Akşener’in eski danışmanı Dr.Hasan Sami Özvarinli’nin İYİ Parti’den istifa ederek AK Parti’ye geçmesi sonrasında 8’li Koalisyon’un ve iltisak içinde olduğu Batılı ülkelerin Başkan Erdoğan ve milli irade karşısında çifte seçimlerde aldıkları net ve kesin mağlubiyet karşısında CHP ve İYİ Parti başta olmak üzere siyasi partilerde yaşanan veya yaşanacak olan krizler ve verilen kritik bilgiler veya iddialar siyaset dünyasını şok etmişti. Özellikle Meral Akşener’in Cumhuriyet Halk Partisi’ni İmamoğlu kanalıyla bölerek ‘dizayn’ edeceği, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine Ekrem İmamoğlu’nu CHP’nin Genel Başkanlığı’na getireceğine yönelik iddia ve itiraflar bu kapsamda yer almıştı. Hasan Sami Özvarinli Ekrem İmamoğlu’nun Meral Akşener’in kırmızı çizgisi olduğunu altını çizerek açıklamıştı. Özvarinli tarafından ortaya atılan şok iddialar arasında “İYİ Parti lideri Akşener’in 24 Haziran’daki kongreye kendi anahtar listesi ile gireceği, kongrenin iki adaylı gerçekleşeceği, lakin Akşener ve çıkardığı blok listenin kongreyi alacağı, İYİ Parti kongresi tamamlandıktan sonra, Meral Akşener ve Buğra Kavuncu’nun Ekrem İmamoğlu üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi’ni dizayn etmeye çalışacağı” bulunuyor. İYİ Parti’yi gelecekte Buğra Kavuncu’ya bırakma stratejisi üzerinde mutabık kalan Meral Akşener, Cumhuriyet Halk Partisi’ne ise Ekrem İmamoğlu’nu Genel Başkan yapmak için mücadele edecek. Özvarinli’nin son açıklamaları da hakikaten skandal ötesi: “Süreç farklı gelişince bu sefer Ekrem İmamoğlu’nun Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı gündeme geldi. Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanlığı’nı alamaz ise aynı Meral Akşener’in MHP’de yaptığı gibi yapacak, o da Cumhuriyet Halk Partisi’ni bölecektir. Solda yeni bir parti kuracaktır bunun da tüm desteğini üst akıl ve Meral Akşener verecektir. İYİ Parti’de kurulacak olan bu yeni parti ile ittifak yapacaktır. Üst akıl hem sağda hem solda tamamiyle kendine ait partiler istemektedir. Ele geçiremedikleri
zaman yeni bir parti kurup böleceklerinden herkes emin olabilir.’’
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ülkemizde bir siyasi partinin diğer bir siyası parti tarafından dizayn edilmesi olayı bu güne kadar yaşanmamıştır sanırım. Ancak bu örnekte ABD’nin taşeronu olarak İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve ABD’nin ortak bir aday olarak destekledikleri İmamoğlu’nu CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturtmak için yaptıkları skandal iş birliği söz konusudur.
Kılıçdaroğlu liderliğindeki 8’li koalisyonun, 2023 çifte seçimlerinde gerek parlamento gerekse Cumhurbaşkanlığı 1 ve 2’inci tur seçimlerinde Başkan Erdoğan karşısında hezimete uğraması üzerine Kılıçdaroğlu’nun üstünün ABD tarafından çizildiği Rus güvenlik ve istihbarat makamlarına yakın Telegram TV kanalı tarafından yayınlanan bir analizde iddia edildi. Aynı analizde ABD’nin, Kılıçdaroğlu’nun yerine yeni lider adayı olarak Ekrem İmamoğlu’nu öne süreceği de güvenilir iddialar arasındaydı.
Partideki il başkanları ve eski milletvekilleri de “İmamoğlu açıktan bir çıkış yapmadığı için tartışılamıyor” değerlendirilmesi yapıyor. Parti içinde İmamoğlu’ndan bir hareket bekleyen isimler, “İmamoğlu, bir yandan da siyasi yasak ve belediyeyi kaybetme arasında sıkışmış durumda. Bu noktada delegenin vereceği karara bakılacak. Ama karar, zor bir karar. Bir değişim beklentisi var bir de yasal engeller var. CHP delegesi de karar verirken bunların hepsini düşünecek kadar bilinçlidir” yorumunu yapıyor. Seçimlerin ardından yaptığı ‘değişim’ çağrısıyla dikkat çeken İBB Başkanı İmamoğlu, talebini yineledi. CHP’nin MYK’deki görevlendirmelerine atıf yapan ve “Değişimin bir kurul, heyet değişimiyle olmayacağının farkındayız. Değişim talebini en güçlü şekilde ifade etmeye devam ediyorum. Değişimi toplum istiyor, kulağını buna tıkayarak yol yürümek olmaz” çıkışı İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu yönetimine karşı “bayrak açması” olarak görülüyor. Ancak CHP’de şu andaki hava, Kılıçdaroğlu istemedikçe kurultayda genel başkan değişimi olmayacağı yönünde.
Konuşmasının ardından bir basın mensubunun “Sayın Kılıçdaroğlu ile Ankara’da görüştünüz, daha sonra geçtiğimiz günlerde bir görüşmeniz daha oldu. Sizin ‘Bu değişim sürecine liderlik etmekte gönüllüyüm’ dediğiniz konuşuluyor. Bu değişime liderlik etme konusunda ‘ben varım’ diyor musunuz? sorusuna İmamoğlu şu yanıtı verdi: “Elbetteki tüm duygu ve düşüncelerimi geniş kapsamlı şekilde kendisi ile paylaştım İdeallerim uğruna her hususta görev almaktan asla çekinmem, çekinmedim. Demokrasinin bir neferi olmaya devam edeceğim. Süreci takip ediyorum.”
MYK’da kongre takvimi belirlendi ancak 38. Olağan Kurultay’ın ne zaman toplanacağı ilan edilmedi.
CHP’nin açıkladığı takvime göre kongre süreci, il kongrelerinin tamamlanması ile 15 Ekim’de sona erecek. CHP’de kurultayın Ekim sonu veya Kasım ayı ortalarında yapılması bekleniyordu.
Ancak, parti içinde, kongre süreçlerinde oluşacak tabloya göre Mart 2024’de yapılacak yerel seçim sonrasına ertelenme olasılığı da ciddi olarak dillendiriliyor. CHP tüzüğüne göre kongre takvimini MYK belirlemekle birlikte büyük kurultayın toplanacağı yer, gün ve saati belirleme yetkisi Parti Meclisi’ne ait. O nedenle şimdiden kesin kurultay tarihi açıklanması beklenmiyor. Kılıçdaroğlu’nun olağan Kurultay’ın tarihini uzatmaktaki asıl maksadı istifa cenderesi ve baskısını körelterek kurultaya daha soğukkanlı ve kazanacak bir motivasyonla katılmak! Zor ama imkansız da değil!