HDPKK, FETÖ muhibbi 7’li masanın ve küreselcilerin Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu bu kez haddini aştı. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’ye kaçak giren Afgan göçmenler hakkında askere, “Sınırda görevinizi yapın, kimseyi dinlemeyin” şeklindeki iftira çağrısı MSB Akar ve sosyal medyada büyük tepkilere neden oldu. Kılıçdaroğlu’nun özellikle sınırda kahramanca görev yapan Mehmetçiklerimize kaçak Afganlıların sınırdan geçmesine göz yumdukları iftirasını atarken diğer taraftan askerlere ‘’Vatan hepimizin hudut ta hepimizin namusu. Sınırda görevinizi yapın ‘kimseyi dinlemeyin’ yönündeki açıklamaları ile Mehmetçiğe bu konuda kanunsuz emir verildiği savı’yla üst düzey askerlerimizi ve iktidarı da hedef almaktadır. Kılıçdaroğlu’nun bu hukuksuz mesnetsiz bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratma imajını ve emir komuta zincirini bozmaya ve sarsmaya yönelik psikolojik harp söylemi bu asparagas haberlerin kaynağı şüphesiz Kılıçdaroğlu’nun içli dışlı olduğu HDPKK ve FETÖ terör örgütlerini sevk ve idare eden kullanan Küreselci devletlerin istihbarat birimleridir.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Afgan kaçakların ülkemize aktığının haberleri geliyor” diyen Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na verdiği yanıtta, “Bu konular herhangi bir şekilde günlük siyasete karıştırılmamalı. Herkes sorumlu davranmalı” ifadelerini kullandı. Bakan Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik sıralı amir ve komutanlarının emir komutasında 7 gün 24 saat, en ileri teknolojiyi kullanmak suretiyle hudutlarımızın güvenliğini sağlamak için büyük bir azimle, kararlılıkla ve fedakarlıkla çalışmalarını sürdürüyor. Mehmetçik, herhangi bir şekilde hudutlarımızdan yasa dışı geçişe asla müsaade ve müsamaha etmemektedir” diye konuştu.
14 Mayıs’ta Türkiye’nin kaderini belirleyecek seçim öncesi tarihi mesajlar veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugünkü açıklamalarında Atatürk’ün partisi CHP’nin nasıl PKK’nın güdümüne girdiğini gözler önüne seriyor.
CHP’nin istikameti Kandil’e açılıyor. İYİ Parti’nin pusulası Kandil ve Pensilvanya’yı gösteriyor. Cumhuriyet’i kuran partiden Cumhuriyet’i yıkmaya azmetmiş bir partiye sinirleri ve sabırları zorlaya zorlaya taşıyan Kılıçdaroğlu ve yönetimidir. CHP’yi Kandil’in mağara deliklerine İP’le bağladılar. Bağlayanlar Türk ve Türkiye düşmanları, buna boyun eğenler CHP’nin bugünkü çürümüş yönetimi. PKK’lı Sabri Ok, “PKK’nın altılı masaya verdiği desteğin normal olduğunu” ileri sürüyor. Çünkü masanın altındaki gizli ortaklardan birisi de PKK’dır.
PKK’lı terörist Murat Karayılan, “14 Mayıs’ta sadece Cumhurbaşkanı değil, sistem de değişecek” diyor. Kuşkusuz halt ediyor. Saklandığı inden bakınca Türkiye’yi kendi gibi görüyor.
Bir başka terörist Duran Kalkan, CHP’ye, İYİ Parti’ye her türlü desteği vereceğiz, diyor.
Yine bir diğer PKK’lı terörist Bese Hozat aynen şunu söylüyor:
“Biz HDP’nin Millet İttifakı’nı destekleme tutumunu değerli, önemli ve anlamlı buluyoruz. Seçim süreciyle birlikte güçlü bir mücadele yürütülürse bu faşist iktidar 14 Mayıs’ta yıkılacaktır.”
Terörist Sırrı Sakık durur mu, o da bu aralar nefretini kusuyor. Geçen günlerde şöyle konuşmuş:
“Biz üç-beş bakanlık pazarlığı peşinde değiliz. Biz bu sistemi değiştireceğiz. Bizim küçük hesaplarımız yok, 100 yıllık Cumhuriyet’i değiştireceğiz.”
PKK’lıların bu çıkışlarına karşılık ne CHP’den ne de İYİ Parti’den hiçbir itiraz gelmedi. Rahatsız olmadılar. CHP ve İYİ Partinin PKK’yla ve HDP’yle birlikteliği tescillendi.
Deli saçması bir beklenti. Kukla Cumhurbaşkanı adayıyla sayısı her gün artan muhtemel Cumhurbaşkanı Yardımcıları siyaseti kirletiyor. Kılıçdaroğlu ne dediğini bilmiyor. Terörist Demirtaş’ı, Soros’cu casus Kavala’yı, KHK’lıları serbest bırakacağım diyor.
Hukukun üstünlüğü amir ve amil iken bir siyasetçi böyle bir şeyi nasıl söyler? Adalet bunun neresinde?
Suçluları affetmek ancak despotik ve otokratik yönetimlere has bir çarpıklıktır. Kılıçdaroğlu demokrasiye ve hukuka cephe almıştır.
HDP’nin çatısı altında seçime girecek olan Yeşil Sol Parti, ‘Öcalan canisine özgürlük’, ‘askeri operasyonları durdurma’, ‘çok dilli anayasa’ vaatlerinde bulundu. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ve İyi Partiden çıt çıkmadı. Bu suskunluk ikrar değil mi? Bu suskunluk onay değil mi? Kimi kandırıyorlar?
Dahası var: KHK’lar ve OHAL Komisyonu kararları tüm sonuçlarıyla birlikte iptal edilecekmiş. Yani PKK’lılar ve FETÖ’cüler serbest kalacakmış.
Bunlar kendilerini ne sanıyor? Kılıçdaroğlu’nun asıl ve potansiyel hedefleri de bunlardır. Bu itibarla zillet ittifakı bir beka sorunudur. Milli güvenlik tehdididir. Milli birlik ve kardeşliğimize, iç huzur ve barış ortamımıza kurulmuş kanlı ve kalleş bir pusudur.