Muhteşem bir zafer. Sadece Erdoğan kazanmadı. Türkiye kazandı, millet kazandı, sağduyu kazandı. Umut kazandı. Birlik, beraberlik kazandı. Bağımsızlık kazandı. Hürriyet kazandı. Bugünle birlikte gelecek kazandı. Filistin kazandı. Azerbaycan, Karabağ kazandı. Mazlum Suriyeli kazandı. Yoksul Afgan kazandı. Merhum Menderes’in mücadelesi kazandı. Şehit Eren Bülbül’ün, Şehit Yasin Börü’nün annesi kazandı. Erol Olçok’un, Halil Kantarcı’nın hatırası kazandı. Sen, ben, o kazandı. Hepimiz kazandık.
FETÖ kaybetti, PKK kaybetti, onların patronu ABD kaybetti. Siyaset mühendisliği kaybetti. Fırıldak gibi dönen ilkesizler kaybetti. Üç tane oy için her türlü maskeyi takanlar, her boyaya girenler, girdiği kabın şeklini alanlar kaybetti. Irkçı faşistler kaybetti. Katliamdan kaçıp Türkiye’ye sığınan mülteci üzerinden alçakça istismar siyaseti yapan alçaklar kaybetti. Vicdanını kaybetmişler kaybetti. Kalbi kararmışlar kaybetti. Halka düşman olanlar, toprağına yabancı olanlar kaybetti. Üç kuruşluk makam ve ikbal için ilkelerini satanlar kaybetti. Küçük hesapları için intikam peşinde koşanlar kaybetti. Dönekler kaybetti. Depremzedeye hakaret edenler kaybetti. Mezhep taassubuyla ayrımcılık yapanlar kaybetti…
Her seçimden sonra gerilim düşer. Seçim sürecinde kullanılan sözler, ifadeler unutulur. AK Parti ve Erdoğan geleneğidir: Balkona çıkılır, kucaklayıcı, kuşatıcı konuşmalar yapılır. Her seçim gecesi bir helalleşme gecesidir.
Dün gece de öyle oldu. Erdoğan milletine seslendi. Kazananın Türkiye olduğunu söyledi. Ortamı yumuşattı. Gerilimi düşürdü. Her seçim gecesi olduğu gibi yeni bir sayfa açtı.
Ancak durun bir dakika!
Elbette helalleşeceğiz, elbette gerilimi düşüreceğiz. Elbette seçim sürecinde söylenen sözlere bu aşamadan sonra toleransla yaklaşacağız. Hatta kaybedenlere suhuletle, sükûnetle yaklaşacak, kendilerini iyi hissetmeleri için sevincimizden, coşkumuzdan, heyecanımızdan kısacağız. Zaferimizi, kibirden uzak, tevazu ile, kaybedenleri incitmeden kutlayacağız.
Ama.
Çok ama çok zor bir seçimi geride bıraktık. Çok gerildik, çok daraldık. Acaba Erdoğan kaybedecek mi diyerek çok stresli anlar yaşadık. Muhalefetin tavrı, kullandığı araçlar, ilkesiz ve sınırsız şekilde attığı iftiralar, yalanlar, terör örgütleriyle işbirliği ve daha nice çirkin saldırı karşısında zaman zaman ümitsizliğe de kapıldık. Erdoğan kaybettiğinde Türkiye’nin nasıl bir sürece gireceğini görebiliyorduk. Ülkenin nasıl uçurumun kenarında olduğunu hissediyor, üzerine titrediğimiz Türkiye’nin gireceği kaostan dolayı tedirgin oluyorduk. PKK’nın sevinmesi, FETÖ’cülerin uçak bileti, seyahat bavulu fotoları paylaşması, Avrupa medyasında Türkiye düşmanlığı, hapisteki teröristlerin çıkma umudu, sözüm ona sanatçıların, şarlatanların destek mesajları ve daha nice psikolojik saldırı, algı operasyonu karşısında çok rahatsız olduk.
İşte onun için, helalleşecek ama bazı şeyleri unutmayacağız.
Unutursak, 5 yıl sonra çok acı bir tabloyla karşılaşacağımız açıktır. Helalleşmeye evet, Türkiye düşmanlarına hayır!
28 Mayıs seçimleri ülkemize, milletimize, insanlığa hayırlı olsun. Erdoğan ve ekibinin yolu her daim açık olsun.