Siyasi iletişim tarihine geçecek…
Son hezimetten sonra kendisinin 25 milyon oy alarak büyük başarı kazandığını “Ben başarılıyım, esas kazanan biziz, asıl kaybeden ise AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanı” cümlesini sarf edecek kadar da iddialı…
Pek inanılır gibi değil ama; şu günlerde de 13. seçimini kaybetmeye hazırlanıyor…
Neymiş?
CHP’de değişime değil, yenilenmeye ihtiyaç varmış…
Neymiş?
Gazi Mustafa Kemal’in ortaya koyduğu çizgiden şaşmamışlar… CHP sosyal demokrat bir partiymiş… (Bu durumda Atatürk de sosyal demokrat mı oluyormuş yani?!)
Neymiş?
Değiştirecek bir şey yokmuş. 6 ok yetermiş… (6 ok akıllarına bugün mü gelmiş?!)
Neymiş?
Milliyetçilikleri zaten malummuş…
Neymiş?
6 oktan biri olan ‘devletçiliği’, “Devletin temel görevi, refah devletini, toplumun refahını sağlamaktır” diyerek sahipleniyorlarmış... (Hani, hangi ekonomi programıyla?..)
Neymiş?
Parti tüzüğünün değişmesi için zaten çalışıyorlarmış…
Neymiş?
Yapılanları görünce parti örgütü de çok mutlu olacakmış… Çok güzel değişiklikler olacakmış.
Neymiş?
Yerel seçimlerde çok iyi bir performans yakalayacaklarmış. Zaten pek çok çalışmayı belli bir noktaya getirmişler… (Ne çabuk?!)
Neymiş?
Yerel seçimler hususunda anketlerle, saha araştırmalarıyla ‘kiminle kazanır, kiminle kazanmazlar’ bakacak, adayları buna göre belirleyeceklermiş… (28 Mayıs seçimlerinden büyük anket var mı ki?..)
Durum çoktan anlaşıldı aslında ama bir kez daha söylemek gerekirse Kemal Kılıçdaroğlu, kaybettiği 12 seçimdir vazgeçmediği gibi bu kez de vazgeçmiyor…
Zaten seçim öncesinde yapılan anketlerde “AK Parti’ye oy vereceğim” diyen katılımcıların kahir çoğunluğu da Sayın Cumhurbaşkanı karşısında görmek istedikleri adayın Kılıçdaroğlu olduğunu belirtmişlerdi…
Tüm bunlara rağmen Sayın Erdoğan sık sık karşılarında güçlü ve millî bir muhalefetin oluşturulmasını tercih ettiklerini dile getiriyor… Hatta 2020 yılında “Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millîsini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır” da demişti…
O hâlde neden? Rakibin kaybetmeye mahkûmu varken, Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu çabası niye?..
Bütün bu tablonun, tutarsızlığın, ilkelerden uzak, popülizmle siyaset yapmaya çalışmanın bize söylemek istediği bir şey var: Kılıçdaroğlu kaybetmekten vazgeçmiyor…