9 Nisan akşamı muhalefet birbirine girecek. Aday listeleri Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edildiğinde muhalif cephede büyük bir kavga çıkma potansiyeli çok yüksek. Sebeplerin başında diğer küçük partilerin milletvekili sayıları geliyor. Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamasıyla birlikte artık diğerlerine çok da fazla ihtiyacı kalmadı, daha önce verilen sözlerin ne kadarı gerçekleşecek bunu zaman gösterecek…
Üç küçük partinin hepsinin 40-50 bandında vekil istediği, Kılıçdaroğlu’nun ise her birine “10’ar vekil veririm” dediği konuşuluyor. Böyle yaptığında bile 30 vekil CHP dışındaki partilere gidiyor. Bu da ortalama her 5 CHP vekilinden birinin yerine diğerlerinin gelmesi anlamına geliyor. CHP’nin seçilecek yerlerdeki vekillerin beşte birini diğer partilere vermesinin CHP içinde kavga çıkartmama ihtimali yok. Böyle bir durumda Kılıçdaroğlu kendi adaylığını zorlamak için CHP vekilliğini pazarlamış oldu.
Kılıçdaroğlu’nu seccadeye ayakla basması meselesi tartışılırken en çok gazeteci Nevşin Mengü’nün yorumları ilgimi çekti. “İslam nedir, ne değildir?” konusunda açıklama yapan Nevşin Mengü’den bir anda “Allahuteala’nın emri” gibi sözler duymak sadece beni değil herkesi şaşırttı. “İslam’da tek kutsal olan şey insanın Allahuteala ile ilişkisidir. İslam aklı soyuttan somuta doğru çalışır. Hz. Muhammed’i devrimci yapan da odur” gibi yorumları dikkat çekiciydi. Ramazan Ramazan hepimize mucize gibi gelen “Rabbim sen nelere kâdirsin” dedirten bu cümlelerin içeriği konusunda yorumda bulunmayacağım.
CHP-HDP ittifakının boyutlarını dışardan kestiremiyoruz. Sırrı Sakık yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak özetle, “Hem bizim oylarımızı isteyip hem de ittifak yapmıyormuş gibi yapıyorsunuz, kapalı kapılar ardında söylediklerinizi kamuoyu ile paylaşın” dedi. Verilen sözler arasında Öcalan dâhil cezaevindeki “arkadaşlar“ için genel af ve yurtdışında olanların geri dönmesi var mı? HDP’nin oyuna muhtaç olan Millet İttifakı’nın HDP’ye verdiği sözleri kamuoyu bilmek zorunda.
Seçim arifesinde en çok tartıştığımız konu ekonomi, adeta fiyatların hafızası bozuldu. Böyle bir durumda 2023 sonrası ekonomi için AK Parti’nin vaatleri genel ve özel pek çok adımı kapsıyor: Daha tutarlı hale getirilen bir para politikasıyla, kuru dengede tutmak, bütçe disiplininden vazgeçmemek, istikrar ve güven paketi oluşturmak birincil hedefler arasında yer alıyor.
2023 sonrası ekonomik paketlerde en büyük amaç öngörülebilirlik yaratmak ve kendini tamir eden bir ekonomi modelini güçlendirmek. Dünyanın süper güçleri değişirken, ekonomik dengeler de değişiyor. Bu değişimin girdabına kapılmadan, ekonomiyi ve ülkeyi ayakta tutmak için güçlü, hızla karar alabilen hükümetlere ihtiyaç var. Toplumu ikna gücü yüksek bir liderlere de… Krizleri savuşturabilmek için bir dönüm noktasındayız. Dünyada ekonomik sistem öngörülemez gelişmelerle karşı karşıyayken Türkiye’yi güvenli ve güçlü tutmak zorundayız!
Ufkun kırılması, nihilizm, popülizm, bu çağı analiz eden siyaset bilimcilerin toplumların içinde bulunduğu ruh halini anlamlandırmak için başvurdukları kavramlar. Etrafımıza baktığımızda da bunların karşılığını görüyoruz. Böyle bir ruh hali içindeki insanlarla iletişim dili kurmak ise çok zor. Beni Z kuşağının dili değil de bunların dili daha çok zorluyor. Bu ruh halindeki insanlarla iletişim kurulamıyor.