafında gerçekleşmesi gerektiğini hatırlatmama sanırım gerek yoktur. 2-4 milyon lira aralığındaki araçlar için ne alıcının ne de satıcının rekabetçi olmadığı bir düzlem görülüyor. 4 milyon lira üzerindeki araçlar içinse pazarlık mümkün olmaya başlamış. Yani satıcı rekabeti pazara geri dönüyor.   Dilimler tam da bugünkü piyasa fiyatlarını donduracak şekilde yeniden tanımlansa yeter. Yıllık enflasyon verisi, konut fiyatlarındaki irrasyonel coşkunun azaldığını gösteriyor. Coşkunun yeniden körüklenmesi istenmiyorsa otomobil ÖTV’si üzerine stokçuların işine geldiği için işletilen şayialara son vermek faydalı olabilir. Yoksa önü alınmak istenen enflasyonla mücadelede sonuçları elde etmek gecikebilecektir. Hem de geç kalma lüksü yokken... Çarpıcı olsun diye şunu da söyleyeceğim; ÖTV artışı şayiasının ve ÖTV’de dilim gezme sorununun sona erdirilmesi ekonomi politikasına konfor sağlar. Otomobil fiyatlarının hafif de olsa geri gelmesi politika faizi noktasında Merkez Bankası’nın elini bile rahatlatır.
Ekleme Tarihi: 06 Ağustos 2023 - Pazar

Dilimler tam da bugünkü piyasa fiyatlarını donduracak şekilde yeniden tanımlansa yeter.

Otomobilde ÖTV artışına dair hayli güçlü bir beklenti oluşmuş durumda. Otomobil piyasasının içinde yahut kenarında kim varsa hayatına olası bir ÖTV artışı refleksiyle devam ediyor. Bu durum fiyatlarda arzu edilen geri çekilmeye mani oluyor. Çünkü otomobili yatırım aracı olarak görenler için bu şayia finansal piyasa kavramıyla söylersem; destek gibi çalışıyor.

Fakat bu şayia gerçekse kamu maliyesini güçlendirecek olmasına rağmen olumsuz etkisi (dışsalı) planları bozabilir. Otomobilde ÖTV artışı, fiyat düşüşünü engelleyip otomobillerin değerini yukarı itmekten çok daha öte boyutlarda tesir yapabilir. Türkiye’nin enflasyonla mücadele anlamında oluşmasını umduğu dengeyi çok uzağa öteleyebilir. Neden böyle düşündüğümü izah edeyim.

Öncelikle vergi artışı, sıkılaştırıcı bir politika tavrı olarak görülür. Teorik olarak talebi azaltıp yukarı fiyat seviyelerinde dezenflasyonist etki yapar. Yani fiyatı geri çekmek üzere yukarı iteceği varsayılır. Ama Türkiye’de otomobil ÖTV’si söz konusuyken etkileri, teorinden yeterince anlaşılamaz.

 
Otomobilde önceki ÖTV artışı, Türkiye’de enflasyonun yüksek seviyelere çıkmasında politika faiziyle ilgili tercihlerden çok daha fazla sorumlu olabilir. (Daha doğrusu politika faizi tercihine ekonomik aktörlerin verdiği tepkiden…) Özellikle de gayrimenkul fiyatları ve kirada… Tabii bunların dolaylılığından diğer başlıklar da enflasyonist etkilere maruz kalmıştır. Politika, ÖTV etkisinin üzerine kur etkisini bindirince “otomobil fiyatı çekişli enflasyon” aradığı coşkuyu fazlasıyla bulmuştur, diyeyim de odak başka yargılara varılıp ÖTV’den kaçmasın.

Otomobil fiyatlarıyla konut fiyatları arasında davranışsal bir ilişki olduğunu daha önce de tartıştım. Türkiye’de konut fiyatı otomobile kıyas edilmeden belirlenmez. Lüks konutlar lüks otomobillerle, alt-orta gelir grubuna hitap eden konutlar orta sınıf otomobillerle kıyaslanır.

 

Büyük veri işleyerek ampirik deliller sunmak için konuyu bu yönüyle incelemeye devam ediyoruz. Ama otomobil her işin hedefi ve her “hayalin” süsü olduğu için tüm fiyatların otomobile duyarlı olduğunu biliyoruz.

Kaç çay satıp otomobil alınır, kaç dürüm satıp otomobil alınır, kaç torba çimento satılıp otomobil alınır, sorusu neredeyse sayısız biçimde her ufak girişimin zihninde dönüp durur. Kaç ay çalışıp araba alınır, sorusu da ücretlilerin zihnini otomobil almaya heveslilerse meşgul eder. Bunlara bir de otomobil fiyatından etkilenen konut talebini ekleyin.

Zaten ölçek sorunu varsa, zaten sıradan ihtiyaçlar hayal olarak konumlandırılıyorsa, piyasada fiyat dengesini radikal biçimde değiştirecek adımlar ekonomiye düşünülmedik biçimde zarar verebilir.

 

Bu meseleyi sadece ÖTV artışı şayiası bağlamında tartışmıyorum. Otomobil fiyatlarının kurdaki hareketler nedeniyle dilim dilim üst ÖTV oranlarına çıkıyor olması da sorun gibi görünüyor. Hatta bu durumda ÖTV artmadığı halde üst ÖTV dilimlerine geçen araçların fiyatındaki değişim aynı enflasyon çekişine neden oluyor.

Fakat dilimler yükseltilmeli demeyeceğim. Çünkü dilimler yükseltilirse alt segment otomobillerde talep coşkusuna neden olabilir.

Bugün için değeri 2 milyon liraya kadar sıfır araçlar için alıcılar arasında rekabet var. Rekabetin satıcılar tarafında gerçekleşmesi gerektiğini hatırlatmama sanırım gerek yoktur. 2-4 milyon lira aralığındaki araçlar için ne alıcının ne de satıcının rekabetçi olmadığı bir düzlem görülüyor. 4 milyon lira üzerindeki araçlar içinse pazarlık mümkün olmaya başlamış. Yani satıcı rekabeti pazara geri dönüyor.
 

Dilimler tam da bugünkü piyasa fiyatlarını donduracak şekilde yeniden tanımlansa yeter.

Yıllık enflasyon verisi, konut fiyatlarındaki irrasyonel coşkunun azaldığını gösteriyor. Coşkunun yeniden körüklenmesi istenmiyorsa otomobil ÖTV’si üzerine stokçuların işine geldiği için işletilen şayialara son vermek faydalı olabilir. Yoksa önü alınmak istenen enflasyonla mücadelede sonuçları elde etmek gecikebilecektir. Hem de geç kalma lüksü yokken...

Çarpıcı olsun diye şunu da söyleyeceğim; ÖTV artışı şayiasının ve ÖTV’de dilim gezme sorununun sona erdirilmesi ekonomi politikasına konfor sağlar. Otomobil fiyatlarının hafif de olsa geri gelmesi politika faizi noktasında Merkez Bankası’nın elini bile rahatlatır.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.