DOSTLAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER
Nitekim Peygamber Efendimiz (sas), hutbelerinde, "Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur; ahde vefa göstermeyenin ise dini yoktur." buyurmuştur.
İnsanlar arasındaki ilişkilerin başında vefalı olmak gerekir. İnsan hayatında vefa kavramının pek de uygulanabilir, bir kavram olarak karşımıza çıktığını göremiyoruz. Çünkü, insanlar çabuk unutur. Bazen hafızasını kendisi; kendi, kendine kaybetmek ister. Kimi zamanları, kimi şahısları hafızasında tutmak istemez. O insanları sırtında bir yük olarak görür. Her ne kadar o insanlarla geçmişte, çok fazlaca sıcak ilişkiler içerisinde bulunsa da artık; o insanlarla olmayı, görünmeyi, anılmayı istemez. Bir nevi kendi geçmişini siler, ya da inkar eder. Üzülerek ifade edelim ki; günlük hayat bunun olumsuz örnekleri ile doludur. İnsanları yok sayarak, kimi zaman kardeşi gibi görerek bağlandığı insanları; dışlayarak, bir yerlere gelmek isteyen insanlar, aslında kendileri bir şeyleri kaybetmektedirler. Acı gerçek bir gün ortaya çıkacaktır. Ancak, o gün çok geç olabilir…
İnsan yaşadığı hayat süresince ne kadar insani ilişkilere dikkat ederek hayatını devam ettirirse , insanlar arasındaki değeri o, nispette artar. Onun toplum içerisinde değerinin artmasını ve eksilmesini belirleyen ölçü kendi davranışlarıdır. Toplum içerisinde güzel ve olumlu davranışlar içerisinde bulunan bir kişi, davranışlarından dolayı takdir görürse, bütün insanlara örnek olur. Burada topluma düşen bu tür davranışları yapan insanları; takdir etmek ve topluluğu bu tür davranışlara yönlendirmektir. İşte burada asıl olan insan davranışlarının takdiri, olumlu değerlendirilmesi, vefa gibi kavramların hayatta yaşanarak yer bulmasına bağlıdır. Yoksa bir toplumda yapılan doğru ve yanlış davranışlar aynı kefeye konuyorsa, o toplumun kendisini yeniden gözden geçirmesi gerekir. Ortada bir olumsuzluk var demektir.
O, toplumda işte o zaman yanlış şeyler takdir görür, yanlış hareketler baş tacı edilir, yanlış insanlar önder olarak gösterilir.