SUÇLULARI TOPLUMA KAZANDIRMAK
Asıl olan, toplumlarda; suça iten sebepleri iyi irdeleyerek, suçun işlenmesine zemin hazırlayan sebepleri ortadan kaldırmaktır. Böylece toplumun, suç işleme eğiliminde azalma olur. Suç işlendikten sonra; ceza uygulaması ise; farklı bir şeydir. Önemli olan toplumlarda, suç işleme oranını azaltmaktır.
Bazen, o kadar suça itecek sebep ortada durmaktadır ki; insanımız kendini koruma konusunda, aciz kalmaktadır. Bağımlılık yapan uyuşturucu kullanma, rol modelleri örnek alarak; onlar gibi yaşama, özentileri; suça teşvik etmektedir. Kontrolsüz TV yayınlarını da; eklemek gerekir.
Bütün bunlara rağmen, suç işlemiş bir insan var ise; O, insanı tekrar topluma kazandırmak, önemli bir durumdur. Hem resmi yetkililere, hem toplumdaki diğer insanlara, önemli görevler düşmektedir. İnsanı kazanmak, hedefimiz olmalıdır.
Gelişmiş tüm toplumların, Tarihte medeniyet kurmuş büyük toplulukların yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi de; toplumda suç işleyen insanları, yapacakları çalışmalarla; tekrar topluma kazandırma çabasıdır. Bu çaba ve çalışmalar ister suçlu gözetim altında iken olsun, isterse cezası bitip serbest kaldıktan sonra olsun. Hedef onu yararlı bir insan olarak topluma kazandırmaktır. Bu amaçlı çalışmalar Ülkemizde de yapılmaktadır. Yeterli değildir.
Yapılan bu çalışmalar doğrultusunda, hem cezaevlerine, hem de suçluları topluma kazandırma çalışmalarının yapıldığı yerlerde; görev alması için İmam atanması, söz konusu olmuştu. Şu an o çalışmalar, umarım meyvesini verir. Amaç manevi eğitimine katkı sağlamak, moral ve motivasyon takviyesi yapmaktır. O, zaman Ulusal basından birileri; hemen ayağa kalktılar, imam olayını hem alaya aldılar. Hem de ne işi var cinsinden itirazda bulundular. Bu mantığı anlamak mümkün değil. Her alanda örnek almaya çalıştıkları, Batı Devletlerinin tamamında; bu uygulama yapılmaktadır. Amaç o insanların topluma kazandırılması ise, böyle çalışmalar yapmanın ne zararı vardır. Hem psikolojik destek verilip, hem de insanlara inançlarının gereğini hatırlatmak suç oranını mı artırıyor ki; itiraz ediyorsunuz. Bu mantığı anlamak mümkün değildir.
Ortada var olan gerçekler göstermektedir ki; suçlularımız yeteri kadar manevi destek göremediklerinden belki de; serbest kaldıkları zaman tekrar aynı veya benzeri suçları işlemektedirler. Bunun az da olsa önüne geçme çabalarını destekliyorum. Hem böyle çalışmalar yapmanın kime ne zararı var? Bir de bazen hukuk sistemimizde var olan açıklardan, çeşitli aflardan yararlanarak serbest kalan insanlarımız; içeride hiçbir manevi destek , görmedikleri için suç işleme olayına devam etmektedirler. İşte en son işlenen kadın cinayetinde suçu işleyen kişi seneler öncesinde yararlandığı bir af olayından istifade ederek salıverilmiş, birisi imiş. Bu tür olayların olmaması için; insanlara Manevi destek olmanın, psikolojik rehberlik yapmanın ne zararı olabilir. Her şeye karşı olan zihniyetin bunu anlaması gerekir. Sonuçta İmam bir Din adamıdır. Devletin görevlendirdiği bir kişidir. Mahkumlara böyle bir hizmetin verilmesini destekliyoruz. İnsanın ne zaman nerede, nasıl hangi şeylerle karşılaşacağını ALLAH bilir. Ben suç işlemeyeceğim, diye bir kural yoktur. İşte bu olaya, her alanda insana hizmet etmek mantığı ile bakarsanız; böyle bir işi de gerçekleştirmek insana hizmettir, diye yorumlayabilirsiniz. Mesele o kadar basittir.
ABD nüfusunun yaklaşık sekizde biri zenci iken; hapishanelerde, yatan suçlu sayısının dörtte biri zencilerden oluşmaktadır. Bu mahkumlar arasında yapılan araştırmalarda; İslam dinine ilgi giderek artmaktadır. O halde, bizim insanımızın, eldeki mevcut imkanlara göre; Dini bilgiler almasının, sakıncası nedir? Sonuçta onlar da; bir insandır. Olaya böyle bakmak gerekir.
İnsanımızı daha fazla eğiterek, topluma kazandırma, çalışmalarının; her alanda devam etmesinden yanayım. Hayata atıldıktan sonra onların yalnızlık hissetmemesi adına; ister iş sahasında olsun, isterse her alanda olsun, onlara destek olmak, onları hayata kazandıracaktır. Bundan daha güzel ne olabilir, olayı bir de bu açıdan değerlendirmekte fayda vardır, sanırım. Sonuçta onlar da bu Toplumun birer parçasıdır. Kimisinin kardeşi, kimisinin babası, kimisinin çocuğu… Kısacası onların da bir parçaları dışarıda normal hayatlarını devam ettirmektedirler. Bunun böyle bilinmesi gerekir.
Cezasını çeken bir eski mahkumun, mahkumiyetten dolayı üzerinde taşıdığı tüm noksanlıklar, eziklikler, tamamen silinmelidir. İş hayatında bunlara yer verilmesini, yürekten destekliyorum. Özel işletmelerin de; bu konuda gereken özeni göstermelerini bekliyorum.
İdeal toplumlar, suç işleme oranının en aza indiği toplumlardır. Medeniyet tarihimiz, bunun örnekleri ile, doludur.
SUÇLULARI TOPLUMA KAZANDIRMAK
SUÇLULARI TOPLUMA KAZANDIRMAK Asıl olan, toplumlarda; suça iten sebepleri iyi irdeleyerek, suçun işlenmesine zemin hazırlayan sebepleri ortadan kaldırmaktır. Böylece toplumun, suç işleme eğiliminde azalma olur. Suç işlendikten sonra; ceza uygulaması ise; farklı bir şeydir. Önemli olan toplumlarda, suç işleme oranını azaltmaktır. Bazen, o kadar suça itecek sebep ortada durmaktadır ki; insanımız kendini koruma konusunda, aciz kalmaktadır. Bağımlılık yapan uyuşturucu kullanma, rol modelleri örnek alarak; onlar gibi yaşama, özentileri; suça teşvik etmektedir. Kontrolsüz TV yayınlarını da; eklemek gerekir. Bütün bunlara rağmen, suç işlemiş bir insan var ise; O, insanı tekrar topluma kazandırmak, önemli bir durumdur. Hem resmi yetkililere, hem toplumdaki diğer insanlara, önemli görevler düşmektedir. İnsanı kazanmak, hedefimiz olmalıdır. Gelişmiş tüm toplumların, Tarihte medeniyet kurmuş büyük toplulukların yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi de; toplumda suç işleyen insanları, yapacakları çalışmalarla; tekrar topluma kazandırma çabasıdır. Bu çaba ve çalışmalar ister suçlu gözetim altında iken olsun, isterse cezası bitip serbest kaldıktan sonra olsun. Hedef onu yararlı bir insan olarak topluma kazandırmaktır. Bu amaçlı çalışmalar Ülkemizde de yapılmaktadır. Yeterli değildir. Yapılan bu çalışmalar doğrultusunda, hem cezaevlerine, hem de suçluları topluma kazandırma çalışmalarının yapıldığı yerlerde; görev alması için İmam atanması, söz konusu olmuştu. Şu an o çalışmalar, umarım meyvesini verir. Amaç manevi eğitimine katkı sağlamak, moral ve motivasyon takviyesi yapmaktır. O, zaman Ulusal basından birileri; hemen ayağa kalktılar, imam olayını hem alaya aldılar. Hem de ne işi var cinsinden itirazda bulundular. Bu mantığı anlamak mümkün değil. Her alanda örnek almaya çalıştıkları, Batı Devletlerinin tamamında; bu uygulama yapılmaktadır. Amaç o insanların topluma kazandırılması ise, böyle çalışmalar yapmanın ne zararı vardır. Hem psikolojik destek verilip, hem de insanlara inançlarının gereğini hatırlatmak suç oranını mı artırıyor ki; itiraz ediyorsunuz. Bu mantığı anlamak mümkün değildir. Ortada var olan gerçekler göstermektedir ki; suçlularımız yeteri kadar manevi destek göremediklerinden belki de; serbest kaldıkları zaman tekrar aynı veya benzeri suçları işlemektedirler. Bunun az da olsa önüne geçme çabalarını destekliyorum. Hem böyle çalışmalar yapmanın kime ne zararı var? Bir de bazen hukuk sistemimizde var olan açıklardan, çeşitli aflardan yararlanarak serbest kalan insanlarımız; içeride hiçbir manevi destek , görmedikleri için suç işleme olayına devam etmektedirler. İşte en son işlenen kadın cinayetinde suçu işleyen kişi seneler öncesinde yararlandığı bir af olayından istifade ederek salıverilmiş, birisi imiş. Bu tür olayların olmaması için; insanlara Manevi destek olmanın, psikolojik rehberlik yapmanın ne zararı olabilir. Her şeye karşı olan zihniyetin bunu anlaması gerekir. Sonuçta İmam bir Din adamıdır. Devletin görevlendirdiği bir kişidir. Mahkumlara böyle bir hizmetin verilmesini destekliyoruz. İnsanın ne zaman nerede, nasıl hangi şeylerle karşılaşacağını ALLAH bilir. Ben suç işlemeyeceğim, diye bir kural yoktur. İşte bu olaya, her alanda insana hizmet etmek mantığı ile bakarsanız; böyle bir işi de gerçekleştirmek insana hizmettir, diye yorumlayabilirsiniz. Mesele o kadar basittir. ABD nüfusunun yaklaşık sekizde biri zenci iken; hapishanelerde, yatan suçlu sayısının dörtte biri zencilerden oluşmaktadır. Bu mahkumlar arasında yapılan araştırmalarda; İslam dinine ilgi giderek artmaktadır. O halde, bizim insanımızın, eldeki mevcut imkanlara göre; Dini bilgiler almasının, sakıncası nedir? Sonuçta onlar da; bir insandır. Olaya böyle bakmak gerekir. İnsanımızı daha fazla eğiterek, topluma kazandırma, çalışmalarının; her alanda devam etmesinden yanayım. Hayata atıldıktan sonra onların yalnızlık hissetmemesi adına; ister iş sahasında olsun, isterse her alanda olsun, onlara destek olmak, onları hayata kazandıracaktır. Bundan daha güzel ne olabilir, olayı bir de bu açıdan değerlendirmekte fayda vardır, sanırım. Sonuçta onlar da bu Toplumun birer parçasıdır. Kimisinin kardeşi, kimisinin babası, kimisinin çocuğu… Kısacası onların da bir parçaları dışarıda normal hayatlarını devam ettirmektedirler. Bunun böyle bilinmesi gerekir. Cezasını çeken bir eski mahkumun, mahkumiyetten dolayı üzerinde taşıdığı tüm noksanlıklar, eziklikler, tamamen silinmelidir. İş hayatında bunlara yer verilmesini, yürekten destekliyorum. Özel işletmelerin de; bu konuda gereken özeni göstermelerini bekliyorum. İdeal toplumlar, suç işleme oranının en aza indiği toplumlardır. Medeniyet tarihimiz, bunun örnekleri ile, doludur.
Ekleme
Tarihi: 08 Mayıs 2017 - Pazartesi
SUÇLULARI TOPLUMA KAZANDIRMAK
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.