Önce Güzel Ahlâk
Aşk ve romantizmin bunca parlatıldığı günümüzde, güzel ahlâka verilmesi gereken önem ne yazık ki çok gerilerde kalıyor. Zira nice sevgiler birkaç kötü sözün, paylaşılmayan sorumlulukların, bencilliklerin altında silinip gidiyor. Sevginin artıp azalan bir şey olduğunu düşündüğümüzde de ahlâkın önemi bir kez daha karşımıza çıkıyor. Eşine bir sebeple kızan biri sevgisi azaldığı için ona saygısızlık yapabiliyor mesela ama ahlâka değer veren biri eşini sevse de sevmese de saygısızlık yapmaktan kaçınabiliyor. O kötü davranışı önce kendine yakıştıramıyor çünkü.
Aşk ve sevgi vurgusundaki rahatsız edici boyutlardan biri de sevgi veya sevgisizliğin yanlış davranışlara meşru bir dayanak olarak görülmesi. Bazı izlenilen filmler, dinlenilen şarkılar, okunulan öyküler sevgi bittiyse evliliğin de bitebileceğini, hatta bitmesi gerektiğini söylüyor bize. Gözümüze, kulağımıza değen her şeyin hayatımıza doğrudan ya da dolaylı bir etkisi olduğunu kabul etmeliyiz. Aşk bitti, ayrılıyoruz diyen bir kardeşimize, Dur, her şey aşk değil diyebilmemiz, ancak ahlâk cevherini koruyup parlatmamızla mümkün.