“KÖRFEZ ÜLKELERİYLE İKİLİ TİCARET HACMİMİZ 22 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye adına bu ülkelere teşekkürlerini ilettiğini belirterek, şunları kaydetti: "Türkiye'nin çevresinde bir barış, istikrar ve refah kuşağı oluşturma hedefimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun en kritik adımını bölge ülkeleriyle ilişkilerimizi güçlendirmek teşkil ediyor. 2023 yılını bu bakımdan bir fırsat yılı olarak görüyoruz. Bu sene hem Katar hem de Birleşik Arap Emirlikleri'yle (BEA) diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 50. yıl dönümünü kutluyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Suudi Arabistan'la diplomatik ilişkilerimiz de malum 1929 yılında tesis edilmişti. İlişkilerimizin dayandığı sağlam temelleri geniş bir iş birliği alanına yaymayı arzu ediyoruz. Ziyaretlerimiz esnasında öncelikli gündemimiz bu ülkelerle önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz ortak yatırım ve ticari faaliyetler olacak. Kazan kazan anlayışıyla neler yapabileceğimizi değerlendireceğiz. Körfez ülkeleriyle ikili ticaret hacmimiz son 20 yılda 1,6 milyar dolardan yaklaşık 22 milyar dolara yükseldi."
Düzenlenecek iş forumlarıyla bu rakamın çok daha ileriye taşımanın yollarını arayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle İslam dünyasında yaşanan krizlerin Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında yakın istişare ve iş birliğini gerekli kıldığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ziyaretlerimiz esnasında kardeş ülkelere nasıl yardımcı olacağımızı da enine boyuna konuşma fırsatı bulacağız. Bölgemizin en önemli ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan ticaret, yatırımlar, müteahhitlik hizmetleri gibi alanlarda özel bir konuma sahip. Müteahhitlerimizin son 20 yılda Suudi Arabistan'da üstlendiği projelerin rakamı yaklaşık 25 milyar dolardır. Suudi Arabistan'ın büyük çaplı projelerinde Türk firmalarının daha fazla rol oynamasını arzu ediyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Bu sene Kovid-19 salgınından sonra hac ibadetinin yeniden hiçbir kısıtlama olmadan yapılabildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak Diyanet İşleri Başkanından aldığı rakamla 88 bin hacının bu yıl hacca gidebildiğini aktardı.
“İKİLİ MÜNASEBETLERİMİZİN YANI SIRA MEVCUT BÖLGESEL MESELELER HAKKINDA FİKİR TEATİSİNDE BULUNACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Suudi Arabistan makamları depremzede vatandaşlarımızın hac farizasının yerine getirebilmeleri için ülkemize ilave kota sağladığı gibi organizasyondaki başarısı sebebiyle de Diyanet İşleri Başkanlığımız orada ödül almaya hak kazandı. Kendilerine verdikleri ilave kota için müteşekkir olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum. Rabbim tüm hacılarımızın ibadetlerini, katında kabul eylesin diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cidde'nin ardından, stratejik ortağımız ve yakın iş birliği içinde olduğumuz dost ve kardeş Katar'ı ziyaret edeceğiz. Katar'la ilişkilerimiz her düzeyde mükemmel şekilde seyrediyor. Ziyaretimiz vesilesiyle ikili münasebetlerimizin yanı sıra mevcut bölgesel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunacağız. Körfez turumuzun son durağı, ilişkilerimizin her alanda gelişme gösterdiği Birleşik Arap Emirlikleri olacak. Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez Bölgesi'nde ticaretimizin son dönemde en yüksek seyrettiği ülkedir. Bu rakamı iki ülkenin gerçek potansiyeline yaraşır bir seviyeye çıkarmak istiyoruz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne yapılacak ziyarete değinen Erdoğan, bu üç ülkeyi ziyaretinde, Türkiye'nin gurur kaynağı olan elektrikli otomobil TOGG'un, muhataplarına hediye olarak verileceğini anlattı.
Abu Dabi'deki temasların ardından Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 49. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenecek 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenlerine katılmak üzere Lefkoşa'ya geçeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ziyaretim vesilesiyle Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar ile bir araya gelerek, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerinin daha da güçlendirilmesi amacıyla atılacak adımları ele alacağız. Ercan Havalimanı'nın yeni terminal ve pistinin açılışını gerçekleştireceğiz." ifadesini kullandı.
"33 MİLYON TONDAN FAZLA TAHIL ÜRÜNÜ SEVK EDİLDİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmaların daha fazla yıkıma, gözyaşı ve drama yol açmaması için yoğun çaba harcadıklarını belirterek, "İlk günden itibaren 'savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz' diyoruz. Birinci yılına girmek üzere olduğumuz Karadeniz Girişimi, insani mülahazaların çatışma dinamiklerine galebe çaldığını ispatlayan bir projedir" değerlendirmesinde bulundu.
Bu girişimin önemli bir diplomatik başarı olarak şimdiden tarihe geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Girişim sayesinde dünya piyasalarına 33 milyon tondan fazla tahıl ürünü sevk edildi. Böylece gelir seviyesi düşük birçok ülkenin gıda krizine sürüklenmesinin önüne geçildi. Karadeniz Girişimi'nin devam etmesine atfettiğimiz önemi farklı vesilelerle dile getirdik. Bu amaçla diplomatik gayretlerimizi son günlerde yoğunlaştırdık. Girişimin bu noktaya gelmesine katkıda bulunan ilgili tüm taraflara tekrar teşekkür ediyorum. Bugün yapılan açıklamaya rağmen, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı dostum Putin'in bu insani köprünün devamını istediğine inanıyorum. Bu arada Dışişleri Bakanı, muhatabıyla görüşmelerini yapacak. Biz de seyahatten döner dönmez, Sayın Putin ile ben de görüşmelerimi yapacağım. Kendisiyle ağustos ayında ülkemizde bir araya geldiğimizde tüm bu hususları görüşme fırsatını da bulacağız. Ayrıca Rus tahıl ve gübresinin sevkinin önünün açılması noktasında nasıl hareket edebileceğimizi de istişare edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de bazı ormanlık alanlardaki yangınlara işaret ederek, şunları söyledi: "Dün itibarıyla ağırlıklı olarak gerek Muğla, gerek Mersin, gerek Çanakkale, bütün buralarda beş ayrı noktada yangınlar oldu ve bunlar büyük oranda kontrol altına alındı ve ben İçişleri Bakanımla, Orman Bakanımla görüşmelerimi yaptım. Onlar da yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Şu anda bütün gece görüşlü helikopterlerimiz, uçaklarımız hepsi yoğun çalışma içerisinde. Kontrol altına alma, soğutma, bu çalışmalarını devam ettiriyorlar. Tüm bunların yanında ayrıca Rusya ile görüşme yapıp onlardan özellikle yangın söndürme ile ilgili büyük gövdeli uçaklardan temin etme yoluna gideceğiz ve onlarla da bunu hallettiğimize inanıyorum ki bu yaz sezonu içerisinde bu işleri çok daha seri, çok daha yoğun halletme imkânına kavuşacağız. Bu düşüncelerle kritik bir dönemde yaptığımız ziyaretlerimizin, gerek ikili ilişkilerimiz gerek bölgesel istikrar bakımından hayırlara vesile olmasını diliyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
“6 ŞUBAT DEPREMLERİNDEN SONRA KÖRFEZ ÜLKELERİNDEN BÖLGEYE PEK ÇOK FARKLI YARDIM YAPILDI”
Bir gazetecinin, "Şu anda deprem bölgesinde hâlen yeni binaların inşaatı, altyapı çalışmaları devam ediyor. 6 Şubat depremlerinden sonra özellikle Körfez ülkelerinden bölgeye pek çok farklı yardım yapıldı. Yapacağınız Körfez turunda yeni yardım ve yatırımların da gündeme gelmesi bekleniyor mu?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle Katar'ın, çok ciddi konteyner desteği verdiğini aktardı.
Bu konteynerleri, deprem bölgelerine taksim ederek, buralara yerleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları paylaştı: "Şimdi de son olarak bir hafta öncesine göre bizde 80 bin çadır vardı, şimdi de bu 80 bin çadırı tamamen kaldırıp onların yerlerine de konteyner yerleştirme çalışmalarını inşallah başlatıyoruz. Bu konuyla ilgili gerek yerli gerek ithal, burada Kızılay’ımızı da devreye sokmak suretiyle inşallah tamamıyla çadırların yerlerine konteyner yerleştirelim diyoruz. Kalıcı konutların inşası bir taraftan devam ediyor, köy konutlarının inşası bir taraftan devam ediyor. Ama biz öyle de olsa böyle de olsa hiç olmazsa diyoruz, konteynerle çadırları değiştirelim, artık çadır bu bölgelerde kalmasın."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez ziyaretinin iki ana başlığının olduğunu aktararak, şöyle devam etti: "Bir, yatırımlar boyutu var, bir diğeri de finans boyutu ve her ikisinden de tabi umudumuz çok çok var. Oralarda yatırım söz konusu. Aynı zamanda ülkemizde yatırımlar söz konusu. Bu konuda gerek Cevdet Bey'in (Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz) gerek Mehmet Bey'in (Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek) birlikte yapmış olduğu ziyaretlerde bunun sinyallerini aldık. İnşallah bu yaptığımız ziyaret, bu sinyallerin devamı olacaktır. Bildiğiniz gibi Mehmet Bey şu anda Gürcistan'da Maliye ve Hazine Bakanları Toplantısı'na, Merkez Bankası Başkanı ile beraber katıldılar. Oradan Suud'daki katılıma veyahut da Katar'a kendisi de yetişecek. Orada beraber devam edeceğiz. Bu konularla ilgili olarak şu anda savunma sanayiinde bunun yanında altyapı, üstyapı yatırımlarında bu üç ülkeye, Türkiye'nin ciddi bir, inşallah yatırım imkânı olacak. Bu ziyaretlerimizde bunu görüyorum. Bunun yanında da bu ülkelerin Türkiye'den belli assetleri satın alma durumları da olacak. O bazı cambazların söylediği gibi 'yok BOTAŞ'ı satıyorlar, şu oluyor, bu oluyor'. Böyle bir şey yok. Biz neyin satılacağını neyin satılmayacağını çok iyi biliriz. 21 yıldır bu tecrübeyle hamdolsun bugünlere geldik. Bundan sonra da aynı tecrübeyle yolumuza devam edeceğiz."
"SURİYE'YLE KAPIYI KAPAMA GİBİ BİR DURUMUMUZ SÖZ KONUSU DEĞİL"
Bir gazetecinin, Tahıl Koridoru Anlaşması’na ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da tahıl koridoruyla ilgili çalışmaları yürüten bir heyetin bulunduğunu hatırlattı.
Bunların, şu an Millî Savunma Üniversitesi’nde bu çalışmayı birlikte yürüttüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat biz, bugün gerek Dışişleri Bakanım muhatabıyla bir görüşme yapacak ve bu görüşmeyle birlikte temenni ediyorum ki süratle bir mesafe alırız ve aralık vermeden yolumuza devam ederiz. Belki bu arada ağustosu beklemeden Sayın Putin'le de bir telefon görüşmesiyle adımlarımızı atarız" sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, Suriye'nin, Arap Birliği’ne döndüğünü vurgulayarak, Türkiye, Suriye, Rusya ve İran arasındaki dörtlü zirvelerin tekrar devam edip etmeyeceğini ve Suriye ile normalleşme sürecini sorması üzerine, şu cevabı verdi: "Bizim Suriye'yle kapıyı kapama gibi bir durumumuz söz konusu değil. Kapı açık, bu dörtlü zirvelerle ilgili de biz yine hem bu dörtlü zirveler yapılsın, ama biz Beşşar Esed ile görüşme noktasında kapalı değiliz, görüşürüz. Bütün mesele, onların bize yaklaşım tarzı önemli. Şu anda tabii Suriye'de Esed, maalesef Türkiye'nin Kuzey Suriye'den çıkmasını istiyor. Böyle bir şey olamaz. Çünkü biz orada terörle mücadele ediyoruz. Yani sınırlarımızda bu teröristler varken nasıl çıkarız? Devamlı oradan tehdit altında olan bir Türkiye var. Aynı ifadeyi farklı ülkelere kullanabiliyor mu? Kullanamıyor, onun için de adil yaklaşım arıyoruz. O adil yaklaşım olduktan sonra mesele yok, bunların hepsini aşarız."