Siyonist terör devleti İsrail, 137 gündür dünyanın gözü önünde, canlı yayında çocuk ve kadın öldürüyor. 15 bin çocuk, 10 bin kadın, terörist İsrail’in soykırım politikası kapsamında öldürüldü. Dünya tarihinde örneği olmayan bir vahşet yaşanıyor Gazze’de.
Adını bilmediğimiz, yasaklı mühimmatla katledilen insan sayısı 30 bine dayandı. Bunlar resmi rakamlar. Ulaşılamayan, kayıp olanların sayınını bilmiyoruz. Siyonist teröristler, hareket eden her canlıyı hedef alıyor. Kendi esirlerini bile öldüren bir canilikle karşı karşıyayız.
İki milyon insan -ki, büyük çoğunluğu çocuk ve kadın-, açlıkla karşı karşıya... ABD başta olmak üzere, insanlık düşmanı devletlerin desteğini alan İsrail, açlığı silah olarak kullanıyor. Bebeklerin ve çocukların açlıktan ölmesi için yardım tırlarını vuruyor.
İsrail’in sapkın bir inanç motivasyonuyla hareket ederek, bu soykırımı yaptığını biliyoruz. Aynı şekilde katliama destek verenlerin de bir başka sapkın inançla bunu yaptıklarını biliyoruz. İsrail, IŞİD’in devletleşmiş halidir.
YAHUDİ OLMAYAN HER CANLININ ÖLDÜRÜLMESİNİ İSTEMEK!
İsrail, IŞİD’den daha tehlikeli bir örgüttür. IŞİD sapkın bir din anlayışının ürünüdür. İsrail ise hem sapkın bir din anlayışının ürünü hem de ırkçı bir örgüttür. Yahudi olmayanı ‘insanımsı hayvan’ gören insanlık dışı ırkçı yaratıklar İsrail’i yönetiyor.
İsrail’in Başbakanı, ‘Amelek’ talimatıyla, Yahudi olmayan her canlının öldürülmesini emrediyor. Savunma Bakanı, ‘İnsanımsı hayvan’ diyor. Bir başka bakanları, “ölümden daha acı veren bir şey” bulmaları gerektiğini dillendiriyor. Caniliklerini beyan eden yüzlerce örnek var.
İsrail’e destek veren diğer sapkın inancın en çarpıcı örneği, yakın zamanda Kudüs’ü ziyaret eden Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei’nin açıklamalarıdır. Milei’ye göre, “Mesih›i getirmek için” İslâm’ın üçüncü kutsal mekânı Mescid-i Aksa’nın yıkılması gerekir.
Eski CIA Başkanı ve eski ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da, “Evanjelik bir Hıristiyan olarak İncil okumalarıma dayanarak söyleyebilirim ki, birçok kişi inkâr etse de o topraklar 3 bin yıldır Yahudilerin meşru evi” diyor.
Bu sapkınlıkların yanı sıra insanlığı bekleyen daha büyük bir tehlike var. Yahudiler aynı zamanda ırkçı bir topluluktur. Irkçılıkları nedeniyle başka milletlerle karışmadılar. Bu nedenle çok ciddi genetik hastalıklarla karşı karşıyalar.
Irkçılığın getirdiği genetik hastalıklardan kurtulmak için Yahudilerin, gayriahlâkî işlemlerin serbest olduğu ülkelerde çok ciddi sağlık yatırımları var. Balkanlar’da ve Kıbrıs’ta Yahudiler, insan genleriyle oynayabilmek için gayrimeşru sağlık araştırmaları yapıyor.
İNSAN GÖRÜNÜMLÜ YARATIKLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Yahudi bilim adamları bu ülkelerde yaptıkları deneylerle genetik hastalıkların yoğun görüldüğü toplumlarına çözüm geliştiriyor. Kimi iddialara göre, Yahudi nüfusunu artırmak ve sağlıklı bebeklerin dünyaya gelmesi için genlere müdahale ediliyor. Taşıyıcı anneler kiralanıyor. Taşıyıcı annelerin çocukları bugün İsrail’de katliam yapıyor.
Gen teknolojisi sayesinde genetik yapılarıyla oynanan köpek cinsleri hepimizin malumu. Pitbull’lar, laboratuvar müdahalesiyle üretilen canavarlardır.
Yahudi bilim adamları da soylarını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmek için söz konusu gen teknolojisini yasa dışı ve gayrimeşru müdahalelerin yapılabildiği ülkelerde tıpkı Pitbull gibi insan yetiştiriyor.
Irkçı ve dinci bir Yahudi terörünün yanında insan görünümlü Pitbull’vari yaratıklarla karşı karşıyayız.