Son günlerde yaşanan onca sıkıntılı olaydan sonra, rahat bir nefes almak ve Ramazanın Manevi ikliminden yararlanmak, umarım Tüm Müslümanlara hayır getirir. İslam Dünyasının neresine bakarsak bakalım kan ve gözyaşı manzaraları ile karşılaşmaktayız. Doğu Türkistandan, Mısıra kadar... Kerkükten, Arakana kadar... SURİYEDEN, Çeçenistana kadar... hangisini sayalım. Bir tarafta Dünyalıklara sarılmış mallarına, mal katmanın veya zevklerine zevk katmanın peşinde olan şuursuz ve üstelik zengin, müslüman olduğunu iddia eden kişi ya da devletler. Bir yanda açlık, sefalet, kan ve gözyaşı... Böyle bir manzara  karşısında idrak etmeye çalıştığımız, kendisinden manevi olarak yaralanmak istediğimiz  Ramazan Ayı... Yüce Rabbimden dileğim Tüm Müslümanların sıkıntılarına çare olur. Bu Manevi iklim herkesi etkiler. İster kişisel olarak, ister kitlesel olarak insanlar İslam Maneviyatının huzur ve hassasiyetini idrak ederler.     Ramazan Ayı, Yardımlaşmanın, paylaşmanın hazzını duymak için bir vesiledir. Kardeş acısını hissetmek için Ramazan bir vesiledir. Manevi iklimden etkilenmek için, bir vesiledir. Benden başka insanlar nasıl yaşıyorlar, açlık nasıl bir duygu diye düşünmek için bir vesiledir. Nefsin azgın isteklerini reddetmek, onun emrine girmemek ve nefse karşı koymak için bir vesiledir. Hayatın her alanını anlamak, her katmanında asıl unsurun insan olduğunu algılamak için bir vesiledir. Dünya üzerindeki müslümanların meselelerine sahip çıkmak için bir vesiledir. Dünya müslümanlarının çektiği sıkıntılarda, en azından dualarımızla yanlarında olmamız için bir vesiledir. Onların yaralarını sarmak, onlara sahiplenmek, uzaktan da olsa acılarını hissetmek için bir vesiledir. Uyuşukluğa kapılmış İslam Aleminin uykudan uyanarak, kendisine gelmesi ve İslami dirilişi canlandırması için bir vesiledir. Yıpranmış olan İman ve itikatımızı tekrar canlandırmak ve güçlendirmek için bir vesiledir. Hadi o zaman daha sayamadığımız binlerce vesilelerin bazılarından istifade etmek amacı ile Ramazan Ayının Manevi ikliminden istifade edelim..     Önce nefsimizle girdiğimiz mücadeleyi kazanalım. Sonra Ailemizden başlayarak çevremizdeki insanlarla olan ilişkilerimizi gözden geçirelim. Aile fertlerimize İslamı ve onun güzelliklerini ne kadar anlattığımızı ve ne kadar yaşanılabilir hale getirdiğimizi sorgulayalım. Gerçekleri görmekten korkmayalım. Unutmayalım ki gerçekleri bilmek bazen ileride oluşabilecek tehlikelerin önüne geçmek için set oluşturabilir. Tekrardan Ailemize, çevremize İslam ile müşerref olmanın ne kadar önemli bir ayrıntı olduğundan bahsedelim. İslamın güzelliğini, yaşanılabilir bir hayatı öngördüğünü etrafımızdakilerle paylaşalım. Bu ayda paylaşmak sadece yiyecek ve giyecekle olmaz. Fikirlerin de insan hayatında ne kadar önemli olduğunu unutmayalım. Tüm gönüllere bir fidan dikelim. Yetişmiş olan fidanları yeşillendirelim, sulayalım. Unutmayalım ki; tüm bu güzellikleri önce kendimizden başlayarak uyguklamaya koyalım. Sonra Ailemiz ve çevremiz ile barışık olalım.     Bütün bu ay boyunca en önemli şeyin Yüce Yratıcı ile irtibat kurmak olduğunu unutmayalım. Ona kul olmanın hazzını yaşayalım. Yüce Rabbime bol, bol dua edelim. O nu her zaman analım, zikredelim. Kul olmanın şuuru ile ibadetlerimize devam edelim. Kendimizi sorgulama ayı da diyebileceğimiz bu ayda Manevi İklimden yeteri kadar istifade edelim. Yaradana yalvaralım, ağlayalım, göz yaşı dökelim. Unutmayalım gözyaşları insan ruhunu yumuşatır.İnsanı daha merhametli ve daha dikkatli yapar. Tüm bunları yaptıktan sonra, İslam karşıtı olan güçlere karşı dik duralım. Güçlü olalım. Birlik olalım. Vatanımıza ve Milletimize, Dinimize sahip çıkalım. Bunlardan yaralanmak için Ramazan Ayının bir fırsat olduğunu unutmayalım...