ÖĞRETMENİN ÖNEMİ
SİSTEM olarak temelinden bu eğitimin değişmesi taraftarıyım. Baştan bunu söyleyeyim. O nedenle bugün uygulanan eğitimin arızaları üzerinde fazla yorum yapmıyorum. Çünkü sistemin olmadığına inanıyorum. Burada öğretmen faktörünün çok önemli olduğu kanaatini taşıyorum. Ancak, öyle öğretmen kadrosunu da; işin açıkçası göremiyorum. Bugün, öğretmen profili; önceliğini kendi çıkarını düşünen insan profili gibi, durmaktadır. Çok can acıtıcı, bir durum...
Eskiden öğretmenler çok iyi idi, çok güzeldi, çok anlayışlı idi, gibi bir düşüncem olamaz. Eski öğretmenlerin de, içerisinde; mesleğini sevmeyen işin ehli olmayan, hatta öğretmenlikten çok uzakta olan insanlara şahit olduk. Öğretmenlerin zamanın iktidarları tarafından nasıl yetiştirildiğine şahit olduk. Senelere sığdırılmayan eğitim sürecinin bir-kaç ayda bitirilerek, diplomalar verildiğine şahit olduk. O, tür öğretmenlerin zamanla okullara idareci olarak atandığına şahit olduk. o, nedenle; eski çok iyidir diyemem. o, tür değerlendirmelere zaten katılmıyorum. öğrenci harcamanın zirve yaptığı zamanları biliyorum. öğrenci kazanmak yerine; sıradan bahaneler ile; çocukların geleceği ile oynandığını biliyorum.
Bu sistemin en önemli dayanağı öğretmen olduğuna göre; öğretmen yetiştirmenin çok önemli olması gerektiğine inanıyorum. Öğretmen yetersiz ise; sistemden, başarıdan, gelecekten bahsetmenin anlamsız lakırtılar olduğu inancını taşıyorum. Bugün ki, öğretmen yetiştirme metodu ile ne kadar başarılı oluruz? Onu da; çok merak ediyorum. Öğrencinin bire bir hayatına dokunmaktan bahsediyorum. Şu ana veli denetimi diye; bir anlaşılmaz durumun olduğunun farkındayım. MEB, Kendi iç denetimini yapamıyor da; dışarıdan veli denetimine ihtiyaç hissediyor? Anlamıyorum.
Bu arada;
Selam olsun mesleğini adam gibi yapanlara... Öğrencilerini çocukları gibi görüp; geleceğe hazırlayanlara... Sorumluluğunu bilenlere...
İşte,
Mesleğini seven, kendini ona adamış, durmadan kendini yenileyen ve öğretimin başaramadığı eksikliği; kişiliği ile dolduran ve her sene hedef öğrenci kitlesine ulaşabilen bir öğretmenden bahsediyorum. Öyle öğretmeni, çok az görüyorum... Ancak öyle öğretmen bulmanın zor olduğuna inanıyorum...
Bir zamanlar, Önceden bizim yaşadığımız anlar vardı. Okullarda yanlış öğretmen, yağcı öğretmen profiline, hocalara; taltifler, ödüller verilirdi. Biz baka kalırdık... Üstelik bu hocaların çoğunun öğrencinin hayatına dokunmak gibi; bir dertleri hiç bir zaman olmamıştı... Amma onlar ödüllü öğretmenlerdi! O günkü idarecilerin sorumluluğu çok büyük... çoookkkk....
Tam tersine; kendini yenileyen, öğrencisi ile hem hal olan, okuyan yazan öğretmenlerin kaderi ise; ya düşük notlardır, ya da fişlenmektir... Bunu yaşayan bir arkadaşınız olarak, yazıyorum. Bu durum, eğitimin neden bu hale düştüğünün en güzel örneğidir. Bırakın kitap okumayı, gazete bile okumayan, öğrencisinin karşısına bom boş çıkan nice öğretmenin, idareciler tarafından ödüllendirildiğine şahit olduk. Kendilerine YALAKALIK ve Yağcılık yapan, adam kayırmaların cirit attığı ödüllendirilmelerine şahit olduk... Biz ona rağmen; yılmadık, yıkılmadık, çalıştık, didindik... O, ödüllendirilmeleri belge gösterilerek, kendilerine yeni makamlar verilenlere şahit olduk.
DOĞRU dürüst görevini layıkıyla yapan öğretmenlere verilmeyen değerleri çok iyi biliyorum. Eğer bir öğretmen mesleğini yeteri kadar yapabildi ise; bugün O, öğrenci kardeşlerimizden kazandığı bir kitle olması gerekir, inancındayım...
İdeal Öğretmen,
ÖĞRENCİSİNE SAHİP ÇIKAR. DERDİ İLE DERTLENİR, EVİNİ, SOFRASINI AÇAR. Hep bir kardeş, bir baba, bir yön veren, bir denetleyen, bir abi, olma özelliğini taşımalıdır. Bu Ulvi görev; böyle olmayı gerektirir. Düşünün, muhatabınız insandır. Yanlış öğretmen; arızalı beyinlerin yetişmesine neden olan adam demektir. Doğru öğretmen; geleceğin teminatıdır. Gençlerin ve çocukların, doğru yönlendiricisidir. Onlara hayatı, yaşamayı, tüm değer yargılarını; bizzat yaşayarak, öğretir.
Bugün,
Sistemin temel taşı olan öğretmenlerin, bugün düştüğü haller ibret vericidir. Anlamsız sendika kavgaları, makam kapma çabaları, bırakın öğrencinin hayatına dokunmayı; öğrencinin varlığından bile; rahatsız olan bir öğretmen oluşumunun, şekillenmesine şahit oluyoruz.
Devlet ise; bu konuda üzerine düşen görevi yaparak; Öğretmenini, maddi açıdan kimseye muhtaç etmemelidir. Sene başlarında yaşanan yardımcı kitap dayatmacılığını, şiddetle kınıyorum. Öğretmenin bu kadar aciz durumlara düşmesini yadırgıyorum. Mesleğin en önemli yanının; kişinin onuru ve değeri olması gerektiği inancını taşıyorum.
Her önüne gelenin öğretmen olarak atanmasını kabullenemiyorum. Öğretmenliğin bir kazanç kapısı olarak algılanmasını, kabul etmiyorum. Her yıl öğretmen ataması, gibi kargaşaların varlığını devam ettirmesinden rahatsızım.
Böyle bir yapılanma; eğitim ve öğretimin geleceğini kalbinden vurmaktır. Sadece alacağı maaşı, ücreti, düşünen bir öğretmen profilini düşünmek istemiyorum. Sonuçta; gelecek nesillerimiz böyle arızalı eğitimcilere teslim edilemez... Bu eğitim ve Öğretim sürecinden de; hedeflenen sonuç alınamaz...
Acil tedbirler alınmalıdır...