pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Orhan ARSLAN
Köşe Yazarı
Orhan ARSLAN
 

İ H L 11-C SINIFI

İ H L    11   C    SINIFI                İHL Öğretmeni olduğum ilk yılda, tanıştığım diğer sınıf 11-C idi. O günün yasası gereği; Lise sınıflarından ders almam gerekiyordu. Bu sınıfın iki saatlik meslek dersi, bana verilmişti. İlk sene fazla ders almamıştım. Haftalık ders saatim, 24 saati geçmiyordu.                Öğretmenlik hayatım boyunca; otuz saat derse girdiğim, nadir bir konudur. Yararlı olacağıma inanmıyordum.                Gazi Lisesinden üzgün ayrılmıştım. Var olan küçük kitabevi devam ediyordu.  O na yakın olmak zorundaydım. Hep güçlü bir kitap salonu hayalim vardı. Zaman içerisinde; bu ekonomik güçsüzlüğe rağmen; bu hayalimin, yıllar sonra da, olsa;  gerçek olamayacağını gördüm, çok üzüldüm.Kitap sevgisi bende; hep olmuştu.  Çocukluk yıllarımdan itibaren, okuma alışkanlığım vardı. Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Mehmet Akif Ersoy,  Kadir Mısıroğlu gibi şahsiyetleri, lise yıllarında tanımıştım. Tarihi kitaplara ve Edebiyata olan ilgimden dolayı; 1000 temel eseri, kütüphanesine alan, birisi idim. Okudum, okudum, okudum…Hayalim şimdilerde, olduğu gibi; büyük bir okuma salonu olan, Kitabevi oluşturmaktı… Benimkisi, hayal işte…                Ailem Bursa’ya taşınmıştı… Terk edilmişlik ve yalnızlık, tarif edilecek, bir duygu değildir…                Böyle bir zamanda, derslere başladım. Aynı zamanda sportmen birisi olduğum için; O, sınıfta hentbol takımının iskeleti vardı. Takım çalışmalarına katkı vermek adına, öğrencilerle olan irtibatımız, artmaya başladı. Ders saatleri dışında; çalışmalarına, katkı veriyordum. Zamanla, O, sınıf ile, daha fazla ilgilenmeye başladım.                Malum bir yıl sonra; Üniversite sınavlarına gireceklerdi. Bunlara yönlendiricilik yapmak, Üniversiteler hakkında konuşmak, bilgi vermek, tanıtım yapmak, hoşuma gidiyordu.                Dershanelere devam eden öğrenciler ile; yakından ilgileniyordum.                Sınıfı analiz ettiğim zaman; gayet başarılı bir sınıf olduğunu anladım. O, yıllarda İHL altın yıllarını yaşıyordu. 1986 ve 1997 yılları arası; Sivas İHL başarı grafiğini, bir hayli, yükseltmişti.                Sınıf, haftada dört saat seçmeli ders olarak; meslek derslerini seçmişlerdi. Yani, lise ikiden itibaren; matematik dışında, fen dersleri görmüyorlardı. Ancak, öğrenciler gayretli ve azimli idiler.                O sınıftan böyle bir beklentim oluştu. Yanılmadım. Üniversite sınavlarına girdikleri zaman; Şehrin Matematik ve Fen puan dallarındaki, ilkler; bu sınıftan çıktı. Bu derece yapan arkadaşların bazılarını, Okuldan mezun etmek için, eylül sınavlarında; nasıl bir mücadele ettiğimi; Allah biliyor…                Sınıfın çoğunluğu Üniversitelere devam etti. Okulları bitirdikten sonra; Bazıları Devlet memuru olarak; görev aldı. Bazıları, özel sektörde önemli yerlere geldi. Bazıları, kendi ticari hayatına devam etti. Şehrin ticaretine katkı veren bir konuma geldi.                Bu gençlerle irtibatımız; Üniversite yıllarında da; devam etti…                Bugün ÖSYM de görev alan bir arkadaşlarının olması; umarım, O, sınıf mensubu herkesi; gururlandırıyordur…                Bu sınıf ve arkasından gelen onlarca sınıftan mezun olan tüm dostlarımız, bizim için; gurur kaynağıdır. İçlerinde Devletin her kademesinde görev yapan, memurlar vardır. Akademisyenler vardır. Esnaflar vardır. Serbest çalışanlar vardır. Ticaret yapanlar vardır. Ülkemin her tarafına dağılmış olan, bu kardeşlerimizle, karşılaştığımız zaman,  karşılaşma anı; benim için, ayrı bir gurur kaynağı olmaktadır…                Ülkenin neresine gidersem gideyim; böyle bir arkadaşla karşılaşmak, benim için; tarif edilemeyen bir duygudur. İşte, o zaman; iyi ki, bu gençlerle yollarımız bir yerde kesişmiş… İyi ki; onların öğretmeni olmuşum… İyi ki, onlara İslam’ı anlatan bir görev üstlenmişim, diye; sevinirim ve onlara dua ederim…                Bu ne büyük zenginliktir, anlatamam… Hepsinden   ALLAH razı olsun…                Bu sınıfın çoğunluğunu oluşturduğu, Hentbol takımı ile; guruplara gitmiştik. Başlarında sorumlu, ben idim. Gurup maçında çok önde olmamıza rağmen, takımın İHL forması taşıması, birilerini rahatsız etmişti. İstenmeyen olaylar yaşandı. Bizim takımdan bazı sporculara ve bana uzaklaştırma cezaları verdiler. Ben alışkın olduğum için; Çocuklar, çok kızgındılar. Bazıları, amatör takımda daha fazla maçlar yapıyorlardı. Hatta, gurup maçlarına, katılıyorlardı.      Sürekli, hentbol oynadıkları için; bizim lise takımımızın karşı takımdan, çok üstün olmasına rağmen; elenmesini, sindiremediler…                İmam Hatip takımı olmanın, bölge takımlarının birbirlerine yardımcı olmalarının; bedelini, ödemişlerdi…                Bu sınıf sayesinde, İHL okulunun lise öğrencileri ile; tanışıklığımız artmaya başladı. Ben de; kendimi enerjik hissediyordum. Öğrencilerle iç, içe olmalıydım.                Okul yatılı olduğu, için; Yatılı okulda gönüllü olarak; nöbet tutmaya başladım. Doğal olarak sıkıntılı bir durum idi. Ancak, ben boş duramazdım. Mutlaka öğrencilerle; irtibatlı olmalıydım.                Bir gün nöbetçi iken; bazı öğrencilerin etütten sonra; olmadığını fark ettim. Sebebini öğrenince, çok şaşırdım. Öğrenciler; Çarşamba günleri, Maç seyretmek için, böyle bir yolu izliyorlarmış. Daha sonraları, okul idaresinin izni ile; pansiyona TV aldık.  Maçlar, etüt sonrası; isteyen öğrenciler tarafından, izlenmeye başlandı. İnanın TV alındıktan sonra, bir final maçını; üç, beş öğrenci ile, seyrettiğimizi biliyorum.                Yasaklamanın getirdiği, bir durum olsa; gerektir.                İlerleyen zamanlarda, O, yıllarda öğrenci olan ve günümüzde; birisi; PROF unvanı almış, bir diğeri; serbest çalışmada isim yapmış, dostlarımla; Bir araya geldiğimiz zaman; bu anıları paylaşır ve gülüşürüz…                Böylece sene sonuna doğru, ancak; kendime geldim. Çünkü,  MEB den, hiç de; hak etmediğim davranışları, görmüştüm.                O yıl, öğrencilerle tanışık olmak adına; verdiğim mücadele sonuç vermişti.   Mutluydum…  Geleceğe ümitle bakmak için; nedenlerim vardı. 
Ekleme Tarihi: 03 Ocak 2018 - Çarşamba

İ H L 11-C SINIFI

İ H L    11   C    SINIFI

                İHL Öğretmeni olduğum ilk yılda, tanıştığım diğer sınıf 11-C idi. O günün yasası gereği; Lise sınıflarından ders almam gerekiyordu. Bu sınıfın iki saatlik meslek dersi, bana verilmişti. İlk sene fazla ders almamıştım. Haftalık ders saatim, 24 saati geçmiyordu.

                Öğretmenlik hayatım boyunca; otuz saat derse girdiğim, nadir bir konudur. Yararlı olacağıma inanmıyordum.

                Gazi Lisesinden üzgün ayrılmıştım. Var olan küçük kitabevi devam ediyordu.  O na yakın olmak zorundaydım. Hep güçlü bir kitap salonu hayalim vardı. Zaman içerisinde; bu ekonomik güçsüzlüğe rağmen; bu hayalimin, yıllar sonra da, olsa;  gerçek olamayacağını gördüm, çok üzüldüm.

Kitap sevgisi bende; hep olmuştu.  Çocukluk yıllarımdan itibaren, okuma alışkanlığım vardı. Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Mehmet Akif Ersoy,  Kadir Mısıroğlu gibi şahsiyetleri, lise yıllarında tanımıştım. Tarihi kitaplara ve Edebiyata olan ilgimden dolayı; 1000 temel eseri, kütüphanesine alan, birisi idim. Okudum, okudum, okudum…

Hayalim şimdilerde, olduğu gibi; büyük bir okuma salonu olan, Kitabevi oluşturmaktı… Benimkisi, hayal işte…

                Ailem Bursa’ya taşınmıştı… Terk edilmişlik ve yalnızlık, tarif edilecek, bir duygu değildir…

                Böyle bir zamanda, derslere başladım. Aynı zamanda sportmen birisi olduğum için; O, sınıfta hentbol takımının iskeleti vardı. Takım çalışmalarına katkı vermek adına, öğrencilerle olan irtibatımız, artmaya başladı. Ders saatleri dışında; çalışmalarına, katkı veriyordum. Zamanla, O, sınıf ile, daha fazla ilgilenmeye başladım.

                Malum bir yıl sonra; Üniversite sınavlarına gireceklerdi. Bunlara yönlendiricilik yapmak, Üniversiteler hakkında konuşmak, bilgi vermek, tanıtım yapmak, hoşuma gidiyordu.

                Dershanelere devam eden öğrenciler ile; yakından ilgileniyordum.

                Sınıfı analiz ettiğim zaman; gayet başarılı bir sınıf olduğunu anladım. O, yıllarda İHL altın yıllarını yaşıyordu. 1986 ve 1997 yılları arası; Sivas İHL başarı grafiğini, bir hayli, yükseltmişti.

                Sınıf, haftada dört saat seçmeli ders olarak; meslek derslerini seçmişlerdi. Yani, lise ikiden itibaren; matematik dışında, fen dersleri görmüyorlardı. Ancak, öğrenciler gayretli ve azimli idiler.

                O sınıftan böyle bir beklentim oluştu. Yanılmadım. Üniversite sınavlarına girdikleri zaman; Şehrin Matematik ve Fen puan dallarındaki, ilkler; bu sınıftan çıktı. Bu derece yapan arkadaşların bazılarını, Okuldan mezun etmek için, eylül sınavlarında; nasıl bir mücadele ettiğimi; Allah biliyor…

                Sınıfın çoğunluğu Üniversitelere devam etti. Okulları bitirdikten sonra; Bazıları Devlet memuru olarak; görev aldı. Bazıları, özel sektörde önemli yerlere geldi. Bazıları, kendi ticari hayatına devam etti. Şehrin ticaretine katkı veren bir konuma geldi.

                Bu gençlerle irtibatımız; Üniversite yıllarında da; devam etti…

                Bugün ÖSYM de görev alan bir arkadaşlarının olması; umarım, O, sınıf mensubu herkesi; gururlandırıyordur…

                Bu sınıf ve arkasından gelen onlarca sınıftan mezun olan tüm dostlarımız, bizim için; gurur kaynağıdır. İçlerinde Devletin her kademesinde görev yapan, memurlar vardır. Akademisyenler vardır. Esnaflar vardır. Serbest çalışanlar vardır. Ticaret yapanlar vardır. Ülkemin her tarafına dağılmış olan, bu kardeşlerimizle, karşılaştığımız zaman,  karşılaşma anı; benim için, ayrı bir gurur kaynağı olmaktadır…

                Ülkenin neresine gidersem gideyim; böyle bir arkadaşla karşılaşmak, benim için; tarif edilemeyen bir duygudur. İşte, o zaman; iyi ki, bu gençlerle yollarımız bir yerde kesişmiş… İyi ki; onların öğretmeni olmuşum… İyi ki, onlara İslam’ı anlatan bir görev üstlenmişim, diye; sevinirim ve onlara dua ederim…

                Bu ne büyük zenginliktir, anlatamam… Hepsinden   ALLAH razı olsun…

                Bu sınıfın çoğunluğunu oluşturduğu, Hentbol takımı ile; guruplara gitmiştik. Başlarında sorumlu, ben idim. Gurup maçında çok önde olmamıza rağmen, takımın İHL forması taşıması, birilerini rahatsız etmişti. İstenmeyen olaylar yaşandı. Bizim takımdan bazı sporculara ve bana uzaklaştırma cezaları verdiler. Ben alışkın olduğum için; Çocuklar, çok kızgındılar. Bazıları, amatör takımda daha fazla maçlar yapıyorlardı. Hatta, gurup maçlarına, katılıyorlardı.   

   Sürekli, hentbol oynadıkları için; bizim lise takımımızın karşı takımdan, çok üstün olmasına rağmen; elenmesini, sindiremediler…

                İmam Hatip takımı olmanın, bölge takımlarının birbirlerine yardımcı olmalarının; bedelini, ödemişlerdi…

                Bu sınıf sayesinde, İHL okulunun lise öğrencileri ile; tanışıklığımız artmaya başladı. Ben de; kendimi enerjik hissediyordum. Öğrencilerle iç, içe olmalıydım.

                Okul yatılı olduğu, için; Yatılı okulda gönüllü olarak; nöbet tutmaya başladım. Doğal olarak sıkıntılı bir durum idi. Ancak, ben boş duramazdım. Mutlaka öğrencilerle; irtibatlı olmalıydım.

                Bir gün nöbetçi iken; bazı öğrencilerin etütten sonra; olmadığını fark ettim. Sebebini öğrenince, çok şaşırdım. Öğrenciler; Çarşamba günleri, Maç seyretmek için, böyle bir yolu izliyorlarmış. Daha sonraları, okul idaresinin izni ile; pansiyona TV aldık.  Maçlar, etüt sonrası; isteyen öğrenciler tarafından, izlenmeye başlandı. İnanın TV alındıktan sonra, bir final maçını; üç, beş öğrenci ile, seyrettiğimizi biliyorum.

                Yasaklamanın getirdiği, bir durum olsa; gerektir.

                İlerleyen zamanlarda, O, yıllarda öğrenci olan ve günümüzde; birisi; PROF unvanı almış, bir diğeri; serbest çalışmada isim yapmış, dostlarımla; Bir araya geldiğimiz zaman; bu anıları paylaşır ve gülüşürüz…

                Böylece sene sonuna doğru, ancak; kendime geldim. Çünkü,  MEB den, hiç de; hak etmediğim davranışları, görmüştüm.

                O yıl, öğrencilerle tanışık olmak adına; verdiğim mücadele sonuç vermişti.

   Mutluydum…  Geleceğe ümitle bakmak için; nedenlerim vardı.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.