Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem], ramazanda fakirleri doyurmaya, oruçlulara iftar ettirmeye çok önem vermiştir. Bizzat kendileri ilimle meşgul olan ashâb-ı Suffe’yi doyurabilmek ve ihtiyaçlarını giderebilmek için âdeta çırpınmışlardır. Yokluk zamanlarından birinde sahâbe-i kirâm, Suffe ashabını birer-ikişer evlerine götürerek iftar ettirirlerdi. Ashâb-ı Suffe’den bir grubu iftar ettiren olmamıştı. O akşam aç yatmışlardı. Ertesi günü de götüren olmayınca Suffe ashabı Allah Resûlü’ne müracaat etmişlerdi. Allah Resûlü annelerimizin her birine haber göndermiş, fakat onlar da yiyecek bir şey olmadığını yeminle beyan ettiler. Bunun üzerine ashâb-ı Suffe’yi etrafına toplayan Allah Resûlü, mübarek ellerini açarak şöyle dua buyurdu: “Allahım, senin fazlından ve rahmetinden istiyorum. Rahmet senindir, senden başka kimsenin değildir.” O daha duasını yeni bitirmişti ki elinde kızarmış koyun ve ekmekle biri çıkagelmişti. Suffe ashabını doyuran Allah Resûlü, “Biz Allah’ın lutuf ve rahmetini istemiştik. Lutfunu ihsan etti. Rahmetini ise öbür dünyaya bıraktı” buyurdu.